AB Bakanı Egemen Bağış, "Bizim hevesimizi kırmaya, bize havlu attırmaya çalışıyorlarmış. Çok açık net söyleyeceğim, it ürür kervan yürür. Türkiye çıktığı yolda kendi kararlığıyla yürüyecek" dedi.
'Mersin İlinin AB'ye Uyumu İçin Bilgi Altyapısının Oluşturulması Projesi, AB-Türkiye Konulu Konferans' Akdeniz İhracatçı Birlikleri'nde yapıldı.
Toplantıya AB Bakanı Egemen Bağış ile Mersin'de programları devam eden Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker katıldı. Her üç bakanın da Türkiye'nin AB sürecinde önüne getirilen engelleri eleştirdiği toplantıda kürsüye ilk çıkan AB Bakanı Egemen Bağış oldu.
AB'nin Türkiye için bir medeniyet projesi olduğunun altını çizen Bağış, 1959'da başlayan süreçte gelmiş geçmiş tüm iktidarların çaba sarf ettiği 45 yıllık bekleme sürecine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 17 Aralık Brüksel Zirvesi'nde masaya yumruğunu vurup müzakere tarihi alarak son verdiğini söyledi.
AB ülkelerinin Türkiye'ye yaklaşımını eleştiren Bağış, "Bugün Türkiye, 33 faslın 13'ünü açmış bulunmakta ama geriye kalan 20 faslın 17'si üzerine siyasi engeller koyan Avrupa'nın şu anda ciddi bir akıl tutulması içinde olduğunu görüyoruz. Bugün Türkiye AB üyesi birçok ülkeden çok daha umutlu bir ülke. Bugün Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir, AB üyesi 8 ülkeden daha yüksek. Türkiye'nin ekonomik büyümesi, 2010'da yüzde 8,9'la Avrupa ortalamasını 6'ya katladı. Bu yılın ilk yarısında yüzde 10,2 ile Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Bunun arkasında ülkemize gelen küresel sermayenin çok büyük payı var. Ülkemizdeki yatırımının yüzde 85'inin Avrupa'dan geldiğini görüyoruz. Bu yılın ilk 6 ayında gelen yatırımın yüzde 92'si AB'den" dedi.
"Türkiye'nin coğrafi konumunda, Türkiye'nin potansiyelinde kaç ülke var? Avrupalı yatırımcı Suriye'ye mi, İran'a mı, Irak'a mı, Rusya'ya mı gitsin?" diye soran Bağış, yatırımcıların hukukun üstünlüğünün, demokrasinin, ve şeffaflığın olduğu Türkiye'ye geleceğini kaydetti.
Bugün Mısır'da, Tunus'ta, Libya'da insanların kendi hayatlarını riske atarak imrendikleri Türkiye'nin geldiği noktada, AB reformlarının çok büyük payı olduğunu vurgulayan Bağış, şöyle devam etti:
"AB sürecinde Türkiye yasaklarından kurtuldu. 10 yıl öncesine kadar insanların etnik kökenini dile getirmeye korktuğu, inançlarını dile getirmeye korktuğu bir ülkeydik. Ama bugün Türkiye çok farklı bir boyutta. Eğer 30'lardan bu yana ilk kez bir başbakan çıkıp Dersim olayı üzerine hem hepimize bir ders verip hem de devlet adına özür dileyebiliyorsa, bu özgüvenin arkasında AB reformlarının çok büyük etkisi vardır.
88 yıl aradan sonra bu ülkenin Ortodoks vatandaşları Sümela'da ayin yapabiliyorsa, 112 yıl sonra Ermeni vatandaşları Akdamar'da ayin gerçekleştirebiliyorsa, devletin televizyonu 24 saat Kürtçe yayın yapabiliyorsa demek ki Türkiye'de çok ciddi bir zihinsel değişim gerçekleşiyor. Bu yüzden AB süreci çok önemli. Bu yüzden AB süreci Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma yürüyüşümüzde en önemli platformumuz. O standartları yakalamak, vatandaşımızın teneffüs ettiği havanın oksijen oranını yükseltmek, yediğimiz yiyeceğin, içeceğin hijyen standartlarını yükseltmek çocuklarımıza borcumuzdur."
"İt ürür kervan yürür"
AB sürecinde Türkiye'nin önüne engeller çıkaran bazı ülkelerin liderlerini sert sözlerle eleştiren Egemen Bağış, şunları söyledi:
"Bu süreçte falan ülkede falan lider, falan yerdeki falan muhalefet Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili bir takım yorumlar yapıyormuş, bizim hevesimizi kırmaya çalışıyormuş, bize havlu attırmaya çalışıyormuş. Çok açık net söyleyeceğim; 'it ürür kervan yürür'. Türkiye çıktığı yolda demokratikleşmede, şeffaflaşmada, zenginleşmede, saygınlaşmada kendi kararlığıyla yürüyecek. Fasıl açmışlar açmamışlar buralara takılmıyoruz, biz Türkiye'nin standartlarını yükseltmeye bakıyoruz. Onlar istediği kadar müzakere sürecimizi tıkanmaya çalışsınlar reform sürecimizi sadece kamçılıyorlar. Her geçen gün Türkiye daha kararlılıkla bu süreçte ilerliyor. Çünkü bizim için önemli olan milletimizin yaşam standardını yükseltmek. Bu ülkenin bütün vatandaşlarının huzur içerisinde çocuklarını geleceğe yetiştirebilmelerini sağlamak. AB sürecinde bizim önümüze kapatmaya çalıştıkları kapıları biz aralarız."
"Vizeler tamamen kalkmalı"
Bugün Türkiye'nin yabancı doğrudan yatırımlar açısından Avrupa'nın akciğerleri, temiz hava sahası olduğuna dikkat çeken Bakan Çağlayan da Türkiyesiz bir AB'nin, AB için kayıp olacağının altını çizdi.
AB'ye üyeliğin Türkiye'nin hakkı olduğuna vurgu yapan Çağlayan, ucu açık, kapalı, yarı açık gibi ifadelerin ikiyüzlü, samimi olmayan davranışlar olduğunu belirtti. AB ülkelerine vize konusunda yüklenen Çağlayan şunları söyledi:
"AB bugün tüm işadamlarımıza vize işkencesi uyguluyor. İşadamın malı serbest dolaşırken, fuara gidip fuara adam gönderemiyor. İnsan hakları ihlali işleniyor. Vize almak için anasından doğduğu günden o güne kadar hayat hikayesini istiyor. Kimin ne hakkı var? Başarılı işadamlarına vizeyi koyuyor. Vizeyi kolaylaştıracağız diyorlar, hadi oradan, kolaylaştırma kaldır vizeyi. Brezilya dahil birçok ülkeye AB üyesi olmasa da serbest dolaşım veriyorsun, benim malıma kota koyuyorsun, vize istiyorsun. Türkiye'ye karşı her türlü engellemeyi yapıyorlar. Tüm bu zorluklara rağmen asla bu işten yılmak yok, bu işten geri dönüş yok, o zaman haklılığımızı kaybederiz. Taş basıyoruz yüreğimize. Benim tüm derdim vizenin kaldırılması. Avrupalı Hans benim memleketime nasıl geliyorsa, benim Ahmet'im, Mehmet'im de aynı şekilde gitsin."