HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

'Benim hakkım ihlâl edildi!'

Anayasa Mahkemesi’ne vatandaşlık haklarının ihlâl edildiği gerekçesiyle başvuran Abdullah Öcalan, dilekçesinde müzakere sürecine atıf yaptı.

'Benim hakkım ihlâl edildi!'
İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan, geçen yıl daha basılmadan toplatılan kitabı nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne avukatı aracılığıyla yaptığı bireysel başvuruda, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” olduğunu anımsatarak, haklarının ihlal edilmesinden yakındı. Dilekçede, “Türkiye’de Kürt sorunun devlet nezdinde dahi her gün konuşulduğu bu dönemde bu konu ile ilgili bir eserin toplatılmasının hukuka uygun bir yanı bulunmamaktadır” ifadeleri kullanılarak, yürütülen müzakerelere örtülü biçimde atıf yapıldı. Anayasa Mahkemesi, dilekçede, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunan Öcalan’ın başvurusunu “eksikler” nedeniyle değerlendirmedi. Yüksek Mahkeme, Öcalan’dan istediği tazminat miktarını, ilgili belgelerin orijinalini 15 gün içinde göndermesini istedi. Karar henüz Öcalan’a tebliğ edilmediğinden 15 günlük süre başlamadı.
[** **](https://twitter.com/#!/HaberMynet)
**T.C. vatandaşı**
Dilekçenin başında, “Başvurucu Sayın Abdullah Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Başvurucu 13 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinde hükümlü olarak cezasını infaz etmektedir. Başvurucu, 13 yılın 10 yılını Tek Kişilik İmralı Ada Cezaevi’nde geçirmiştir. 17 Kasım 2009 tarihinde ise 5 hükümlü daha İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevine nakledilmiştir” ifadeleri kullanıldı. T.C. kimlik numarasının, kimlik bilgilerinin sıralandığı dilekçede, Öcalan’ın bir dizi haklarının ihlal edildiği belirtildi.
**Bu haklarımız ihlal edildi**
Dilekçede, anayasanın “düşünce ve kanaat hürriyeti”, “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” başlıklı maddelerinin, anayasanın uluslararası anlaşmaların üstünlüğüne yönelik 90. maddesinin, AİHS’nin ifade özgürlüğü başlıklı 10. maddesinin ve BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin ihlal edildiği bildirildi.
Dilekçede, Öcalan’ın kitabının, AİHM’ye sunmuş olduğu savunmasını içerdiği, el koyma kararının Öcalan’ın anayasal hakkına müdahale anlamını taşıdığı, AİHM’ye gönderilerek dünya nezdinde aleniyet kazanan savunmanın kitaplaştırılmasına yapılan müdahalenin, anayasaya aykırı olduğunu ifade edildi.
**Müzakerelere atıf**
Dilekçede, şöyle devam edildi:
“Yaşadığımız çağ ve dönemler esere yapılan müdahalenin meşru olmadığı sonucuna vardırmaktadır. Aynı zamanda söz konusu kamu müdahalesinin, uygun ve yeterli yani orantılı olması da gerekmektedir. Oysaki uluslararası alanda alenileşen bir esere el konulması, müdahalenin uygun olmadığını göstermektedir. Türkiye’de Kürt sorunun devlet nezdinde dahi her gün konuşulduğu bu dönemde bu konu ile ilgili bir eserin toplatılmasının hukuka uygun bir yanı bulunmamaktadır. Hükümetin neredeyse tüm yetkilileri, eskiden toplumun konuşulmasından rahatsız olunacağı denildiği tüm uç diye tabir edilen konuları rahatlıkla kamuoyu önünde konuşabilmektedirler. Bu durum ne toplumda ne de başka bir yerde rahatsızlığa veya karışıklığa sebebiyet vermektedir. Bundan dolayı söz konusu esere yapılan kamu müdahalesi demokratik bir toplumun gereklerine aykırıdır.”
Savunma hiçe sayılıyor, 520 gündür görüşemiyoruz
Müdahalenin Öcalan’ın savunma hakkının hiçe sayılmasından kaynaklandığının anlatıldığı dilekçede, şöyle denildi:
“Hükümet yetkililerin zaman zaman basına verdikleri demeçlerden anlaşılmaktadır ki, Sn: Öcalan’ın savunma hakkının hiçbir değeri bulunmamaktadır. 520 günü aşkın bir süredir avukatları olarak Sn. Öcalan ile görüşmemize hükümet tarafından izin verilmemektedir. Yargı sistemi de bu pratiklerin devamı niteliğinde kararlar vermektedir. Nasıl 520 gün savunma hakkı başta olmak üzere diğer birçok hakkı Hükümet nezdinde kabul edilmezken şimdi de alenileşen savunmasına yargı eliyle müdahale, hukuk devleti ilkesini ihlal eden, anayasal suç işleyen hükümet yetkililerin eline su dökme anlamına gelmektedir. Görüldüğü üzere, çok geniş bir kapsama sahip ifade özgürlüğü, birçok yönden ele alınıp, tartılıp öyle karar verilmesi gerekirken, eserin sahibinin salt Sn. Öcalan olmasından dolayı verilen karar Anayasa’yı ve Sözleşmeyi ihlal etmiştir.”
**Öcalan’ın talepleri**
Dilekçede, Öcalan’ın haklarının ihlal edildiğinin tespit edilerek, el koyma kararının anayasaya aykırılığı, maddi ve manevi zararların karşılanması, ücret ve masrafların kamu tarafından ödenmesi talep edildi.
Anayasa Mahkemesi, dilekçeyi 14 Ocak’ta karara bağladı. Mahkeme, tazminat talebinin miktarının ve bu miktarın neden istendiğinin belirtilmemesinin, vekâlet ve hâkimlik kararlarının aslının olmamasının eksiklik olduğunu vurguladı. Mahkeme, başvurunun değerlendirilmesi için 15 gün içerisinde eksiklerin giderilmesini istedi. Ancak bu yanıt, İmralı’ya henüz ulaşmadı.


Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler