HABER

Anayasa Mahkemesinden "kötü muamele" kararı

Anayasa Mahkemesi, karakolda tartışıp, direndiği polisler tarafından darp edilen kişiye yönelik eylemin, insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlali olduğuna karar verdi.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, emekli asker Zeki Bingöl, kapısına Şehremini Polis Merkezine başvurması gerektiğini bildiren pusula asılması üzerine, avukatıyla görüşmek için bindiği takside şoförle tartıştı.

İddiaya göre, Bingöl, sohbet sırasında İstanbullu olduğunu söyleyen şoföre "Ben de Sinopluyum" dedi. Şoförün "olabilir" karşılığını vermesine sinirlenen Bingöl, "Ne demek lan olabilir" diyerek şoföre tepki gösterdi. Şoför, aracını Şehremini Polis Merkezine götürerek Bingöl hakkında şikayetçi oldu.

Taksi şoförünün kendisini Şehremini Polis Merkezine getirmesinin, kapısına asılan çağrı kağıdıyla ilgili olduğunu düşünen Bingöl de araçtan inerek polis merkezine girdi.

Kamera kayıtlarına göre, dışarı çıkmasını isteyen polis memuruna direnmesi üzerine Bingöl ile polis arasında tartışma yaşandı. Polis tarafından kolundan çekilerek dışarı çıkarılmak istenen Bingöl, sendeleyince önündeki sandalyeyi polise doğru itti. Bunun üzerine polis Bingöl'e, ardından Bingöl de polise yumruk attı. Daha sonra diğer polisler gelerek Bingöl'ü darp etti ve kelepçeledi.

Hakkında koruma kararı bulunduğu öğrenilen Bingöl, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Bingöl, polisler hakkında şikayetçi oldu. İfadeleri alınan polisler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, direnmeyle orantılı olarak zor kullanma yetkilerini kullandıkları gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

Karara yapılan itirazın Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmesi üzerine Bingöl, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 17. maddesinde güvenceye alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine, başvurucuya 4 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Kararda, devletin, bireyin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına saygı gösterme yükümlülülüğü bulunduğu belirtildi. Bu konuda, Anayasa'nın 15. maddesi kapsamında belirtilen savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka bir genel tehlike halinde dahi istisna olmadığı vurgulandı.

Öte yandan, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) yakalama ya da meşru savunma amacıyla güç kullanımını yasaklamadığı belirtilen kararda, kaçınılmaz ve asla aşırı olmaması koşuluyla güvenlik güçleri tarafından fiziksel güce başvurulmasının kötü muamele olmadığının kabul edildiği aktarıldı. Bununla birlikte, polisin zor kullanma yetkisinin, bir görevin ifası sırasında direnişle karşılaşılması durumunda görevin yerine getirilmesi amacıyla direnişin kırılması ve fiili saldırının varlığı halinde meşru savunma hükümlerinin uygulanmasıyla sınırlı olduğu ifade edildi.

Polisler hakkındaki soruşturmanın yeterli derinlikte olmadığı da ifade edilen kararda, "Kamera görüntüleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun zor kullanmada sınır aşılarak darp edilmesi sonucu yaralandığının sabit olduğu, anılan muamelenin anlık geliştiği ve belli bir amaca yönelik olmadığının anlaşıldığı, zor kullanmada sınırın aşılması sonucu başvurucunun yaralanmasına sebebiyet veren eylemlerin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele olarak nitelendirilebileceği tespit edilmektedir" değerlendirmesinde bulunuldu.

AA

En Çok Aranan Haberler