ANKARA (İHA) - MHP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli partisinin Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Kıbrıs konusunda kesinlikle taviz vermeyeceklerini söyledi. Bahçeli, Türk Milli Takımı'nın aldığı başarılarını da övdü ve teknik ekip olmak üzere futbolcular ile tüm heyeti tebrik etti.
Türk Milli Takımı'nın bugüne kolay gelmediğini belirten Bahçeli, bunun uzun ve yorucu bir süreç olduğunu belirtti. Milli Takım'ın elde ettiği başarının son derece önemli olduğunu belirten Bahçeli, "Bu tarihi örnek her sorun ve gelişme karşısında ilk önce dışarıdan medet uman bir zihniyet değil, azmin, inancın ve dayanışmanın belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır. Türk milletinin özgüveninin güçlü olmasından rahatsız olanlar Türkiye'yi başarılara layık görmeyenler, inşallah bu durumdan gerekli dersleri çıkartırlar" dedi.
Bahçeli, Milli Takım dışında konuşmasının tamamını AB sürecine ayırdı. AB ile ilgili MHP'nin tutumunu eleştirenlere sert çıkan Bahçeli, MHP'nin bu güne kadar ki görüşlerinde kararlı olduğunu vurguladı. AB yolunda son 3 yılda kat edilen mesafenin 40 yılda alınamayan bir süreç olduğunu savunan Bahçeli, "Biz hiçbir zaman sadece AB'yi değil herhangi bir uluslararası ilişki ve projeyi bir 'iman alanı' bir 'mahkumiyet ilişkisi' olarak görmedik. Bundan sonra da görmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
AB'nin teslimiyetçi bir yaklaşımla ele alınamayacağını vurgulayan Devlet Bahçeli, bunu kabul edemeyeceklerini belirterek, MHP'nin ayırt edici özelliğinin de bu olduğunu söyledi. Bahçeli, Türkiye-AB ilişkilerinde Türkiye'de yaşanan durumun 'körler sağırlar diyaloğuna dönüştüğünü bazen ilişkilerin kopma noktasına geldiğini ifade ederek, MHP'nin böyle bir Avrupa oyununda ne baş aktör ne de figüran rolü oynayacağını kaydetti.
"AB YETKİLİLERİ İKİYÜZLÜ DAVRANIYOR" AB konusunda açık, dürüst bir politika izlenmesi gerekliliğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı Bahçeli, AB yetkililerinin 'ikiyüzlü davrandığını belirtti.
"Böyle bir zihniyet yapısına sahip Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakması ne kadar mümkündür?" diye soran Bahçeli şöyle konuştu: "Bütün bunları göz önüne alarak gerçekçi bir AB politikası geliştirmek tam üyelik karşıtlığı mıdır? Yoksa ülkemizde birileri bazı hassas ve kritik konuları bilerek ön plana çıkartmakta ya da Türkiye'nin yoluna gönüllü olarak mayınlar mı döşemeye çalışmaktadır? Aslında buna çok şaşırmamak gerekir. Çünkü 'kraldan çok kralcı' olanlardan, duyarlı ve hakkaniyetli bir tavır beklemek aşırı iyimserlik olacaktır. Geçtiğimiz hafta sonu İspanya'nın Sevilla kentinde toplanan Avrupa Birliği Zirvesi'nde yayınlanan bildiri ve yapılan açıklamalar karşısında da aynı çarpık zihniyet kendini hemen belli etmiştir. Zirve sonrasında yayınlanan bildirinin ülkemiz ile ilgili bölümünde Laeken Zirvesi'nde yer alan ifadelerden farklı bir yaklaşım ortaya konulmamıştır."
"KIBRIS'TAN TAVİZ YOK" Bahçeli açıklamalarında, Kıbrıs'tan taviz verilemeyeceği mesajı da verdi. Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli şöyle konuştu:
"Anlaşılıyor ki Birlik yönetimi Türkiye'ye rağmen Kıbrıs Rum yönetimini tam üye yapma kararlılığındadır. Bu durumda Türkiye'yi dikkate almak istemediği, Kıbrıs Türk toplumunun milli varlığını ve haklarını yok saymaya devam ettiği sonucu çıkmaktadır. Bizler AB yönetiminin bu yanlıştan geri dönmesini, Rum tarafını cesaretlendirici tek yanlı ve dayatmacı Kıbrıs politikasından vazgeçmesini bekliyoruz. Bu bağlamda Türkiye içindeki 'teslimiyetçi çevrelerin böyle bir manzara karşısında durumlarını süratle gözden geçirmesi gerekir. Unutulmamalı ki Kıbrıs Rum yönetiminin Türkiye'ye rağmen ısrarla Birliğe üye yapılmak istenmesi, AB'nin ülkemize önem ve değer vermediğini göstermektedir.
Türkiye'miz, Rum yönetiminin üyeliği sonucunda Yunanistan'dan sonra ikinci bir veto kalkanı ile daha karşı karşıya kalacağı kesindir. Ama sonuç ne olursa olsun bizler, milli davamız olan Kıbrıs'a sonuna kadar sahip çıkmaya devam edeceğiz. Türk milletinin menfaatleri için mücadele eden onurlu ve şerefli bir devlet adamı olan Sayın Rauf Denktaş'ın da sonuna kadar yanında olacağız. Eğer birlik yönetimi Türkiye'nin üyeliğini arzu ediyorsa yapacağı tek bir şey vardır. O da Kıbrıs Rum yönetiminin üyeliğini ertelemesi ve Türkiye ile üyelik müzakerelerin bir an önce başlamasıdır. Doğru olan da yapılması gereken de budur."