İşte bütün mesele bu! Birçok annenin sorguladığı konu.
Çoğunun çektiği vicdan azabının, hissettiği suçluluk duygusunun, pazartesi sendromlarının altında yatan soru. Niye çalışıyorum?
Çalışmalı mıyım, çalışmamalı mıyım?
Daha farklı bir şekilde çalışamaz mıyım?
Kimi zaman geliyor uzmanların ve medyanın konuya bakışı da annelerin kafasını iyice karıştıryor. Bazen bakıyoruz çalışan annenin çocuğu daha başarılı araştırmaları yayınlanıyor. Bazen ilk 3 yıl çocukla anne beraber olmalı iddiaları.
Hangisi doğru? Tek bir doğru cevap yok. Kime göre, neye göre diye sormak lazım sanırım. Evde oturmam lazım deyip fiziki olarak bebeğiyle, ama zihnen ve ruhen başka yerlerde bir anne misiniz? Fiziken ofiste ama her şeyiyle evde mi? Ya da anne olduktan sonra ikinci kariyerinin arayışında bir anne de olabilirsiniz. Tüm cevaplar sizin durumunuza göre değişecektir.
İşte bu yüzden de başlama noktasının "durum tespiti" olduğunu düşünüyorum. Nasıl ki bir hastalığa tedavi için önce teşhis konması gerekse...siz de önce bir birey sonra da anne olarak nasıl bir hayat istediğinize karar vermelisiniz. Bunu yaparken, kısa ve uzun dönemli düşünmekle, şimdi ve ileriki 10-15 sene içinde kendiniz nerede, nasıl görüyorsunuz; neler yapıyorsunuz, çevrenizde kimler var gibi sorularla detayıyla hayal etmekten başlamalısınız. Sonrasında bu hayat içinde önem verdiğiniz şeyler ve olmazsa olmazlarınızı düşünmelisiniz. Çalışma hayatı insanın önemli zamanını alan ama bir bu kadar da maddi manevi kazanç sağlayan bir alan. Dolayısıyla çalışan, üreten bir kişi olmak herkesin amacı .Ancak bunun hangi şartlarda, nelere dokunarak, kime ne katarak olacağı kişisel tercih.
Bütün bunları düşündükten sonra; kararınızı vermeniz ve başta çocuğunuz olmak üzere tüm aileye nasıl yansıttığınız da önemli. Birçok yeni annenin bebek sonrası işe dönmekte yaşadığı güçlük de burada. Bu sorgulamaları yaparken buluyorlar kendilerini ve bir türlü içinden çıkamıyorlar.
Ardından artık güçlü durmak ve ilerlemek lazım. Tam zamanlı, yarı zamanlı ya da evde çalışmak...(evden çalışmak değil; aslında çalışmamak yani ev hanımı olmak. Ancak ben bunun da çalışmak olduğunu düşünüyorum; sadece karşılığında para almıyorsunuz.)...hepsi bir şekilde çalışmak ama dinamikleri farklı. Dolayısıyla hangi alanda olursanız olsun yaptığınız işe de kendinize ve ailenize de dört elle sarılmalı ve mutlu olmayı bilmelisiniz. Bunu yapamadığınızda nerede olursanız olun, olumsuz duygular sizi bulur, içinizi kemirmeye başlar. İster evde ister işte...
Çalışan anne olmak ya da olmamak konusunda bu iç değerlendirmeyi yapmamışsanız kimsenin size yardım etmesini bekleyemezseniz. Ama tercih ettiğiniz tarafta ilerlemeye karar verdiğinizde tüm yardım ve destek noktalarını devreye sokabilirsiniz.
Çalışan anne olmak konusuna gelince... çalışma şartlarınızı, saatlerinizi değiştiremeyebilirsiniz. Ama nasıl yöneteceğiniz ve planlayacağınız sizin elinizde. İşte ve evde mutsuz olan, suçluluk duyan "zavallı" anneler olarak düşünmek yerine; bu iki dünyayı birleştirmenin ve uzlaştırmanın faydalarını düşünün. Ama evde anne, işte çalışan olun. Evde olduğunuz zamanlarda %100 anne olmaya çalışın ve işi işte bırakın. Ailenize ayıracağınız zamanı iyi belirleyin. Herkese 7/24 hizmet veremezsiniz. Çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanda beynen ve fiziken orada olun. Telefonları kısın. Kafanızda iş listeleri yapmayı bırakın.
Çalışan anne olmak aynı zamanda birçok yetkinlik ve beceriye de sahip olmak demek; çünkü gerek işte gerekse evde o kadar farklı sorumluluk ve görevin üstesinden geliyorsunuz ki! Bir düşünün; işte çok iyi yaptığınız bir görev için becerilerinizi evde de aynı şekilde kullanabiliyor musunuz? İş dünyasında biz buna "transfer edilebilir beceriler" diyoruz. Siz bu transferi ne kadar iyi yapıyorsunuz bir değerlendirin. Çok iyi bir satışçısınız diyelim evde sevmediği bir yemeği çocuğunuza satabiliyor musunuz? Çok yaratıcı bir reklamcısınız; peki çocuğunuzun yaratıcılığını destekleyecek oyunlar kurgulayabiliyor musunuz?
Son olarak; çalışmak ya da çalışmamak, ne yapıyor olursanız olun unutmayın ki her zaman çocuğunuza örnek oluyorsunuz. Onun kariyeri ile ilgili beklentileriniz nedir? İş hayatı ile ilgili düşünceleriniz? Siz ona bu açılardan nasıl örnek oluyorsunuz? Konuyu bir de bu açıdan değerlendirin.
Figen Küçükkoner Kırca
www.lifefocus-tr.com
figen.kirca@lifefocus-tr.com
facebook: Ebeveyn Koçu Figen Kırca
twitter: @Coachfigen
markasıdır.
Haber Gönder
