DİYARBAKIR (A.A) - Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen KCK duruşmasından sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan gruba hitaben bir konuşma yapan Demirtaş, 2 yıldır devam eden operasyonların, siyasi tutuklamaların, siyasi davaların bugün mahkemenin yürütülemez, devam edemez bir aşamasına gelmiş bulunduğunu ileri sürdü.
Tutuklu olan siyasetçilerin kendi ana dillerinde Kürtçe savunma yapma isteklerinin reddedildiğini ve bugün de bu durumu protesto emek için duruşma salonunu terk ettiklerini anlatan Demirtaş, ''Arkadaşlarımızın avukatları da müvekkillerinin salonu terk etmesiyle kendilerinin de salonda bulunmalarının bir anlamı olmadığını belirterek, salonu terk etmişlerdir. Şimdi mahkeme boş sandalyeleri yargılamaktadır. Dili olmayan, konuşmayan, sandalyeleri yargılamaktadır. Çünkü, halkın siyasetçilerinin dili vardır. Eğer onlar dilsiz olanları yargılamak istiyorlarsa boş sandalyeleri yargılamaya devam etsinler'' diye konuştu.
-''BU MAHKEME ADİL BİR YARGILAMA YAPAMAZ''-
''Bir halka bu kadar hakaret edilemez. Halk bu hakareti asla kabul etmeyecektir. Herkes bilmelidir ki bu mahkemede yargılananlar bu halkın iradesidir. Yargılanan halkın kendisidir. Bir halk bu şekilde aşağılanmayı asla kabul etmez. Bütün dünya bilmeli ki ve Başbakan da bilmeli ki Kürtler, Kürtçe konuşur. Mahkemede de okulda da konuşur'' ifadelerini kullanan Demirtaş, bu saatten sonra mahkemenin hiçbir adil yargılama yapamayacağını, yargılamanın hiçbir meşruiyetinin kalmadığını iddia etti.
Demirtaş, şunları söyledi:
''Bu mahkeme adil bir yargılama yapamaz. Ana dillerinde iki kelime bile konuşturmasına tahammül edemeyen sistem, bizim nazarımızda hiçbir değeri olmayan bir sistemdir. Böyle bir sistem bizi yargılayamaz. Böyle bir anlayış Diyarbakır'da Kürt halkına böylesi hakareti yapamaz, bunu herkes böyle bilsin. Kürt halkı, sadece bu ülkede özgür ve eşitçe yaşamak istiyor. Ama bunu çok görenler, bu halka fazla görenler, bunu bilmelidir ki barışa ve kardeşliğe en büyük zararı veren bu zihniyetin kendisidir. Bu zihniyet bir savaş zihniyeti olarak teşhir olmuştur. Bu hükümet, bu ülkede provokasyon yapmaktadır. Bunu yapan Başbakanın kendisidir. Görülmekte olan bir dava ile ilgili gelip Batman'da 'Anayasa suçu işlemişlerdir, bunlar suçludur' diyen bir Başbakan, zaten mahkemenin sonucunu ilan etmiştir. Başbakan kendisini hakim yerine koymuştur. Hem de Batman'da, belediye başkanının tutuklu olduğu bir kentte, bu arkadaşlarımızın yargılaması devam ederken. Bu yargılamanın elle tutulur hiçbir tarafı kalmamıştır.''
Yapılan uygulamanın bütün dünyadaki adının faşizm olduğunu ileri süren Demirtaş, şöyle devam etti:
''Bu faşizm elbete ki bu topraklarda yenilecektir. Bu coğrafyada faşizm kahrolmaya mahkumdur. Bir ülkede adalet sistemi çökmüşse, adalete olan güven kalmamışsa, adil bir yargılamadan söz edilemez. Bizim halkımız her zaman barıştan yana oldu ama asla kurbanlık koyun gibi boynunu uzatmayacağını gösterdi. Bunu da herkes böyle bilmeli. Türkiye seçime giderken, Kürt sorunu konusunda, çözüm arayışlarının bu kadar güçlü bir şekilde devam ettiği bir dönemde, ateşkesin devam ettiği bir süreçte barışın önünü tıkamak isteyenler bu ülkede, herkesin vebalı altındadır. Halkın iradesini görmezden gelenler, iki kelime bile anadilde savunmaya tahammülü olmayanlar, bilin ki bu halk size teslim olmayacaktır. Bu halk özgürlüğüne ve eşitliğine kavuşacak. Türkiye barışına kavuşacak ama AK Parti çatlasa da patlasa da bu olacak. Bu ülkeye barış AK Parti'ye rağmen, Başbakan'a rağmen gelecek. Bu ülkeye barışı halk getirecektir. Biz size inanıyoruz, biz size güveniyoruz. Bu dava ile ilgili halk tek vücut olmalıdır. Mahkeme bu arkadaşlarımızı suçlu bulsa da bu arkadaşlarımız, bu halkın yüreklerinde vicdanlarında baştan beri beraat etmişlerdir. Bu davaya daha fazla, milyonlarla sahip çıkacağız. Bu dava bizim onur davamızdır, onurumuza sahip çıkacağız. Artık tahliyeler mahkemenin elinde değil, sizin elinizde.''