ANKARA (A.A) - Kimya Mühendisleri Odası Hava Kalitesi Takip Merkezi Başkanı Erkin Etike, Ankara'da ekim, kasım ve aralık aylarında hava kirliliğiyle ilgili sınırların defalarca aşıldığını belirterek, Ankaralıların sağlığının tehdit altında olduğunu iddia etti.
Etike, düzenlediği basın toplantısında, Ankara'daki hava kirliliği değerlerinin halk sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaştığına ilişkin saptamalarını, 23 Mart ve 9 Eylül tarihlerinde kamuoyuna duyurduklarını anımsattı.
Önlem alınmadığı için kirliliğin artarak sürdüğünü belirten Etike, ekim, kasım ve aralık aylarında, ''PM10'' adı verilen kirletici bakımından sınırların birden çok kez aşıldığını savundu.
Etike, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait Sıhhiye Hava Kalitesi Ölçüm İstasyonu'nda 3-6 Ekim ve 12-17 Ekim tarihleri arasındaki 10 günün ölçümlerinin ilan edilmediğini ileri sürerek, şöyle konuştu:
''Buna rağmen ekim ayının diğer günlerinde sınır değer 7 gün ve uyarı eşiği 2 gün boyunca aşılmıştır. Hava kirliliği değerlerini kamuoyuna düzenli ve güncel olarak ilan etmek, bakanlığın mevzuat ile tanımlanan görevidir. Bakanlık ilan edilmeyen ölçümleri de ilan etmeli ve ilan edilmiş ölçümler üzerinde değişiklik yapmamalıdır. 2011 yılı içinde üçüncü kez açıklıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resmi ölçüm istasyonlarının verileri Ankara'nın havasının kirli olduğunu ispatlıyor.''
Sıhhiye bölgesinde sadece iş yerlerinin değil, büyük hastanelerin de bulunduğuna işaret eden Etike, akciğer ve solunum sistemi hastalıkları nedeniyle bu hastanelerde tedavi görenlerin özellikle tehdit altında bulunduğunu kaydetti.
Etike, hava kirliliği değerlerinin 1980'li yılların sonunda ve 1990'lı yılların başında yaşanan kirliliğe yaklaştığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Ankara'da yaşanan hava kirliliğinin başlıca iki nedeni bulunmaktadır. Bunlardan birincisi taşıt trafiğidir. İkincisi ise artan kömür kullanımıdır. Yerli ham maddemiz olan kömürün konutlarda değil sanayi tesislerinde kullanılması tercih edilmelidir. Sanayi tesislerinin bacalarına filtre sistemleri takılarak zararlı gazların havaya salınması engellenebilmektedir. Oysa konutlarda bu mümkün olmamaktadır. Öte yandan kaçak yollarla şehre sokulan kalitesiz kömürlerin kullanımının kesin olarak engellenmesi gerekmektedir.''