HABER

Baykal'dan etnik söylem çıkışı: "Yeter artık"

ANKARA (ANKA) –CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın "etnik köken" açıklamalarıyla tartışılmaya başlanan "etnik köken" tartışmalarına tepki gösterdi. Türkiye'de bir süreden beri etnik kimlik tartışmasının siyasi söyleme egemen olduğunu ifade eden Baykal, "Türkiye artık bu tartışmaları aşmalıdır. Bu konuları konuşmamalıyız. Konuşulacak konular değildir" dedi. Baykal, "Herkesin, etnik kimliği eşittir, özeldir. Bunları suçlama kompleksi içinde ifade etmek hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir. Yeter artık bu konu çok konuşuldu. Sadece belli bir insanın sözleriyle ilgili söylemiyorum genel olarak Türkiye'de bu etnik kimlik tartışması işi çığırından çıkarıyor. Bu tuzağa toplum olarak düşmeyelim. Hiç kimsenin kimseyi dışlama hakkı yoktur. Kimsenin kimseyi karalamaya hakkı yoktur etnik kimliği nedeniyle" dedi.

Baykal, CHP Parti Meclisi toplantısı sırasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve AKP'den istifa ederek CHP'ye katılan Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu'na parti rozeti taktı.
Ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Baykal, ekonomik krizin giderek daha da derinleştiğini ifade etti. Ekonomik kriz yüzünden intihar eden işadamlarına dikkat çeken Baykal, "Gerçekten çok acı olaylarla karşı karşıya kalmaya başladık. İstanbul'da bir işadamımız intihar etti. Ankara'da bir önemli okul girişiminin sahibi, yöneticisi çok değerli bir eğitimci krizin kendisini getirdiği nokta karşısında intihar etti. Dramatik olaylar ortaya çıkmaya başladı" dedi.
Krizin öncelikle reel sektörü vurduğunu belirten Baykal, bu durumun krizin ekonominin temelini sarsmaya başladığını gösterdiğini ifade etti. Baykal, "Kurşun teğet geçmemiştir. Vurmuş ve öldürmüştür. Türkiye'de yaşanan krizin psikolojik olduğu değerlendirmesi kendini avutmanın ötesinde hiçbir anlam taşımaz. Bu psikolojik, sanal bir kriz değildir, reel bir krizdir" diye konuştu.

-HACİZ UYGULANMASIN-
Başbakan Erdoğan'ın kriz tanımlamalarını eleştiren Baykal, "Artık Başbakan şu krizin adını koysun. Bir an önce yaşanan reel bir kriz olduğunu değerlendirsin" dedi.
Türkiye'de krizin iyi yönetilemediğini öne süren CHP Lideri Baykal, şunları söyledi:
"Ülkenin başarılı, değerli kurumlarının binlerce öğrenciyi okutmakta olan bir temel eğitim kurumunun kriz iyi yönetilmediği için, ortaya çıkan sorunlara çare bulunamadığı için artık ayakta kalamaz hale geldiğine ve krizin yönetilmemesinin bedelini Türkiye'de işletmelerin, kuruluşların ödemeye başladığına bizi inandırmaktadır. Derhal ciddi tedbirler almak lazım. İçinde bulunduğumuz mali sıkışıklık ortamında haciz uygulamasına göz yummamak lazım. Kuruluşların ayakta kalmasını sağlayacak mali kolaylıkları gerçekleştirmek, haciz uygulamalarından önce kaynak yaratmaya yönelik çabalara öncelik vermek iktidarın öncelikli görevidir. Bu görev yerine getirilmediği için maalesef çok ağır bedeller ödenmeye başlanmıştır."

-HUKUK HIZLA KAYBOLUYOR-

Baykal, belde belediyeleri ile ilgili çeşitli yargı organları tarafından verilen kararların büyük bir hukuk krizine neden olduğunu belirtti. Baykal, şöyle konuştu:
"Dün YSK Danıştay'ın kararını değerlendirerek Türkiye'de dava açmış olan belediyelerin, belediyeliklerinin devam etmekte olduğunu ve seçime katılabilecekleri kararını açıkladı. Bunun üzerine çok garip bir şeye tanık olduk. Anayasa Mahkemesi Başkanı yeni bir karar açıklar gibi bir değerlendirme yaptı. Bir süre sonra Anayasa Mahkemesi'nin böyle bir yeni kararının olmadığı Başkan Vekili'nin açıklamasıyla ortaya çıktı. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanı ‘Biz eski karara destek veren insanlar bu düşünceyi dile getirdik' diye hiç hukuk sistemimizde bugüne kadar tanık olmadığımız bir açıklama yaptı. Yargı organları kararlarını yorumlayarak değil, kararlarının kendileriyle konuşurlar. Karar artık alındıktan ve ilan edildikten sonra kendi başına bir gerçeklik kazanır."
Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın tek taraflı bir açıklama yapmasını eleştiren Baykal, bu durumun "örneği görülmemiş bir şey" olduğunu söyledi. Baykal, özetle şöyle dedi:
"Bu kaos karşısında hukuk mekanizmaları işlemiyor, konuşuluyor. Bunların temelinde Başbakanın ‘Türkiye'de ikinci bir Anayasa Mahkemesi mi var' değerlendirmesi yatıyor. Başbakan bunu söyledikten sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı o kararı yorumluyor. Böyle bir şey olabilir mi? Hukuka yakışır mı? Hukuk hızla Türkiye'de kayboluyor. Bu hukuk kaosu, Türkiye'de yönetimin hangi sorunlarla ülkeyi karşı karşıya bıraktığını bir kez daha önümüze çıkarmıştır."

-KİMİNLE MÜZAKERE EDİYORUZ-

Baykal, Irak'la Türkiye arasındaki son siyasi trafiği değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Bağdat ve Erbil'e yapacağı ziyaretlerin sağlık sorunu nedeniyle ertelenmesine karşın, trafiğin askıya alınamadığına dikkat çekti. Baykal, şunları söyledi:
"Ne yapılıyor bunu anlamamız lazım. Bu trafiğin arkasında ne var bunu anlamamız lazım. Bu bir nezaket ziyareti ya da tek taraflı olarak Irak'ın kendi çalışmalarıyla ilgili komşu bir ülkeyi bilgilendirmesi niteliğinde bir çalışma olarak anlaşılamaz. Bizim Irak'a yönelik bir bekleyişimiz var. Irak egemenlik alanı içindeki PKK varlığını etkisiz kılmaları. Bunu gerçekleştirmek için Türkiye ile işbirliği yapmaları. Uluslar arası sorumluluk. Bunun ötesinde bir tablo var. Ortada bir müzakerenin yürütülmekte olduğu anlaşılıyor."
Talabani'nin yaptığı açıklamalarda Türkiye'deki PKK sorununa yönelik olarak Türkiye'nin Irak'ta değil, Türkiye'nin içinde ne yapması gerektiğine yönelik açıklamaları bulunduğuna işaret eden Baykal, şöyle dedi:
"Kimle müzakere yapıyoruz? Irak'la Türkiye arasında mı bir müzakere mi var? Yoksa, Irak, Türkiye, PKK arasında bir müzakere mi var? Irak kendi düşüncelerini bizimle müzakere etmek için bize geliyor? PKK'nın düşüncelerini mi aktarmak üzere Türkiye'ye geliyor? Önce bunun aydınlığa kavuşturulması lazım. Neyi müzakere ediyoruz? Müzakerenin konusu nedir? PKK'nın Kuzey Irak'tan tasfiye edilmesi, etkisizleştirilmesi konusunda hiçbir değerlendirmenin yapılmadığına dikkatinizi çekerim. Müzakere daha çok PKK'nın ateşkesmesi karşılığında Türkiye'de bir şeylerin yapılmasını sağlamaya yönelik. Biran önce açıklığa kavuşturulması lazım. Türkiye'den talep edilen nedir? Türkiye'ye verilecek olan nedir?"

En Çok Aranan Haberler