ANKARA (ANKA) –MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün Meclis Genel Kurulu'nda görüşülecek olan TCK'nın 301'nci maddesindeki değişiklikle ilgili Hükümete bir kez daha uyarıda bulundu.
301'le ilgili referandum önerisinde bulunan Bahçeli Başbakan Erdoğan'a "Cesaretiniz varsa, halk oylamasına ilişkin bir yasal düzenlemeyi Meclis olarak yapalım. Türklük değerlerine ve şerefli Türk tarihine hakaret edilmesini isteyip istemediğini ve 301'nci maddede yapmaya çalıştığınız değişikliği içine sindirip sindirmediğini büyük Türk milletine soralım. Eğer buna yanaşmayacaksanız, son bir kere daha çağrıda bulunuyorum ki, yaptığınız yanlıştan dönünüz" diye seslendi. Bahçeli, 1 Mayıs konusunda sendikaların Taksim ısrarından vazgeçmesini ve bu ısrarını önümüzdeki yıllara ertelemesini isterken Hükümeti de muhtemel kışkırtmalara karşı tedbir almaya, milyonlarca işçinin bu günün anlamına uygun olarak bayram ortamında kutlamalarını sağlamaya davet etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında son siyasi ve ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Konuşmasına son 1 hafta içinde 9 askerin şehit olduğunu hatırlatarak ve şehitlerin ailelerine başsağlığı dileyerek başlayan Bahçeli, 1 Mayıs'la ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Milyonlarca çalışanın 1 Mayıs'ı kutlama talebinin polemik konusu yapıldığını ifade eden Bahçeli, "AKP hükümetinin dayatmacı siyasi anlayışı burada da karşımıza çıkmış, yükselen toplumsal gerilim, beraberinde 1 Mayıs kutlamaları ile ilgili olumsuz beklentileri de artırmıştır. Hükümet yalnızca Avrupa'dan gelen tekliflere açık olduğu için olsa gerek, işçilerin Taksim Meydanı'nda toplanma taleplerine şiddetle karşı çıkmış tartışmalar, ‘Taksim'e gireriz ve giremezsiniz' ekseninde yoğunlaşmıştır. Karşılıklı sert açıklamalar tahriklere uygun bir ortamın doğmasına yol açmıştır. Beklentimiz bir çatışmaya neden olmadan, Taksim meydanında toplantı ısrarının günümüzün hassasiyeti de dikkate alınarak önümüzdeki yıllara ertelenmesidir. Hükümeti muhtemel kışkırtmalara karşı tedbir almaya, milyonlarca işçimizin bu günün anlamına uygun olarak bir bayram ortamında kutlamalarını sağlamaya davet ediyorum" diye konuştu.
-"AKP İÇİN ARTIK YOLUN SONU"-
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın işçilerle ilgili olarak "ayak" kelimesini kullandığını hatırlatarak, bu tanımın kendileri için kabul edilebilir bir durum olmadığını söyledi. Erdoğan'ın geçmişte de çiftçisine hakaret ettiğini, işsizini aşağıladığını savunan Bahçeli, "Geçmişte de çiftçisine hakaret eden, işsizini aşağılayan bu siyasi yaklaşımın milletten aldığı vekaleti ‘baş' olmak zannetmesi, onun yönetim ve anlak anlayışını göstermesi bakımından anlamlıdır. İşçiyi küçümseyen, çiftçiyi haşlayan, memuru dışlayan, esnafı kendi kaderine terk eden bir Başbakan'ın hangi sınıfa hizmeti gaye edindiği, kimin refahını düşündüğü ayrıca sorgulanmalı ve hesabı tutulmalıdır. Gelişmeler AKP için artık yolun sonuna gelindiğini göstermektedir. Vatandaşımız sonunda uyanmış ve düştüğü açmazın sorumlusunun AKP olduğunu görmeye başlamıştır. Bu itibarla, emeklerinden başka sermayeleri olmadan çalışan ve ‘ayak olmakla aşağılanan milyonlarca vatan evladı, zamanı geldiğinde gereken cevabı sandık başında mutlaka verecektir" diye konuştu.
-"EKONOMİDE GÖRÜLEN SERABIN SONUNA GELİNDİ"-
Bahçeli, konuşmasında gıda fiyatlarında yaşanan artışı da değerlendirdi. AKP hükümetini yaşanan gıda darboğazının sorumlusu olmakla suçlayan Bahçeli, "AKP hükümetinin ekonomideki politikasızlığı sonucunda kavrulmaya başlayan Türkiye'de görülen serabın sonuna gelinmiştir. Vatandaşlarımız, en temel gıda ürünlerini bile alamaz durumdadır. Fiyatı artınca pirinç yemeyin diyen başbakan, bulgur fiyatları da arttığına göre bundan sonra neyi yemeyi vatandaşımıza önermektedir" dedi.
-"ÇALIK'IN KREDİ YÜKÜ VATANDAŞIN SIRTINA YÜKLENECEK"-
Devlet Bahçeli, grup toplantısında Çalık grubunun, Sabah-atv ile ilgili olarak kamu bankalarından kredi almasını da değerlendirdi. Çalık grubu'nun uluslar arası finans kuruluşlarından ve özel bankalardan kredi alamadığının ortaya çıktığını kaydeden Bahçeli, şunları söyledi:
"Bir kamu bankasından bu kadar yüksek krediyi alan bir şirketin, bu büyüklükte bir krediyi alabilecek mali gücü var ise bu şirkete verilecek kredinin geriye dönüşü ile birlikte karlılığı da istenilen düzeyde ise elbette bir sorun teşkil etmeyecektir. Ancak düşündüğümüz tehlike gerçekleşirse kredilerin geri ödenememesi halinde, ortaya çıkacak zarar, kamu bankaları aracılığıyla maalesef vatandaşımızın sırtına yüklenecektir."
-"DEVLETİ ZARARA UĞRATANLAR YARGI ÖNÜNDE HESAP VERECEK"-
Bahçeli, AKP iktidarıyla türedi zenginlerin çoğaldığını, mağduriyetlerin arttığını, yolsuzlukların hortladığını, milletin fakirleştiğini belirterek AKP iktidarının bitişinin yakın olduğunu savundu. Bahçeli, "Bu dönemin tüm sorumluları, devleti zarar uğratan uygulamalarından dolayı mutlaka yargı önünde hesap verecektir.Bu itibarla kamu bankalarının yöneticileri başta olmak üzere tüm devlet bürokrasisi dikkatli ve özenli olmak durumundadır. MHP devletimizin her türlü iş ve işlemini yakından takip etmektedir" dedi.
-ERMENİSTAN'DA TÜRK BAYRAĞI'NIN ÇİĞNENMESİNE TEPKİ-
MHP lideri, 24 Nisan'da Ermenistan'ın başkenti Erivan'da yapılan gösterilerde Türk bayrağı ve Azerbaycan bayrağının çiğnenmesi ve yakılmasına da değindi. Dışişleri Bakanı'nın Ermenistan'la diyaloga hazır olunduğu mesajı verdiği bir dönemde, ilişkilerin bu şekilde normalleşeceğini beklemenin fazlaca saflık olacağını kaydeden Bahçeli, "Hiçbir milletin bayrağının ayaklar altında çiğnenmesini hoş görmek bir Türk evladı için söz konusu olamaz. Şanlı bayrağımızın bu şekilde sıradan bir bez parçasıymış gibi saygısızca çiğnenmesine de sessiz ve tepkisiz kalmamız mümkün değildir. Buradan hükümeti bayrağımızı yakmaya kadar vardıran tahrik ve saygısızlığa karşı daha kararlı durmaya, konuyu basit diplomatik mesajlarla geçiştirmemeye davet ediyorum" dedi.
-301 İÇİN REFERANDUM ÖNERİSİ-
Devlet Bahçeli, grup toplantısında, bugün Meclis Genel Kurulu'nda görüşülecek 301'le ilgili düzenleme konusunda ise hükümete bir kez daha uyarıda bulundu. Meclis'ten çıkacak olumsuz neticenin vebali ve sorumlusunun bu ‘tarihi yanlışa imza atanlar ve destek verenler' olacağını söyleyen Bahçeli, "Bu mihraklar, eminim ki o talihsiz günden sonra, telafi için yapacakları nafile hamlelerle bile Türk milletinin vicdanında asla aklanamayacaklardır" dedi. Türklüğün ve Türk devletinin şeref ve haysiyetini koruyacak ve kollayacak olanların millet ve milletvekilleri olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
"Bugün AKP zihniyetinin yanlış kurguladığı uluslar arası ilişkilerin her faturası demokratikleşme maskesi ile taviz listeleri halinde Türkiye'nin önüne birer birer konulmaya başlanmıştır. Özellikle hakkında kapatılma davası açılan AKP'nin, yurtdışından kurtarıcı aradığı bir sırada, bu taleplerin gündeme gelmesi ile hükümetin çaresizliği arasında bir bağ ve paralellik bulmak kaçınılmazdır. Anlaşılan odur ki; Başbakan Erdoğan için TCK'nın 301'nci maddesinde ‘ayar' yapmak için kolladığı uygun zaman bugün gelmiştir. Gelişmelerden bu yasadan kimlerin rahatsız olduğu ortaya çıkmış, taraflar belirginleşmiştir. Bir tarafta aziz milletimizin mukaddesatına saygı duyulmasını isteyen milliyetçiler vardır. Diğer tarafta ise bu yasadan ve Türklük değerlerinden rahatsızlık duyanlar bulunmaktadır."
301'in değişmesinin ardından AKP milletvekillerinin önüne Avrupa'dan yeni değişiklik listeleri konulacağını ve destek vermelerinin isteneceğini savunan Bahçeli, AKP'nin ‘Durmak yok' sloganı eşliğinde TCK ile TMY'nin ‘Atatürk'e hakareti düzenleyen, halkı askerlikten soğutma suçunu tanımlayan, adil yargılamayı etkilemeye yönelik olan ve halkı sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, dil ve bölgesel farklılıklara dayanarak kin ve düşmanlığı tahrik etme suçunu tanımlayan maddeleri değiştireceğini öne sürdü. Başbakan Erdoğan'a "cesaretin varsa referanduma gidelim" önerisinde bulunan Bahçeli şöyle konuştu:
"Buradan sayın Başbakan'a seslenmek ve bir öneride bulunmak istiyorum: Sayın Başbakan, eğer cesaret sahibi iseniz ve milletin iradesine gerçek anlamda inanıyorsanız, halk oylamasına ilişkin bir yasal düzenlemeyi Meclis olarak yapalım, Türklük değerlerine ve şerefli Türk tarihine hakaret edilmesini isteyip istemediğini ve 301. maddede yapmaya çalıştığınız değişikliği içine sindirip sindirmediğini büyük Türk milletine soralım. Eğer buna yanaşmayacaksanız, son bir kere daha çağrıda bulunuyorum ki yaptığınız yanlıştan dönünüz, Türklüğün değerlerine hakaretin önünü açmayınız, soyunu sopunu bu madde görüşülürken hatırlayanlara kanmayınız. Şayet bu çağrımıza kulak vermeyip milletimize ihaneti tercih ederseniz, biliniz ki, Adalet ve Kalkınma Partisi bir gün siyasetten silinip gidecektir. Ancak aziz milletimize reva gördüğünüz bu zillet, alnınıza çalınmış bir kara leke olarak nesillerinizden bile çıkmayacaktır. Ve Türk milliyetçileri yapılanları asla unutmayacaktır."