Burdur’un Bucak ilçesinde sosyal medya sitesi Facebook hesabı üzerinden paylaşımda bulunan genç adam, evde tek başına olduğu sırada intihar etti. Şahsın yaptığı paylaşımda ise, "Siz bu mektubu okuduğunuzda ben çoktan ölmüş olacağım" ifadeleri dikkat çekti.
Edinilen bilgiye göre, olay bugün saat 21.00 sıralarında Bucak ilçesindeki Karayvatlar Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, ilçede yaşayan evli ve 1 çocuk babası 29 yaşındaki Mehmet C., evde tek başına olduğu sırada kendini asarak intihar etti. Bir süre sonra Mehmet C.’nin Facebook hesabı üzerinden yapılan paylaşımı gören yakınları, gence ulaşamayınca evine gitti. Yakınları Mehmet Ç.’yi hareketsiz şekilde buldu.
Durumun haber verilmesi üzerine, olay yerine 112 acil servis ekipleri, yaptığı kontrollerde Mehmet C.’nin öldüğünü belirledi. Olay yerine ulaşan emniyet güçleri çevrede güvenlik önlemi alırken, Cumhuriyet Savcısı’nın incelemesi sonrasında genç adamın cansız bedeni incelenmek üzere Bucak Devlet Hastanesi Morgu’na sevk edildi.
"Siz bu mektubu okuduğunuzda ben çoktan ölmüş olacağım" paylaşımı
Olayın ardından Mehmet Ç.’nin sosyal medyada paylaştığı intihar mektubu niteliğindeki paylaşıma ulaşan polis ekipleri, olayla ilgili geniş çaplı tahkikat başlattı.
Mehmet C.’nin Facebook hesabında paylaştığı notta ise çelişkili ifadeler dikkat çekti. Şahsın yaptığı paylaşımda şu ifadeler yer aldı:
"Bu mektubu okurken üzgün olduğunuzu ve acı çektiğinizi biliyorum; ama benim şu hayatta yapabileceğim belki de en doğru seçim buydu. Aslında bunu bile doğru düzgün yapabileceğimi sanmıyorum; çünkü korkuyorum; ama yaşamaktan da fazlasıyla yoruldum. Hem ölmekten, hem de yaşamaktan bu kadar korkarken hayata herkes gibi bağlanmaya çalışmak, rol yapmak ölümden de yaşamaktan da korkunç geliyordu bana. Yani aslında o kadar da zor bir karar olmadı bu. Sizin için zor, şu anda ne yazsam size kendinizi kötü hissettireceğini biliyorum. Bazılarınızın, ’Ama ne kadar da mutluydu’ dediğini duyar gibiyim ya da bazılarınızın da intiharımı maneviyat eksikliğime bağlayacağını ve ’ölmek bir çözüm değildi’ dediğini de duyar gibiyim. İntiharım hakkında mantıklı nedenler aramanıza gerek yok. Kendinizi suçlu hissetmenize de gerek yok. Şimdi size burada bunu yazmakla, bir iyilik perisi olduğumu kanıtlamaya çalışmıyorum ya da hepinize hakkımı helal ettiğimi de düşünmeyin. Bazılarınız beni çok üzdü, birçoğunun umurunda değildim, birçoğunun da daha beni üzdüğünden haberi bile yok, bazen de hiç tanışmadığım kişiler oluşturdum hayalimde, hiç yaşanmamış olaylarla kalplerimi kırdılar. Her ne olursa olsun, en sonunda hep ben mutsuz oldum, ben yıprandım ve ben çok yoruldum. Çok da bekledim. Hayatım öyle garipti ki, hep en sevdiğim ve en çok istediğim şeyleri beklemekle geçti. Bir şeyler biraz istediğim gibi gittiğinde, ’işte bunun arkasından kötü bir şey gelecek’ diye şüphelenerek yaşamaktan da çok sıkıldım. An geldi hepinizden nefret ettim, üzerimdeki yükü hafifletmek için herkesi suçladım. Aranızda her ne kadar çok sevdiklerim olsa da suçladım ve bundan zevk aldım. Kötü müyüm? Belki de çok kötü birisiyim ben, bilmiyorum. Zaten umurumda da değil. ’Siz bu mektubu okuduğunuzda ben çoktan ölmüş olacağım’ ve ardımdan yaşananlardan hiç haberim olmayacak. Ben hayatı bir oyun olarak görüyordum, çok sıkıldım (çok sıktınız) ve artık son vermek istedim bu oyuna. Oyuna son verip sonsuzluğa karıştım. Kendinizi suçlu mu hissediyorsunuz? Ağlıyor musunuz? Ama ben çok bencilim belki de. Ben sizin gibi hissetmeyeceğim artık. Benim için değişen bir şey olmayacak, acınızı paylaşamayacağım. Ben mutlu değildim, mutlu olacağımı da sanmıyordum. Korkularım vardı. Kendimi kandırmaktan da sıkılmıştım. Sırf sizler için böyle bir hayata katlanamazdım ve şu anda bu mektuba bile katlanamıyorum, enteresan; ama hissettiklerimi, düşüncelerimi yansıttığına inanmıyorum. İçimde kendini anlatmak isteyen çok daha büyük bir şey var; ama bunu yapamıyorum. Beceremedim. Sizi üzdüğüm için çok da üzgün değilim. Hepinizi seviyorum ama bazen de sevmiyorum. Siz de üzülmeyin, siz de sevin, unutun, müzik dinleyin, kitap okuyun. Hayatta o kadar güzel şeyler var ki; kendinize iyi bakın."