Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ak Parti Kocaeli Teşkilatı'nın düzenlediği 79. Danışma Meclisi Toplantısına katıldı. Toplantıya Bakan Işık ile birlikte Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, ilçe belediye başkanları ve partililer katıldı.
Toplantıda konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, "Siyaset fedakarlık isteyen bir şeydir. Hamdolsun siz değerli kardeşlerimizin omuzunda bu dava yükselerek bugünlere geldi. Çok zor günler geçirdik. Kapatma davalarından buralara geldik. Ama Allah'a şükür milletin umudu yine Ak Parti kadrolarıdır. Biz, sorumlu insanlarız. Asla bir kırgınlık yaşamadan, karamsarlığa asla düşmeden bu yolda yürümeye devam edeceğiz. En küçük bir karamsarlık zafiyettir. Zayıflıktan ileri gelir. Biz önümüze bakacağız ve hedeften gözümüzü asla ayırmayacağız. Biz hizmet etmeye geldik. Bakın bizim gençlerimiz bizim gibi zor günler geçirmedi. O yüzden gençlerimizden desteğimiz az. Bu konuya önem vermemiz lazım. Gününü gün eden, macera yaşayan gençler yerine bu vatana hizmet etme aşkıyla yanıp tutuşan gençler yetiştirmeliyiz” dedi.
"TERÖRLE TÜRKİYE'Yİ KONTROL ALTINA ALABİLECEKLERİNİ SANIYORLAR"
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye'yi terör yoluyla dize getirmeye çalışan bazı mihrakların ülkemizde oynamak istedikleri oyunları gördüklerini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve devletinin bunlara verdiği cevabında görüldüğünü anlatan Işık, şöyle konuştu:
"Bu bizim için üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konu. Türkiye çok uzun yıllar terörle mücadele eden bir ülke. Hem de Türkiye neredeyse 50 yıla yakın zamandır terörle mücadele eden bir ülke. Terörün ve teröristin arasında bir ayrım yapmamanın ne kadar önemli olduğunu en iyi bilen ülke Türkiye'dir."
Türkiye'de DAEŞ terörü, PKK terörü veya PYD terörü arasında hiçbir fark olmadığını anlatan Işık,sözlerini şöyle sürdürdü: "Heleküresel güçlerin aleti olarak terör estiren IŞİD bizim için çok önemlidir. Ancak, bu yolla Türkiye'nin gücünü sınamak isteyenler ne kadar büyük bir yanlışın içerisinde olduklarını görmüşlerdir. Biz terörün her türlüsüne karşıyız ama dinimizi ve etnik kökenleri kullanarak terör üretenlerin karşısında geçmişten gelen tecrübemizle son derece hassasiyetle dururuz. Türkiye terörün demokrasi için ne kadar büyük bir tehlike olduğunu biliyor. Ama terörün demokrasi içerisinde kalınarak çözülmesi gerektiğini de biliyor. Demokrasi zor bir rejim. Ama terörle mücadelenin en etkin yöntemi demokrasi içerisinde mücadeledir. Ama bazıları demokrasiyi bir zaaf olarak görüyor ve Türkiye'yi terörle kontrol altına alabileceğini sanıyor."
"BİR HDPLİ'NİN BİLE SURUÇ'TA OLMAYIŞI AKIL MANTIK İŞİ DEĞİL"
Işık, çözüm sürecinin başlatıldığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"Biz, silahı bir yöntem olarak kullanmak isteyenlere asla imkan vermeden Türkiye'nin hak ettiği seviyeye, bir İngiltere, Fransa seviyesine yükselmesini sağlamak için çözüm sürecini başlattık. Bu konudaki hedeflerimizden zerrece geri adım atmadık, atmayacağız. Bunun için devlet tüm etkili kanalları kullanarak terörün bitirilmesi için gerekli adımları attı. Uzun bir süre şehit haberi almadık ama özellikle 7 Haziran seçimleri sonrası oluşan ortamı ve Suruç'ta yaşanan ve 32 cana mal olan o elim olayı fırsata dönüştürmeye çalışan PKK terör örgütü, Türkiye'de terörü ayağa kaldırmaya çalıştı. Aşırı sol bir terör örgütü üyesi kolaylıkla IŞİD üyesi oluyor ve HDP'nin Adana ve Mersin bürolarına bomba gönderiyor. Aradan 3 gün geçiyor, Diyarbakır'da HDP'nin mitingine IŞİD ile uzaktan yakından alakası olmayan bir genç kolaylıkla IŞİD'çi olarak bomba koyuyor. Sonra 300 gencimiz, Suruç'a giderek HDP'nin Amara Kültür Merkezi'nde bir basın açıklaması yapmak için toplanıyor. Bakın ben Suruç'a çok gittim. O bölgeyi az çok bilirim. Orada 300 genç toplanacak da bir tek HDP'li bunların yanına gitmeyecek. Akla ziyan bir iş. Ne oldu peki? Bir bomba patlatıldı ve 32 can gitti. Olaydan saatler sonra canlı bomba olan kişinin kimlik kartı 8 bin dereceye varan sıcaklıktan kurtularak önce PKK'nın ajansında yayınlanıyor sonra polise teslim ediliyor. Eminimgüvenlik güçlerimiz her şeyi ortaya çıkaracak. Burada dikkat çekmek istediğimiz şu. Ya PKK uzantıları ile IŞİD Suriye'de Türkiye'ye karşı beraber hareket ediyor ya da bunların ikisini de birlikte yöneten bir üst akıl Türkiye üzerinde oyunlar oynamaya çalışıyor."
"ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ SABRIMIZ ZAAF OLARAK ALGILANDI"
Çözüm süreci sürsün akan kan dursun diye çabaladıklarını anlatan Işık, sözlerine şöyle devam etti: "Bu süreç bir an önce sonuçlansın, bu akan kan dursun, Türkiye boşuna kaybettiği yılları artık kaybetmesin diye çözüm süreci için gösterdiğimiz sabır bazıları için zaaf olarak algılandı. Bunu zaaf olarak görenler ve gösterenler nasıl bir aymazlık, nasıl bir gaflet, nasıl bir dalalet ve nasıl bir ihanet içerisinde olduklarını görmeye başladı. Tepelerine bombalar yağmaya başlayınca Hanya'yı Konya'yı anladılar. Büyük devletler sabırlı devletlerdir. Büyük devletler ne yapacağını bilen devletlerdir. Türkiye'de kuşkusuz büyük bir devlettir. Siz hem kalkacaksınız Suruç'u bahane ederek evinde uyuyan iki polisimize suikast düzenleyeceksiniz. Sonra Ak Parti çözüm sürecini durdurdu diyeceksiniz. Bu nasıl bir ikiyüzlülüktür. Biz bu hainleri çok gördük. Ama ihanetin sonucunun ne olduğunu da tarih hep kaydediyor. Biz size savaş yaptırmayacağız."
"DEMİRTAŞ, PKK'NIN SİLAH BIRAKMASINI SAĞLAMALIDIR"
Işık, konuşmasında, çözüm süreci sağlansın diye 6 bin kişinin HDP'ye oy verdiğini anlatarak şöyle konuştu:
"Bakın 7 Haziran seçimleri öncesinde HDP özellikle barajı aşsın diye, belki HDP barajı aşarsa çözüm süreci hızlanır diye 6 milyona yakın insan bu partiye oy verdi. Biz bu oyların çoğunun çözüm süreci rahat yürüsün diye verildiğini biliyoruz. HDP'de bu propagandayı yaptı zaten. Ama 7 Haziran seçimlerinden sonra oluşan tabloyu en yanlış okuyan parti HDP oldu.HDP gerçekten akıllı hareket etmiş olsaydı, 8 Haziran sabahı PKK'ya silah bırakma çağrısı yapması gerekirdi. Doğru olan buydu ama ne oldu, kalktı bir tanesi ‘Bu emanet oydur' dedi. Hemen Kandil'den ayar geldi ‘Sen ne diyorsun' dediler. Kem küm etti. Adamın iradesi Kandil'in elinde. Şunu hiç unutmayın. Elde silah dilde demokrasi söylemi olmaz. Ya silah ya da demokrasiden vazgeçeceksin. HDP, 8 Haziranda bu çağrıyı yapsaydı inanın HDP daha da büyürdü. Ama liderlik öyle cilayla parlatmayla olmaz. Liderlik öyle eline bağlama alıp çalmak değildir. Liderlik zor zamanlarda memleket için risk almaktır. Yunanistan'daki Çipras benzeri liderliğin, Çipras'ı nereye getirdiğini gördüğümüz gibi aynı şekilde Türkiye'ye tutturulan Demirtaş'ın da daha ilk anda nereye geldiğini gördük."
Türkiye'nin terörle mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğini anlatan Işık, şunları söyledi:"Ama bunu yaparken kardeşlikten asla taviz vermeyecek. Artık Türkiye'de terörden medet umanlar şunu bilsin ki, Türkiye kendisi ile düşmanlık yapanlara dünyayı dar edecek güce ve enerjiye sahiptir. Türkiye gücünü elbette gerektiğinde göstermesini bilir. Buradan HDP'ye tekrar çağrı yapıyorum. Ey Selahattin Demirtaş sana düşen PKK'ya silahsızlanma çağrısını yapmak. PKK'nın silah bırakmasını ve artık Türkiye'de terörü bir yöntem olarak kullanmayı bırakmasını sağlamaktır. Halk sana bu görevi verdi. Bunu yapmazsan Türkiye'de siyaset yapman zorlaşacaktır."
"TERÖR GRUPLARI TERÖR YÖNTEMİNDEN VAZGEÇMEZSE TÜRKİYE YAPACAĞINI BİLİR"
Türkiye'deki bütün terör gruplarının terörü bir yöntem olarak kullanmaktan vazgeçmesi gerektiğini belirten Işık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu yapmazlarsa Türkiye Cumhuriyeti bunu yaptırmasını bilir. Son zamanlarda Türkiye'nin bu kararlılığı görüldü zaten. Türkiye bu konuda asla geri adım atmayacaktır. HDP'ye düşen bu dakikadan sonra terörden uzaklaşmak hatta terörü alenen lanetlemektir. İki polisimiz hunharca şehit ediliyor, adam terörü lanetlemek bir yana konuyu eski Marksist söylemlerle geçiştirmeye çalışıyor. Türkiye terör örgütleri silah bırakmadıkları sürece Türkiye'de mücadele etmekten geri adım atmayacaktır. Bizim yapmamız gereken hem çözüm sürecini hem de terörle mücadeleyi aynı anda sürdürmektir."
"UYUŞMA OLMAZSA EL ELE ERKEN SEÇİME GİDERİZ"
Işık, konuşmasında 7 Haziran seçimlerine değinerek sözlerini şöyle tamamladı: "Biz hatalarımızdan ders alıyoruz. Ancak bir noktada iddialıyız. Biz ülkemize yanlış yapmadık. Biz ülkemizin iyiliği için gayret ettik ama bazı noktalarda hatalar yapmışız ki milletimiz bize bir ders verdi. 7 Haziran seçimlerinde milletimizin verdiği mesajı biz gayet net olarak aldık. Bir an öne bir koalisyon hükümeti kurulması en büyük önceliğimiz. Ülkemizin bulunduğu konum daha fazla bu atmosferi kaldırmıyor. Ancak bu demek değildir ki bizim hiçbir önceliğimiz olmayacak. Biliyorsunuz şu an CHP ile görüşmeler başladı. Ak Parti ve CHP'nin öncelikleri birbiri ile uyuşması halinde bir hükümet kurulacak. Ancak uyuşmazsa da ülkemizi yine el ele gönül gönüle erken seçime taşıyacağız."
(İHA)