HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

BDP’li Demirtaş: Barış istiyorsanız...

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AK Parti ve CHP görüşmesinin ardından yapılan açıklamalarda hak ve özgürlüklerden bahsedilmediğini savundu.

Demirtaş, “’Terörle mücadelede daha fazla ortaklaşmalıyız’ deniliyor. Bundan fazla nasıl ortaklaşacaksınız?” dedi. Demirtaş, “Eğer barış istiyorsanız bu konuda en az savaş isteyenler kadar cesaretli olacaksınız” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, partisinin “Diyalog Toplantıları” kapsamında Üsküdar’da düzenlenen “Sağlıkçılar BDP’ye Nasıl Bakıyor; BDP’nin Sağlık Politikası” konulu seminere katıldı. BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve partililer de seminerde hazır bulundu.

Toplantıda konuşan Selahattin Demirtaş, 90’a yakın intörn hekim, tıp öğrencisi ve sağlık çalışanının gözaltında tutulduğunu belirterek, “Bu arkadaşların tamamı KCK Sağlık Meclisi kurmakla, ana dilde sağlık hizmeti istemekle suçlanıyor. Yani inanın ki bütün bunları açıklamakta bizler zorlanıyoruz. Bu savcı, soruşturmayı yürütenler bunu nasıl açıklayacak merak ediyorum. Müdahale etmedikleri hangi sektör, hangi iş alanı kaldı? Kafalarından ne geçiyor? KCK nasıl bir şeymiş? Şu anda devleti de aşan, devletten daha büyük, sayıları milyonları geçen, Türkiye’nin en büyük partilerinden daha fazla üyeye sahip bir örgütten söz ediyorsunuz, tutuklamalara ve gözaltılara baktığınızda. KCK’lı olmayan kalmadı neredeyse. Bu nedenle sağlıkçılara yönelik, hekimlere yönelik bu son operasyon sadece o genç arkadaşları hedef almıyor, dışarıda olanları özellikle tedirgin etmek, tehdit etmek, dışarıda olanlara baskı kurmak üzere yapılmış bir operasyondur” diye konuştu.

AK Parti ve CHP arasındaki görüşmeye de değinen Demirtaş, görüşme öncesi başlayan tartışmaların hala sürdüğünü ifade etti. Demirtaş, parti olarak yaklaşımlarını net bir şekilde ortaya koyduklarını ve ortada “Kürt sorunu’’ gibi devasa bir sorun olduğunu ifade ederek, “Geçmişi 100 yılı aşan bir sorun var. Bu sorunu çözmek için ciddi, diyalogu esas alan, müzakereyi esas alan, barışçıl yöntemleri esas alan politikaları biz her zaman destekledik ve arkasında olduk. Güç verme gayreti içerisinde olduk. Bugün de farklı bir noktada değiliz. Bu görüşmenin şu anda ki haliyle biz ne hiçleştiriyoruz, ne de her şey bu görüşmeyle çözülür diyebiliriz. Bütün açıklamaları, bu konudaki bütün yaklaşımları dikkatle izliyoruz” dedi.

Demirtaş, Kürt sorunu gibi ciddi bir sorun ele alınırken herkesin ciddi olmasını istediklerini belirterek, şunları söyledi:

“Bu konuda samimi olsun, kararlı olsun. Bu işin artık sümen altı edilemeyeceğini, halının altına süpürülme boyutlarını çoktan aştığını görsün ve oy kaygısıyla hareket etmek yerine, biz bu tarihi sorunu, can alan, can yakan sorunu nasıl çözebiliriz diye herkes elini taşın altına koysun. Söylemlere bakınca kan akmasını isteyen kimse yok. Kime sorsanız Nobel Barış Ödülü'nü hak etmiş mübarek. Herkesten daha fazla barışı istiyormuş gibi görünüyor. Ama pratikte 5 yıldır parlamentodayız, 4 sınır ötesi tezkere çıktı. Dördüne de bu 3 parti hep birlikte evet dediler. Her seferinde tezkerelerin nasıl çözümsüzlük yarattığını, savaşı daha fazla derinleştirdiğini anlatmaya çalışırken, bunlar savaşta hep ortaklaştılar. ‘Askeri operasyonlar zarar veriyor’ dedik, ‘Operasyonlar dursun. PKK’da her türlü silahlı faaliyetini durdursun’ dedik, ‘Vay sen misin devletten ateşkes isteyen’ diyen yine bu 3 parti. Hükümette dahil CHP ve zaten MHP başı çekiyor. Şimdi eğer barış istiyorsanız bu konuda en az savaş isteyenler kadar cesaretli olacaksınız. Bak savaş isterken çok cesaretlisiniz. Tezkereyi savunurken, operasyonları savunurken çok cesaretlisiniz maşallah. Ama barışı isterken bu kadar utangaç, bu kadar sıkılgan, yarım ağızla barış istenmez.”

Barışın toplumda insanların haklarıyla, özgürlükleriyle eşitçe, hakça yaşaması olduğunu ifade eden BDP Genel Başkanı Demirtaş, barışın silahların susması olmadığını, potansiyel bütün gerilim, çatışma tehditlerinin de ortadan kalkması olduğunu söyledi. Demirtaş, “Sadece silahların susmasını barış olarak algılayan zihniyet barışı tam olarak anlayamamış demektir. Bu nedenle evet silahlar tamamen susmalıdır. Devlet de, PKK da savaşmayı bırakmalıdır. Bu bizim başından beri ortaya koyduğumuz açık bir taleptir. Şimdi silahlar sussun kısmıyla ilgili ne bir projeleri var, ne bu konuda bir ciddiyetleri var, ne de sonrasına ilişkin bir projeleri var” dedi.

Demirtaş, AK Parti ve CHP arasındaki görüşme sonrası yapılan açıklamalarda hak ve özgürlüklere dair tek bir kelime edilmediğini savunarak, sadece “Terörle mücadelede daha fazla ortaklaşmalıyız’’ denildiğini ifade etti. “Bundan fazla nasıl ortaklaşacaksınız?” diye soran Demirtaş, şöyle devam etti:

“Zaten ortaksınız terörle mücadelede. Zaten Cumhuriyet tarihi boyunca bu zihniyetler, bu anlayışlar işte bu politikalarda ortaklaşmışlar. Şu anda ayrı mı düşünüyorlar bunlar? Yok. Yani AK Parti terörle mücadelede bir zafiyet içerisinde, bir yetersizlik, yetmezlik içerisinde de, CHP ve MHP ona destek sununca daha mı başarılı olacak? Ne yapacaksınız daha fazla? Savaş uçaklarıyla çocukları bile parçaladınız. Bundan daha fazlasını nasıl birlikte yapacaksınız? O nedenle terörle mücadele söylemini bir kenara bırakmanız lazım. Ortada bir terör sorunu yok. Ortada Kürt halkı gibi, Ortadoğu’nun en kadim halklarından olan Kürt halkının ana dilde eğitimi, kendi kültürüyle, diliyle, kendi anavatanında, Kürdistan’da siyasi statüsüyle yaşama sorunu gibi ciddi bir sorun var. Siz bu meseleye ne diyorsunuz? Bunu anlatmanız lazım. Eveleyerek geveleyerek, ağzınıza Kürt kelimesini almaktan bile çekinerek siz Kürt sorununu’ çözemezsiniz. Kürtlerle görüşmeyeceksiniz, Kürtleri dinlemeyeceksiniz, Kürt halkı yokmuş gibi davranacaklar. Kurumları, örgütleri, liderleri yokmuş gibi davranacaklar, ondan sonra bu kadar devasa bir sorunu, oturacaklar Ankara’da bir masa etrafında ‘çözdük’ diyecekler. Çözebiliyorsanız biz engel olmayacağız. Biz bu konudaki hiçbir çözüm iradesine engel olmayız. Ama çözüm adına oyalamak, bir kez daha topluma sahte umutlar yayma politikalarına da alet olmayacağız.”

Açılım olacağı yönünde yapılan açıklamaların bir tarafa bırakılıp, öncelikle Roboski için özür dilenmesi gerektiğini savunan Demirtaş, “Ne kanun gerektiriyor, ne anayasa değişikliği gerektiriyor, ne tüzük, ne yönetmelik değişikliği gerektiriyor. Ne cebinizden para çıkıyor, ne hazineniz batıyor. Sadece çıkıp vicdanınızla bir özür dileyeceksiniz bunu yapamıyorsunuz. Neyin açılımından söz ediyorsunuz. 19’u çocuk 34 genci F-16 bombalarıyla parçalıyorsunuz bir özür dilemeyi kendinize zulüm olarak görüp, aradan geçen 6 aya rağmen özür dilemiyorsunuz. Açtık açacağız politikasıyla hala kamuoyunu oyalamaya çalışıyorsunuz” dedi.

İHA

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler