HABER

Anti-aging, yaşlanmayı durdurabilir miyiz?

Bilgi çağında yaşadığımız ve her geçen gün yeni bir teknolojinin adını, fırsatlarını duyduğumuz ve kullandığımız şu günlerde; anti-aging sıklıkla duyduğumuz bir kelime. Anti-aging'i kısaca; yaşlanmayı durdurma veya geciktirmeye çalışma olarak tanımlayabiliriz.

Anti-aging, yaşlanmayı durdurabilir miyiz?

Yaşlanmanın tamamen nasıl gerçekleştiği bilimsel olarak anlaşılamamıştır. Bilim adamları yaşlanmayı tersine çevirecek sihirli formülü henüz bulamamıştır. Alternatif popüler anti-aging tedavileri ile saatin geriye alınması mümkün değildir, hatta bazı anti aging tedavileri ile vücudumuz zarar bile görebilir.

ANTI-AGING TEDAVİLERİN TEMEL ÖĞELERİ NELERDİR?

Antioksidanlar: Enerji için yemek yeriz, vücudumuz bu besinlerden serbest radikalller denilen maddeleri üretir. Bu serbest radikallerin yaşlanmaya ve bazı hastalıklara neden olduğu söylenir.

Serbest radikalleri nötralize etmek için; vücudumuz antioksidanları kullanır. Bunlar yediğimiz yiyeceklerde bulunan bazı vitaminler, mineraller ve enzimlerdir.
Antioksidanların kalp hastalığı, diabet gibi kronik hastalıkları önlediğine inananlar vardır.

Bazı antioksidanları duymuşsunuzdur:
A vitamini
B6 vitamini
B12 vitamini
C vitamini
E vitamini
Beta karoten
Folik asit
Selenyum

Antioksidan hapların genel sağlığı düzeltiğine ve yaşamı uzattiğına dair bilimsel bir kanıt yoktur. Aksine zararlı etkileri söz konusu olabilir. Örneğin sigara içenlerde beta karoten alınması, akciğer kanseri riskini arttırır. Vücuda antioksidan sağlamanın en iyi yolu çeşitli sebze ve meyve yemektir. Eğer bir antioksidan almak isterseniz, mutlaka doktorunuza danışmalısınız

Hormonlar : Organlarımızın işlemesini sağlayan kimyasal maddelerdir. Yaşımız ilerledikçe bazı hormon seviyeleri doğal olarak düşer. Bazı insanlar, bu hormon seviyelerinin düşmesinin yaşlanmaya neden olduğunu düşünür. Böyle düşünenlerin teorisi ; söz konusu hormon seviyelerini yükselterek, yaşlanmayı durdurmaktır. Fakat durum bu kadar basit değildir.

DHEA :Vücutta östrojen ve testosterona dönüşür. Bu düşünceyi savunanlar; yaşlanmayı durdurduğunu, kas ve kemik kitlesini arttırdığını, vücut yağlarını yaktığını, hafızayı ve bağışıklığı güçlendirdiğini, kronik hastalıklara karşı, koruyucu olduğunu söylerler.

Testosteron :Erkeklik hormonunun azalması , yaşlanma şikayetlerine, seksüel yetersizliklere, kas kaybına ve osteoporoza neden olur.Kadınlarda ise daha az etki yapar.

Melatonin : Beyinde üretilip uykuyu düzenler.Uykusuzluk ve jetlag tedavisinde (uzun uçak yolculuğu sonrası oluşur) tavsiye edilir.

Human Growth Hormon(HGH): Çocuklardaki büyümeyi sağlayan hormondur. Bu yöntemi savunanlar HGH enjeksiyonlerı ile yağ yakılabileceğini, kas yapılacağını ve enerji kazanılacağını düşünürler.

Bu hormonlarla ilgili hiç bir anti-aging yaklaşım, bilimsel çevreler tarafından tatmin edici görülmemektedir. Ayrıca her bir hormonla ilgili uygulama risk taşır. Örneğin; kısa süreli DHEA veya testosteron tedavisi, karaciğerde hasara yol açabilir.

Menapozla ilgili hormon tedavisi konusunda da yoğun araştırmalar yapılmıştır. Bir çok kadın sıcak basması ve vaginal kuruluk gibi menapoz şikayetlerinden kurtulmak için, hormon tedavisi yöntemine başvurur. Fakat bu yöntem ; kanda pıhtılaşmayı artırmak, kalp hastalığı ve kalp krizini artırmak ve göğüs kanserini kolaylaştırmak gibi riskleri tetikler.

Takviyeler: Bir çok hasta "doğal şifa" reklamlarından etkilenerek, ek bir şeyler almak ister. Doğal kelimesi duyulunca akla ilk gelen, "zararsız" olmasıdır. Fakat gerçekte durum böyle değildir. Bu yöntemlerin faydaları ispat edilememiştir. Bu tür takviyeler alınırken, mutlaka doktora danışılmalıdır. Şayet ilaç kullanıyorsanız, kullandığınız ilaçlarla olumsuz etkileşim sonucunda, ciddi yan etkiler oluşabilir. Bu ürünlerin saflığından, aktif bileşiğinin miktarından, emin olamazsınız. Hatta hazır paketler arasında bile standart yoktur.

Kalorisi Sınırlı Diyetler: Kalorisi sınırlı diyetler % 30 daha az kalori içermektedir. Bu diyetler sebze ve meyveden zengindir. Yapılan araştırmalar , hayvanlarda kalori kısıtlanarak yaşam süresinin uzatılabileceğini ispatlamıştır. Klinik çalışmalarda da ; az kalorili beslenmenin , insanlarda yaşam süresini uzattığı gösterilmiştir. Kalori kısıtlamadan dolayı zayıf olmayan, kendiliğinden zayıf insanlarda yapılan inceleme ise ; ölüm ve hastalık oranının yüksek olduğu tesbit edilmiştir. Düşük kalorili diyet yaparken , yeteri kadar besin öğesi mutlaka alınmalıdır. Aksi takdirde malnutrisyon ve ciddi sağlıksız kilo kaybına yol açar.

Uzun ve sağlıklı yaşam için ne yapmalıyız?
Çeşitli sebze ve meyvelerden yemeliyiz.
Kilomuza dikkat etmeliyiz.
Her gün egzersiz yapmalıyız.
Hissettiğimiz küçük şikayetlerimiz de mutlaka doktora gitmeliyiz.
Güneş koruyucu kullanmalıyız.
Sigarayı bırakmalı ve sigara içilen ortamlarda bulunmaktan kaçınmalıyız.
Düzenli olarak kanser ve kalp taraması yaptırmalıyız.
Ailemiz ve arkadaşlarımızla iyi geçinmeliyiz.

Doç.Dr. Arif Yönem
İç hastalıkları ve endokrinoloji uzmanı

www.dengezayiflama.com

En Çok Aranan Haberler