HABER

"Bağımsız Kürt devleti kabul edilemez"

İZMİR (İHA) - İzmir'de incelemelerde bulunan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt devletinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Gürel, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun Türkiye için hazırladığı ilerleme raporunun ise teknik bir değerlendirme olduğunu, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde yeni aşamanın siyasi karar sonucu gerçekleşeceğini vurguladı.

Bakan Gürel bu sabah İzmir Valisi Alaaddin Yüksel ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'yı makamında ziyaret etti. Valilik ziyareti sırasında ve Ahmet Piriştina ile birlikte yaptığı Kordon gezisi sırasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gürel, Türkiye'nin AB'ye üyelik için müzakere tarihini beklediğini belirtti. AB Komisyonu'nun dün açıklanan ilerleme raporunda Türkiye'nin son dönemlerde gerçekleştirdiği uyum değişikliklerinin tespit edildiğine ve başka bir değerlendirmeye yer verilmediğine değinen Gürel, rapordaki ifadeleri "Çok doğal" olarak nitelendirdi. Bakan Gürel, bu değerlendirmenin AB Komisyonu'nun konuya bürokratik açıdan bakan bir organı tarafından yapıldığını ve teknik bir değerlendirme olduğunu kaydetti. Raporu hazırlayan komisyondan zaten siyasi bir değerlendirme beklenemeyeceğini de hatırlatan Şükrü Sina Gürel, "Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlama hakkının teslim edilmesi bir siyasi karar sonucu gerçekleşebilir. Bu siyasi kararı AB'nin vermesini bekliyoruz. Bu siyasi karar verilmez ise o zaman Türk halkında AB'nin içtenliği ile ilgili çok olumsuz yargılar, değerlendirmeler oluşacaktır. Türk halkı düş kırıklığına uğrayacaktır. Buna da kimsenin hakkı yoktur. AB, yalnızca Türkiye ile ilgili karar vermeyecek, Avrupa'nın geleceği ile ilgili bir karar verecektir" dedi.
Bakan Gürel, AB'nin müzakere tarihi vermemesi halinde ne olacağı şeklindeki soruya ise şöyle cevap verdi:

"Türk halkının düş kırıklığı büyük olur. AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin diğer yönlerine yansıması da kaçınılmaz hale gelir. AB ile ilgili ilişkilerimiz sadece adaylık ilişkisi değildir. Öteki adaylarla eşitlik içinde olmalıyız. Türkiye'nin hakkı teslim edilmelidir. Müzakere başlama kararı verilmez ise ilişkilerde yeni bir aşamaya geliriz."

KUZEY IRAK DEĞERLENDİRMESİ Kuzey Irak'ta Kürt Parlementosu'nun toplanmasıyla ortaya çıkan gelişmeleri de değerlendiren Bakan Gürel, Kuzey Irak'taki gelişmelerin 1980 yılından bu tarafa Türkiye'nin güvenliği ve esenliği bakımından yakından takip edildiğini söyledi. Bakan Gürel, burada bağımsız bir devlet olgusunun "kabul edilemez" olduğunu, bölgede Irak'ın toprak bütünlüğünü bozan gelişmelerin olmaması gerektiğini bildirdi. Kuzey Irak'daki grupların bütünleşmeye gitmesinin yeni bir olay olmadığını da vurgulayan Bakan Gürel, "Bundan başka siyasal düzeyde açıklamalara Türkiye hoşgörüyle yaklaşmaz. Kuzey Irak'ta bağımsız bir devlet olamaz, kabul edilemez. Türkiye'nin bütün çevresine, komşularına bakınız; toprak bütünlüğü esası üzerinedir. ABD ile Kuzey Irak konusunda farklı görüşler içinde değiliz. ABD bizim çok yakın müttefikimiz. Stratejik ortaklık olarak nitelendirilen bir ilişki içindeyiz. Dış politikada da aynı görüşler içinde bulunmamız normal. ABD'nin bize iletilen görüşlerinin tamamı, Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmaması yönündedir ve bu görüşleri fiilen de sürdürüyor" diye konuştu.
Gazetecilerin bir sorusu üzerine Bakan Gürel, ABD'nin 3 Kasım'a kadar Irak'a bir müdahale yapıp yapmayacağı konusunda tahminde bulunmanın güç olduğunu, siyasal sorunlara barışçıl sorunlar bulunması gerektiğini, barışçıl sorunların dışında bir çözüm olacaksa, bunun meşruiyet içinde olması ve uluslararası işbirliği içinde yapılmasının gerektiğini ifade etti.

"BM GENEL SEKTERİ 2 LİDERLE GÖRÜŞECEK" Kıbrıs'taki son gelişmeler ile ilgili soru üzerine de Şükrü Sina Gürel, BM Genel Sekreteri'nin 2 lider ile görüşeceğini belirtti. Gürel, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 11 Eylül'de sunduğu önerilerin "Kapsamlı ve yapıcı" olmasına rağmen Rum kesiminden kabul görmediğini söyledi. Gürel, Rum tarafının uzlaşmaz tutumunun sorumlusunun ise AB olduğunu ileri sürerek, "KKTC'nin tutumunda ne kadar haklı olduğunu er geç herkes görecektir. Ama, Rum tarafı eski tutumunda devam ediyor. Rum tarafı, Kıbrıs Türkleri'nin azınlık olmasını planlıyor. Bu görüş, Kıbrıs Türkleri ve Türkiye açısından kabul edilemez. İki tarafın konumları birbirinden çok uzak. AB, Kıbrıs Rum kesimini tek yanlı da olsa, adada bir çözüm olmasa da üye olarak alabileceğini söylemeye başladı. AB bu tutumunu sürdürürse, gerçekleştirilecek tek şey, adanın bölünmüşlüğünü kesinleştirmek ve sonsuza kadar devamını sağlamak olur" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler