Jeremy Bowen
BBC Orta Doğu Editörü
"Halk rejimin yıkılmasını istiyor"
Bu slogan, Orta Doğu'da 2011 yılında başlayan ayaklanmaların fon müziği haline gelmiş durumda.
Aynı slogan Bahreyn'in başkenti Manama'nın hemen dışındaki Muhazza köyünde, karanlık bir gecede, köyün dökülmekte olan duvarlarında yankılandı.
Muhazza'daki birkaç yüz kişi, Ekim ayında ilan edilen gösteri yasağını delerek köyün meydanında polisin gelmesini bekledi.
Bahreyn Kıralı Hamad el-Halife'ye göndermede bulunarak, "Kahrolsun Hamad" diye slogan atıyorlardı.
Protestocular, Bahreyn'de çoğunluğu oluşturan Şii Müslümanlardı. Halife ailesi ve Bahreyn yönetiminin çoğunluğu ise Sünni azınlığa mensup.
Muhazza ve Bahreyn'in birçok Şii köyündeki gösteriler, küçük yerel sorunlardan ibaret değil.
Bahreyn, Orta Doğu'yu şekillendiren büyük güçlerin arasında sıkışmış durumda. Bu güçler arasında, değişim baskısı ile büyük güçlerin istekleri var.
Bahreyn, komşuları Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'dan çok daha yoksul.
Halk arasında, ekonomik sorunlar ve kısıtlı barınma imkânları nedeniyle ciddi bir tepki oluştu.
Ülke aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri'nin Beşinci Filo'suna ev sahipliği yapıyor. Beşinci Filo'nun görevi, petrol ihracat rotalarının açık kalmasını sağlayıp, İran'ın yapabileceklerini sınırlamak.
Ancak, isyanın tek başına en önemli sebebi, mezhepler arasındaki gerilim.
Şii ve Sünniler arasındaki ilişkiler, aşağı yukarı Hristiyanlıkta, Protestanlarla Katolikler arasındaki ilişkiler gibi.
Çoğu zaman aralarında evlenebilen ve barış içinde yaşayabilen bu topluluklar, gerilim dönemlerinde birbirlerine karşı cephe alabiliyorlar.
Polisin, gelip de Muhazza'daki göstericileri dağıtması uzun sürmedi. Çocuklar, polisin yaklaştığını görmeden sezerek, duvar kenarlarında gizlendiler.
Ardından da polis, göz yaşartıcı bombalarla geldiğini haber verdi.
Polis, on dakika sonra başka bir eylem haberi alıp başka bir yere gitmek zorunda kaldı. Polisin uzaklaşmasıyla birlikte göstericiler tekrar slogan atmaya başladılar.
İlk dönemlerde gösterilerde, ülke yönetiminden bıkmış Sünniler de bulunuyordu. Ancak, güvenlik güçlerinin sert müdahalesi ardından isyan çoğunlukla Şiilerce yürütülmeye başlandı.
İsyanın mezhep çatışması boyutuna doğru ilerlemesi, Amerikalılarda, çatışmalardan İran'ın kârlı çıkabileceği kaygıları doğuruyor.