HABER

Boş sandalyelere bağcılık paneli

MANİSA (İHA) - Türkiye'nin en kaliteli üzümünün yetiştirildiği Manisa'da üzüm üretimi, beklentiler, üzüm ihracatı ile üzümcülük sorunlarının anlatıldığı panele ilgi gösterilmedi. Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) tarafından düzenlenen Bağcılık Paneli'nde üzümcülük boş sandalyelere anlatıldı.

Manisa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 80. yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde CBÜ Manisa Yöresi Türk Tarihi ve Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen "Bağcılık Paneli"ne ilgi oldukça azdı. Dünya üzüm piyasasında Amerika'dan sonra Türkiye'yi ikinci ülke konumuna taşıyan Manisa'da üzümcülük konusu boş sandalyelere anlatıldı. Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Ahmet Kurşun ile Ticaret Borsası Başkanı Ahmet Erken'in ve az sayıdaki öğretim görevlisinin dışında bir tek üzüm üreticisinin bile panele katılmayışı dikkatlerden kaçmadı.

Hafsa Sultan Darüşşifa'sında düzenlenen panelin oturum başkanlığını Prof. Dr. Emin Onan yaparken, CBÜ Öğretim Üyesi ve Manisa Ziraat Odası Meclis Başkanı Yrd. Doç. Dr. Harun Çoban, Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Cemal Ilgın ve Tarım İl Müdürlüğü Yük. Zir. Müh. Niyazi Kaçar da panelde konuşmacı olarak bulundu.

Manisalı üzüm üreticisinin beklentileri üzerine konuşan CBÜ Öğretim Üyesi ve Manisa Ziraat Odası Meclis Başkanı Yrd. Doç. Dr. Harun Çoban, geçen yıl üzümün tüccar piyasasında 750 bin liraya düştüğünü, üretim girdilerinin ise 680 bin lira olduğunu belirterek, bu durumda fiyatların 1 milyon 200 bin civarında olması gerektiğini, dolayısıyla üzüm üreticisinin fiyat artışı beklentisi olduğunu açıkladı.

Yapılan genel bir araştırmada üzümcülüğün, pamuk üretiminde beklediği karı alamayan çiftçilerin alternatif olarak üzüm üretimine başlayan üreticiler tarafından yapıldığına dikkat çeken Çoban, dünya ülkelerinde üzüm üretimi standart ölçülerde yapılırken, Türkiye'de ise günden güne artış gözlendiğini, üretim fazlalığı olduğuna dikkat çekti.

"TÜRK ÜZÜMCÜSÜ FAKİRLEŞİYOR" Yeterli devlet desteği alamayan ve uygulanan tarım politikalarında kar payı giderek düşen üzüm üreticisinin fakirleştiğine işaret eden Çoban, "Alaşehir bölgesinde geçen yıl 70 bin ton çekirdeksiz sofralık üzüm ihracatı gerçekleşti ve 120 bin ton gibi ihracat beklentisi var. Havanın soğumasıyla üzüm tüketimi de azalıyor. Bu ilginç ve araştırma gerektiren bir detaydır. İran'daki üretici ya da üzüm üretiminin yapıldığı diğer ülkelerde üretici önünü görebilirken, Türkiye'deki üretici önünü göremiyor. İlaç fiyatlarının, üzüme verilecek fiyatların ne olacağı belli değil. Öte yandan üzüm kurutma sistemi hala eski yöntemle yapılıyor. Halbuki çağdaş kurutma sistemleri mevcut. Ancak bu konuda üzümcüye bilgi verilmiyor. Her yağmur yağışında tonlarca üzüm heba oluyor. İşte sosyal devletin bu işin içine girmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Bağcılıkta karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri konusunda bilgi veren Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Cemal Ilgın da, üzüm alanlarının gelişi güzel kullanıldığına dikkat çekerek, "Alan dağılımı gelişi güzel olmamalıdır. Eski ve profesyonel üzümcüler işlerini çağdaş yöntemlerle yapmaya çalışırken, üzümcülüğe yeni başlamış üreticiler ise bu işi kültürel olarak yapmaya devam ediyor. Özellikle pamuk alanlarının üzüm sahalarına girmesi engellenmelidir. Ayrıca miras nedeniyle bağlardaki parçalanmalar önlenmelidir. Böyle olursa ekonomideki verimlilik düşer. Bağ tesisleri konusunda uzman kişiler tarafından kurulmalıdır" dedi.

En Çok Aranan Haberler