2001'de ekonomik krizin pençesinde bunalan G.Saray, 5.5 milyon dolarlık devlet yardımı bir türlü çıkmayınca IMF onayıyla Fakir Fukara Fonu'ndan ödeme almış...
UEFA ve Süper Kupa'yı kazanarak yönetmelik gereği ödülü hak eden ve 5.5 milyon dolar devlet yardımı alan G.Saray'a bu para FAK FUK FON diye bilinen Fakir ve Fukara Fonu'ndan verilmiş. Ödeme yapılması için ayrıca dönemin IMF temsilcisi Carlo Cotarelli'den de onay alınmış...
BORÇLA DEPLASMANA
Yıl 2001... DSP, ANAP, MHP kolisyonu iktidarda. Bülent Ecevit 57. hükümetin başbakanı, Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli ise başbakan yardımcısı... Türkiye önce deprem, ardından da havada uçuşan Anayasa kitapçığı yüzünden ekonomik krizin tam göbeğinde. IMF bir kez daha Türkiye Ekonomisi'nin kontrolünü ele almış. Direksiyona da Turkiye Masası Şefi İtalyan Carlo Cotarelli'yi geçirmiş. Ülkenin tek tesellisi Galatasaray'ın önce UEFA ardından da Süper Kupayı kazanmış olması. Ne ilginçtir ki, toplumun bir kısmının sorunlarını unutturan G.Saray, ekonomik sıkıntıyı en çok yaşayanların başında geliyor. Bırakın transfer taksitlerini futbolcuların SSK giderleri bile ödenemiyor, kulüp borçla deplasmana gidiyor...
HÜKÜMET TAMAM AMA...
Parasızlıktan kapıya kilit vurma durumuna gelen G.Saray 'Devlet Baba'nın kapısını çalıyor... UEFA'daki başarının karşılğında ekonomik destek talep ediyor. Ecevit, Yılmaz ve Bahçeli bu talebe sıcak bakıyorlar ve G.Saray'a her hangi bir fondan 5,5 milyon dolar aktarılmasını onaylıyorlar. Bakanlar Kurulu'da bu kararın altını imzalıyor. Ancak tüm fonlar o tarihte IMF'in kontrolünde olduğu için hükümet onaylı bu karar hayata geçirilemiyor. G.Saray Başkanı Faruk Süren ile Başkan Yardımcısı Mehmet Cansun, Mesut Yılmaz ile yaptıkları görüşme sonunda işin IMF'in Türkiye Masası Şefi İtalyan Carlo Cotarelli'de bittiğini öğreniyorlar.
ERTESİ GÜN ÖDENDİ
Olayın 1 numaralı kahramanı Mehmet Cansun şöyle anlatıyor: "Çok sıkıntılı bir dönemdi. Büyük başarı elde etmiştik ama ekonomik sıkıntı had safhadaydı. Hükümetimizden yardım talep ettik. O sıralar sayın Bülent Ecevit başbakandı. Ve ülkeyi koalisyon ile idare ediyordu. Talebimize hem sayın Ecevit, hem de yardımcıları Mesut Yılmaz ile Devlet Bahçeli onay verdi. Ama bu onaya karşın para bir türlü hesaba yatmıyordu. Araştırdık IMF temsilcisi Cotarelli tüm fonların kontrolünü eline almış o nedenle para çıkmıyormuş. Ben de bunun üzerine Ankara'ya gittim. Saat 23.30 ya da 24.00 civarıydı. Ne iznim vardı ne de randevum. Kapıyı çaldım, Cotarelli açtı. Hemen kapıda kendimi tanıttım. (Sizi tanıyorum) diyip beni içeri aldı. Çantamdaki dosyayı verip durumu anlattım. Bir de üzeri pırlanta parçalarıyla süslü G.Saray rozeti hediye ettim. 200-250 dolar cıvarında bir rozetti. Sayın Cotarelli yazıyı imzaladı. Ertesi gün de para hesabımıza yattı. Tanıtma Fonu'nda para kalmadığı için ödemeyi Fak Fuk Fon'dan yaptılar."