Uzmanlar, alzheimer ve parkinson hastalıklarının insan ömrünün uzamasıyla arttığı görüşünde.
Dünyada 50 yaşın altında 100 binde 50 kişide, 70 yaş üzerinde 100 binde 3 bin kişide görülen Parkinson hastalığı ve kadın-erkek tüm dünyada yaklaşık 20 milyon kişiyi etkileyen, 65 yaşın üzerinde her 20 kişiden birinde, 90 yaşın üzerindeyse her iki kişiden birinde ortaya çıkan Alzheimer hastalığı hakkında bilgiler veren Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Fehim Arman, "Alzheimer ve Parkinson, isimleri son yıllarda sıkça duyduğumuz hastalıklardan ikisi. Dünya Parkinson hastalığını en çok boksör Muhammed Ali ile tanıdı. Belki bu yüzden Parkinson, zihinlerde uzun yıllar boksör hastalığı olarak kaldı. Yaşlı insanların yaşadığı her unutkanlık da "Alzheimer" olarak nitelenir oldu. Oysa ne Parkinson boksör hastalığı ne de Alzheimer basit bir unutkanlık. Her iki hastalık da çok ciddi sayıda kişiyi etkiliyor. Parkinson, 40-70 yaşları arasında ve erkeklerde daha sık görülen bir hastalık. En önemli belirtisi titreme.
Beyindeki bazı sinir hücrelerinin yavaş yavaş işlevini kaybetmesi sonucu, çeşitli zihinsel bozukluklarla ortaya çıktığı artık iyi bilinen Alzheimer hastalığıysa, ilerleyici ve geri dönüşsüz bir özelliğe sahip" dedi.
Prof. Dr. Arman, her iki hastalıkla ilgili tüm dünyada araştırmalar yapıldığını ancak tüm bunlara karşın sadece ilerlemesinin yavaşlatılabildiğini kaydetti.
"HER TİTREME PARKİNSON DEĞİLDİR"
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Arman, Parkinson'un, uzun bir süreçte kendini gösterdiğini ve yavaş seyreden bir hastalık olduğunu belirterek, beyindeki bazı hücrelerin hasar görmesi ve eksilmesiyle ortaya çıktığını söyledi. "Bu hasarlanma sonucu, beyinde dopamin adı verilen maddenin eksikliği söz konusu olur" diyen Prof. Arman, sözlerine şöyle devam etti:
"Dopamin, bilgilerin hücreler arasında iletimini sağlayarak vücut hareket ve dengesinin düzgün olmasını sağlar. Yetersiz dopamin varlığında hastalık belirtileri görülür. Bu maddenin azalmasına bağlı olarak kişinin hareket işlevleri etkilenir ve hastalık belirtileri ortaya çıkar. Yapılan çalışmalar, hastalığın nedenini kesin olarak ortaya koyamıyor ancak yaşlanma süreci, çevresel faktörler ve genetik bir etkinin olduğu düşünülüyor. Kalıtımın rolü çok yüksek değil"
Prof. Dr. Arman, Parkinson'un genellikle vücudun tek tarafında, daha çok ellerde görülen titremeyle başladığını, bazı vakalarda ayaklar, çene ve dudakta da titreme görmenin mümkün olabileceğini ifade etti. Her titremesi olan kişinin Parkinson hastası olmadığının altını çizen Prof. Arman, "Ayırıcı tanı, hekim muayenesiyle ortaya konabiliyor. Belirtileri yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan bazı şikayetlere benzediği için doktora geç başvuruluyor. Bu nedenle bu gibi belirtileri yaşayan kişilerin vakit kaybetmeden nöroloğa başvurmasında fayda var" dedi.
"GENÇLERDE DE GÖRÜLEBİLİYOR"
Prof. Dr. Fehim Arman, 20-40 yaşları arasındaki kişilerde yüzde 5-10 oranında Parkinson'a rastlandığını ancak bu durumun çok nadir görüldüğünü söyledi. Hastalığın genellikle 50 yaş ve üzerinde görüldüğünü, yaş ilerledikçe riskin arttığını ifade eden Prof. Dr. Arman, Parkinson hastalığında tanının daha çok hasta öyküsünün alınması ve detaylı muayeneyle konulduğunu belirterek, teşhisi kesin doğrulamak adına MR da çekildiğini söyledi. Dr. Arman, tedavi noktasıyla ilgili olarak ise şu açıklamalarda bulundu:
"Dopamin hücrelerinin hasarını onaracak kesin bir tedavi henüz yoktur. İlaçlar ve egzersizle, hastanın günlük hayatını kolaylaştırmak, aktif olarak hayatını sürdürmesini sağlamak tedavinin ana hedefidir. Erken başlanan tedavi ve düzenli kontrollerle hastalığın etkilerini azaltmak mümkündür"
Prof. Dr. Arman, beyinde kısa süreli ve uzun süreli bir hafıza söz konusu olduğunu ifade ederek, Alzheimer'in basit unutkanlık olmadığına dikkat çekti. Aradaki farkı basit örneklerle açıklayan Prof. Dr. Arman, "Misafirimize pasta yapıp onu ikram etmeyi unutabiliriz ama nasıl pasta yaptığımızı unutursak, bu önemli bir sinyaldir. Ya da işle ilgili bir konuşma yapar ve bunu hemen unutabilirsiniz. Bu kısa süreli hafıza olarak nitelendiriliyor. Ancak adresinizi unutmazsınız ve her gün evinizin yolunu bulursunuz. Bu, uzun süreli hafızadır. İşte Alzheimer hastaları kendi evlerinin yollarını bulmakta dahi güçlük çekecek bir hafıza problemi yaşamaktalar" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Fehim Arman, bu hastalığı yaşayan kişi sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğunu belirterek, Alzheimer hastalığının, 65 yaşın üzerinde her 20 kişiden birinde, 90 yaşın üzerindeyse her iki kişiden birinde ortaya çıktığını söyledi.
NEDEN OLUYOR?
Alzheimer'in, beyindeki bazı sinir hücrelerinin yavaş yavaş işlevini kaybetmesi sonucunda çeşitli zihinsel bozukluklarla ortaya çıktığını ifade eden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Fehim Arman, hastalığın sinsice ilerlediğini ve geri dönüşümü olmadığını, Alzheimer'in basit unutkanlıklarla başlayıp yıllar içinde günlük işleri yapmayı engelleyecek düzeye ulaştığını kaydetti. "Öyle ki ileri dönemlerde zihinsel ve bedensel işlevler iyice bozularak, hastayı tamamen bakıma ve yatağa bağımlı hale düşürüyor" diyen Prof. Arman, bu hastalığın kesin nedeninin bilinmediğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Tek bilinen, riskin yaş ilerledikçe artıyor olması. Kalıtımın rolü üzerinde de duruluyor. Hastalığı önlemek adına yapılabilecek bir şey yok. Ancak yavaşlatmak için yapılabilecekler var. Her şeyden önce kişinin sosyal hayattan kopmaması gerekiyor. Düzenli oynadığı okeyi bıraktıktan sonra hastalığı ortaya çıkan hastam oldu. Yaşlılara tavsiyemiz, bulmaca çözmek, egzersiz yapmak, gazete okumak gibi günlük faaliyetlerini sürdürmeleridir"
Prof. Dr. Fehim Arman, Alzheimer hastalarının zaman içinde yardımsız yaşayamaz duruma gelmesinin ona bakan yakınları için de zorluk oluşturduğunu, bu sebeple hastalığın erken döneminde tanı konulması gerektiğini söyledi. "İlk belirtilerle birlikte doktora başvurulmalı" diyen Prof. Dr. Arman, bu belirtileri şöyle sıraladı:
"Tarihleri unutma, adresini bulamama, kelime bulmakta güçlük çekme, özellikle yakın zamana ait olayları ve kişileri hatırlayamama gibi durumlarda hekime danışmak gerekir."
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Fehim Arman, hastalığın tanısının klinik muayene ve MR tetkiki sonucunda konulduğunu sözlerine eklerken, Alzheimer hastalığını tamamen iyileştiren bir tedavi olmadığını ancak bazı ilaçlarla hastalığın belirtilerini kısmen gidermenin ve ilerlemesini belli ölçüde yavaşlatmanın mümkün olabildiğini söyledi.