Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası tutuklanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Ahmet Hamsici, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden önceden haberdar olan bu örgütün 15 Temmuz darbe girişimini de yaptığını belirterek, bu gerçeği artık FETÖ sanıklarının da söylemesi gerektiğini kaydetti.
FETÖ'nün darbe girişimi sonrasında meslekten ihraç edilen ve tutuklanan eski Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile HSYK üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, önceki celsede suçlamaları reddeden sanık eski Yargıtay üyesi Dursun Murat Cevher, yeniden hakim karşısına çıktı.
Duruşmada, FETÖ üyeliğinden tutukluyken etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici tanık olarak dinlendi.
Hamsici, darbe girişiminin ardından FETÖ üyeliğinden tutuklanan bazı sanıkların beyanlarını eleştirdi. Yapının önde gelenlerinin firari durumda bulunmasının, darbeden haberdar oldukları anlamına geldiğini de belirten Hamsici, cezaevindeki yapı mensuplarının artık bu darbeyi yapan cemaati terör örgütü olarak görmesi gerektiğini söyledi.
Cemaatle 1977'de tanıştığını, sohbetlere katıldığını anlatan Hamsici, o dönemdeki adıyla cemaatin sohbetlerinde sürekli diyalog, hoşgörü ve barıştan söz edildiğini belirtti.
Ahmet Hamsici, şöyle konuştu:
"Dini bir cemaat olarak görülerek girilen bir yapının, başlarda yardımlaşmadan, iyilikten bahsederken sonrasında darbeyi, bu kalleşliği yapması düşünülemez. Bu cemaat bana hiçbir zaman 'Devleti ele geçireceğiz, darbe yapacağız' demedi. O yazılı olmayan akdi ben bozmadım, onlar bozdu. Bu yapıdan olanların da artık darbeyi yapan, 250 vatandaşın ölümüne sebep olan bu yapıya artık cemaat demeyi bırakması lazım. O artık benim için terör örgütüdür ve bunlarla ilgili ne biliyorsam çıkar anlatırım. Ben bu düşüncelerle ifadeye gitmeden bir ay önce cezaevinde bildiklerimi aklıma geldikçe yazmaya başladım. Yüksek yargı mensubu bir insanın artık cemaatin darbe yaptığını bilmesi, söylemesi gerekir."
- "11 Eylül 1980'de cemaat evinde..."
Üniversiteye hazırlık için cemaatin dershanesine gittiğini, bu yapıya ait olduğunu bilmediğini, ucuz olduğu için bu dershaneyi tercih ettiklerini söyleyen Hamsici, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanınca dershanedeki yöneticilerin kendisine bir adres vererek kayıt için İstanbul'a gittiğinde bu evde kalabileceğini, oradakilerin kendisine yardımcı olacağını söylediğini aktardı.
Okula kayıt yaptırmak için 11 Eylül 1980'de İstanbul'da Beyazıt'taki bu cemaat evine gittiğini belirten Hamsici, cemaate ait daha önce gittiği kampta tanıdığı İbrahim Tabanca adlı kişinin de bu evde olduğunu kaydetti. Ahmet Hamsici, şunları anlattı:
"O gece evde namaz kılındı, risale okundu. Evde 3-4 kişi daha vardı. İbrahim Tabanca beni daha önceden tanıdığı için odasına çağırdı. 'Bu gece ülkede sıkıntılı işler olacak. Yasal olmayan bir şey yapmıyoruz ama gece polis veya asker eve gelebilir. Evde kalanlardan biriyle kendini irtibatlandır, onun tanıdığı olduğunu söyle' şeklinde uyardı. Sabah uyandığımızda 12 Eylül darbesi olmuştu. 1980'de darbe olacağından haberdar olan bu cemaat, 2016'da bu kadar güçlüyken darbe olacağını bilmiyor muydu? 1980'de bile o günkü konumuna göre askeri darbeden haberdar olan bir cemaatin 2016'da her açıdan 30 kat güçlü iken darbe girişiminden haberdar olmaması düşünülemez.
O Fetullah Gülen denen alçak, bu darbeyi yapmadıysa, onun talimatıyla bu işler olmadıysa bu kadar kişinin ölümüne neden olmamak için en azından bir gün önce 'Benim adımı kullanarak darbeye kalkışacaklar' diyemez miydi? Adım gibi eminim ki bu örgüt bu darbe girişimini yapmıştır, Gülen denen alçağın talimatıyla yapıldığına kaniyim. 26 yılda bu cemaat 30 kat büyüdü. 80'de darbeden haberdar olan bu yapı şimdi 'bilmiyordum' diyerek sıyrılamaz."
Duruşmada diğer tanıkların da dinlenmesinin ardından söz verilen sanık Dursun Murat Cevher, tanık beyanlarına karşı savunma yapmak için süre istedi. Sanık Cevher, Hamsici'nin anlatımlarının genel örgüt suçlamasıyla ilgili olduğunu, kendisiyle ilişkilendirilemeyeceğini savundu.
Verilen aranın ardından toplanan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.