İstanbul Güngören'de geçtiğimiz aylarda yaşanan bombalı saldırı da can verenlerden biri de, 3 yaşındaki Aleyna'ydı. Patlamada, 49 yaşındaki anneannesi Perihan Özkul'un kucağında bulunan ve yanlarındaki 4 yaşındaki kuzeni Taha ile birlikte yaşamını yitiren minik Aleyna, hain saldırının adeta simge ismi haline geldi. Ancak Perihan Özkul'un dramı bununla bitmedi. Zira damadı Günsar Çelik tarafından Aleyna'nın ölümüne sebep olmakla suçlanıyor ve bu nedenle kızı Melike Çelik ile görüştürülmüyor.
GÜNGÖREN'DEKİ PATLAMADAN KARELER
İkinci patlamada yaralanan Perihan hanım damadının "Aleyna'yı kendine siper ettin" dediğini belirterek şunları söylüyor:
"Bu nedenle 1 aydır kızımı benimle görüştürmüyor. Ben de başımdan, bacağımdan ve kollarımdan yaralandım. Kafatasımda çatlak var, bacağım hâlâ alçıda. İkisi elimde büyüdü. Onlar canımdan öteydi. Keşke Aleyna ve Taha yerine ben ölseydim. İkisi de elimde büyüdü. Olaydan beri psikiyatrik tedavi görüyorum."
GÜNGÖREN'DEKİ PATLAMADAN KARELER
ÖLDÜĞÜNÜ 11 GÜN SONRA ÖĞRENDİ
Kızı çalıştığı için o akşam Aleyna'ya bakan anneanne Özkul, patlama anını da şöyle anlatıyor:
"Aleyna'ya baktığımda kafasından kanlar akıyordu. Taha'nın nerede olduğunu fark etmedim. Önce Kolan Hastanesi'ne götürdük ardından Çapa'ya. Aslında kucağımda can vermişti. İkisinin de öldüğünü ancak 11 gün sonra öğrendim. Aleyna patlamadan önce bana sıkı sıkı sarılıp öptü. Evladım aslında vedalaşıyormuş."
GÜNGÖREN'DEKİ PATLAMADAN KARELER
Küçük kız kardeşinin 5 aylık oğlu Eren'in sevgisiyle ayakta durmaya çalışan Özkul şöyle tamamlıyor sözlerini:
"Gözümü her kapadığımda, Aleyna'nın son halini görüyorum. Yaralanmadan önce bir yemekhanede çalışıyordum artık çalışamaz oldum. Maddi manevi büyük çöküntü yaşıyorum."