BİZE ULAŞIN
Önümüzdeki dört yılda federal hükümetin önündeki en büyük görev, ABD'yle ilişkileri zora sokan sorunlar yığınını bertaraf etmek, işsizlik sorunuyla mücadele için tedbirler almak ve sosyal güvenlik sisteminde köklü reformları gerçekleştirmek olacak. Ayrıca, AB'deki ortaklarla ilişkilerin de özenli bir bakımdan geçirilmesine acil ihtiyaç var.
Hükümete birlikte devam edeceklerini açıklayan Sosyal Demokratlar'ın lideri Başbakan Gerhard Schröder ve Yeşiller'den Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'in koalisyon görüşmelerine başlamaya hazırlandığını vurgulayan siyasi gözlemciler, ancak yeni kabineyi, dış politika, ekonomi ve sosyal alanda bir dizi sorunun beklediğine dikkat çekiyor.
ALMANYA-ABD İLİŞKİLERİ Federal hükümetin önündeki ilk ve en önemli görevin, Almanya-Amerika ilişkilerini zora sokan sorunlar yığınını bertaraf etmek olduğunu belirten gözlemciler, ancak, Amerika Başkanı George W. Bush'u Hitler'e benzeterek ilişkilerde fırtına koparan Adalet Bakanı Herta Daeubler-Gmelin'e kabinede bir daha yer vermemenin, bunun için yeterli olmayabileceğini bildiriyor.
Adalet Bakanı Gmelin'in, yaptığı benzetmeyle, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller arasında çoğu kişinin düşüncelerine tercüman olduğunu ifade eden siyasi gözlemciler, Schröder'in de seçim kampanyası boyunca aktif şekilde devreye soktuğu Amerika'ya eleştirel yaklaşan temel düşüncenin, iki ülke arasında yeniden bir yakınlaşma yaşanmasını zora soktuğunu kaydediyor.
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ Önümüzdeki dört yılda hükümetin önündeki en büyük görevin, sosyal güvenlik sisteminde köklü reformları gerçekleştirmek olacağını belirten gözlemciler, emeklilik olsun hastalık veya bakım sigortası olsun, hemen birşeyler yapılmazsa tüm sistemin çökeceği ve o zaman sosyal alanda yaşanacak acı dönüşümün önüne geçmenin mümkün olmayacağı uyarısında bulunuyor.
Bir türlü aşağı çekilemeyen işsizlik sorunuyla mücadelede de birkaç idari tedbirle yetinmenin yeterli olmayacağını vurgulayan siyasi gözlemciler, "Toplu sözleşme yasasının daha esnek hale getirilmesi gerek. Vergi yükü hafifletilmeli ve böylece talebin daha da artması için alan açılmalı. Almanya, Avrupa'daki ekonomik gelişimi yavaşlatan güç olma durumundan, ancak bu şekilde çıkabilir" diyorlar.
AB'deki ortaklarla ilişkilerin de özenli bir bakımdan geçirilmesine acil ihtiyaç bulunduğunu ifade eden gözlemciler, Almanya'nın AB'nin en güçlü ülkesi olmasının, bu ülkedeki gelişmelerin daha da eleştirel şekilde değerlendirilmesine sebep olduğunu hatırlatıyor.
DESTEK ŞART Sosyal Demokrat-Yeşiiller koalisyonunun parlamentoda sağladığı bu kılpayı çoğunluğun, tüm bunları yapabilmek için tek başına yeterli olmayacağını ve eyaletlerin temsil edildiği Eyalet Temsilciler Meclisi'nin de desteğinin gerekeceğini kaydeden gözlemciler, başka bir deyişle, Başbakan Schröder'in, Hristiyan Demokrat muhalefeti de hesaba katmak, onlardan destek aramak zorunda kalacağını bildiriyor. Siyasi gözlemciler, bunun da ancak, Hristiyan Demokrat Parti'nin suyuna giderek ve onların siyasi görüşlerini dikkate alarak mümkün olabileceğini belirtiyor.
