İSTANBUL (İHA) - "Asya'dan Avrupa'ya Emine Leval için yaşam yürüyüşü" adı altında Ankara'dan İstanbul'a yürüyen ve yürüyüşü Boğaziçi Köprüsü üzerinde polis tarafından engellenen Nazmiye Halvaşi, "İstanbul Valiliği'ne müracaat ederek, gerekli izni aldıktan sonra yürüyüşümü kaldığı yerden tamamlayacağım" dedi.
Boğaziçi Köprüsü'nde polis tarafından durdurulduğu için Avrupa yakasına ambulansla geçen Nazmiye Halvaşi, Balmumcu'da bulunan Marmara Grubu Vakfı'nda basın toplantısı düzenledi.
Yürüyüşe, evlilik dışı çocuk dünyaya getirdiği gerekçesiyle taşlanarak öldürüleceği açıklanan Nijeryalı Emine Leval'ın affedilmesi için 18 Eylül'de Ankara'dan başladığını belirten Halvaşi, "Tek başına bir kişinin protesto yapmasına hiçbir şekilde yasal engel yok. Ancak ben gerekli yerlere bilgi vermek amacıyla İçişleri Bakanlığı'na dilekçe ile bu eylemimi bildirdim. Adalet Bakanı Aysel Çelikel ile de bizzat görüştüm. Yürüyüşüm, İstanbul Taksim Meydanı'nda sona erecekti. Bugüne kadar hiçbir şekilde sorun yaşamadım. Aksine destek gördüm, hatta Çamurdere Karakolu'nda duş bile aldım. Önceki gün İstanbul sınırlarına girdim ve İstanbul polisi ile görüştüm. Kimse bana köprüden geçmem için izin almam gerektiğini söylemedi. Belki de hata bende, bilmem gerekirdi. Bu engellemeyi hak etmiyordum" dedi.
2 çocuk annesi Nazmiye Halvaşi, yürüyüşünün, köprüde 490. kilometrede kaldığını ifade ederek, tüm dünyanın bu yürüyüşü izlediğini söyledi. Halvaşi, "Taksim'e kadar 10 kilometre daha var. İstanbul Valiliği'ne müracaat ederek, gerekli izni aldıktan sonra yürüyüşümü, kaldığı yerden tamamlayacağım. Yürüyüşün yarım kalmasını istemiyorum. Bundan sonra da gelecek tepkilere göre tavır alacağım, belki uluslararası çapta bir eylem yapabilirim. Amacım, ülkemi ve dünyanın bütün yöneticilerinin dikkatini bu cinayete çekmek, kadınlarını böylesine acımasız bir şekilde katleden ülkelerin yalnızlaştırılmasını sağlamak ve dünya kadınlarını uyandırmaktır" şeklide konuştu.
Nijeryalı Emine'yi savunurken, aslında bütün dünyadaki kadınların yerini tartıştığını belirten Halvaşi, "Erkeklerin yönettiği dünyada kadına biçilen rolleri reddetmek, insanca yaşama, birey olma hakkını kullanmaktır. Emine'nin dramı çok uç bir örnektir. Asya'dan Avrupa'ya yürürken, kıtalararası bu uzun yürüyüşte, ayak seslerimin bütün dünyadan duyulmasını istiyorum. 21. Yüzyılda hala bu uygulamaların bazı ülkelerde varolması kabul edilebilir değil. Ben buna isyan ediyorum. Susup izlemeyi, suç ortaklığı olarak görüyorum. Emine Leval'ın sessiz çığlığını, kulakları tırmalayan güçlü bir çığlığa dönüştürmek, Emine'nin sesi olmak için yürüdüm" açıklamasında bulundu.