BİZE ULAŞIN
Mutluluk hormonlarını harekete geçiren güneş ışınlarının, bağışıklık sistemini güçlendirirken, kemikler için de gerekli olan D vitaminini sağladığını belirten Dr. Bozkır, "Ancak güneşin, güneş çarpması, deri lekeleri, güneş alerjisi, cilt kanserleri gibi hayatımızı zehredebilen yönleri de var" diyerek vatandaşları uyardı. Dr. Bozkır, "Hava durumunda günlük değişmeler insanlarda, bedensel ve ruhsal olarak olumlu ya da olumsuz tepkilere yol açar. Çok sıcak havalarda ve rutubetin arttığı durumlarda 37 dereceye kadar normal olan vücut ısısı, 40-41 dereceye kadar yükselebilir. Bu seviyeye yükselen vücut ısısı, hücrelerde özellikle de beyin hücrelerinde tahribat yapar. Aşırı sıcağa maruz kalan bir kişinin, beynindeki ısı ayarlama merkezinin fonksiyonu bozulur ve güneş çarpması dediğimiz ciddi sağlık sorunu ortaya çıkar. Bu nedenle insan beden ve ruh sağlığını korumak için, güneşten, sıcaktan özellikle de nemli sıcak havadan korunmalıdır" dedi.
Güneşin en fazla yaşlılar, kalp hastaları, çocuklar, obeziteler, alkol ve ilaç kullananları etkilediğini belirten Dr. Bozkır, aşırı sıcağın karın ve bacaklarda ağrı, bulantı, tansiyon düşmesi, hızlı-dolgun nabız, sıcak kramplarına yol açabileceğini söyledi. Aşırı sıcağa maruz kalma sonucu beden ısısını ayarlayan mekanizmanın bozulmasına bağlı hayati tehlikeler oluşabileceğini kaydeden Dr. Bozkır, "İlerlemiş sıcak çarpması çok tehlikelidir, tedavi edilse bile hastaların yüzde 20'si ölür. İyileşenlerin ise sinir sisteminde kalıcı hasarlar oluşabilir, denge ve koordinasyonlarının normale dönmesi ise aylar alır" diye konuştu. Aşırı sıcaklardan korunmak için 11.00-15.00 saatleri arasında sokağa çıkılmamasını, gölgede oturulması, şemsiye veya geniş kenarlı şapka kullanılması, ince ve açık renk bol giysiler giyilmesi gerektiğini ifade eden Bozkır, şu bilgileri verdi:
"Güneşten koruyan ürünler bilinçli kullanılmalıdır. Güneşe çıkmadan yarım saat önce deriye uygulanmalıdır. Yüz, omuz, ense ve boyun gibi daha yoğun olarak güneş ışınlarından etkilenen bölgeler, bu ürünler kullanılarak korunmalıdır. Kapalı alanların havalandırılmasına, yeterli bir hava akımı sağlanmasına özen gösterilmelidir. Sık sık duş yapıp serinlemeye çalışılmalıdır. Bol sıvı ve mineral içeren içecekler tüketilmelidir. Kalp hastalığı veya hipertansiyonu olup tuzsuz diyet alan kişiler dışında, gıdalarla tuz alımı arttırılmalıdır. Serinlemek için alkollü içecekler kullanmayın, bunlar önce serinletir, sonra vücudun su kaybını arttırır."
