ANKARA (İHA) - Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası (Sağlık-İş) Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başörtüsüyle ilgili Anayasa değişikliğini referanduma götürmesini isteyerek, "42. maddenin sonunda yer alan 'Bu hakkın kullanılmasında sınırlar kanunla belirlenir' cümlesi olmasa, eğitim hakkı kılık ve kıyafetle engellenemez" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunulan başörtüsü serbestisiyle ilgili Anayasa değişikliği hakkında değerlendirmelerde bulunan Sağlık-İş Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, 42. maddenin sonuna bir cümle konularak "üniversitelere girişlerde kılık kıyafetiyle kimse engellenemez, ancak bunun sınırları kanunla belirlenir" denildiğine işaret ederek, "Bu cümle bunu bozuyor. Şimdi bunu bu şekilde dediğiniz zaman kanun çıkaracaksınız. Kanun Anayasa Mahkemesi'nde iptal edilirse, ben buna çok yanarım. Çünkü ele geçen fırsat başörtüsü yasağı için çok önemli bir fırsattır. Anayasa Mahkemesi'nden dönerse, bu fırsat heba edilir" dedi.
Anayasa'nın önsözüne göre bütün vatandaşların eşit olduğunu ve isteyenin başı açık, isteyenin de başı kapalı olabileceğini kaydeden Başoğlu, "Arada hiç fark yok. Dolayısıyla başı açık olan vatandaşların ne hakkı varsa, kapalı olan vatandaşların da aynı hakkı var. Başı açık üniversiteye girebiliyorsa, başı kapalı da girebilir. Bazı kimseler 'Anayasa'yı sadece biz savunuruz' diyorlar. Kendi kendilerine görev ediniyorlar. Bende herkes kadar bu Anayasa'yı savunuyorum. Anayasa'ya göre, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı hiç kimse kınanamaz ve suçlanamaz. Başını örten, adeta hain yerine konuluyor. 'Vay sen başını örtüyorsun, sen cumhuriyet karşıtı, laikliğe, Atatürk'e karşısın' diyorlar" diye konuştu.
Atatürk'ün kadınlara seçme ve seçilme hakkı verdiğini hatırlatan Başoğlu, "Şimdi ne yapıyorsun? Başörtülü kadınlara sandığa git oyunu ver, seç ama seçilme diyorsun. Bunun Anayasa'yla, kanunla, adaletle bağdaşır tarafı yoktur. Bana göre Cumhurbaşkanı, bu Anayasa değişikliğini halkoyuna sunmalıdır. Çünkü TBMM'de bu görüşülürken mitingler yapıldı. Halk bunu istemiyor görüntüsü vardı. Madem, gönder bunu halka, bakalım buna kaç kişi evet diyecek. Başka bir seçenek ise 42. maddenin son cümlesi dikkate alınarak, 'bu hakkın kullanılmasında sınırlar kanunla belirlenir' kısmının çıkarılmasıdır. Eğer, o cümle burada olmasa, eğitim hakkı kılık ve kıyafetle engellenemez. Bunu rektör engelleyemez kapıları açar. Kanunda, üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerinin siyaset yapmak hakkı var. Yalnızca bunu üniversiteler içinde yapamazlar" şeklinde konuştu.
Yasağı savunanların devletin savunucusu gibi hareket ettiğini ve böyle bir şeyin olamayacağını kaydeden Başoğlu, "Eğitim hakkını alıyorsan, çalışma hakkını alıyorsan, sen kişileri vatandaş yerine koymuyorsun demektir. Bu basit ve sıradan bir iş değil, kimse devlete sahiplik yapamaz. Devletin sahibi biziz. Devletin, Meclis'in kararına itibar etmiyorsun, 'biz toplandık Anıtkabir'e gittik, biz istemiyoruz' diyorsun. Anıtkabir bir gösteri alanı değildir. Siyasi alanda değildir. Atatürk'ü rahatsız ediyorlar.
Burası miting alanı değil, ziyaret alanıdır. Atatürk herkesin lideridir. Başın sıkışınca oraya gidiyorsun" dedi.
Bu yasağın artık kaldırılıp, meşrulaştırmak gerektiğini belirten Başoğlu, İslam'da kadınların yüzünün açık olması gerektiğini ve Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın da başının kapalı olduğunu söyledi. MHP ile AK Parti'nin güzel bir iş yaptığını söyleyen Başoğlu, "Bu ülke çocuklarının okuması için yurt dışından kurtulalım. Dövizleri buralara gitmektedir. Bu 28 Şubat'ın son kalıntısıdır. Özgürlükçüysen yasakların karşısında ol" ifadelerini kullandı.