HABER

Camilere dükkan gibi eklemeler yapılamayacak

Camilere dükkan gibi eklemeler yapılamayacak

ANKARA (ANKA)- Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün idaresinde veya denetiminde bulunan cami, türbe, kervansaray, medrese, han, hamam, mescit, zaviye, Mevlevihane, çeşme gibi kültür varlıklarına, bundan böyle bitişik olarak, dükkan ve kulübe gibi eklemeler yapılamayacak.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun Vakıflar Genel Müdürlüğü İdare ve Denetiminde Olan Cami, Mescit, Türbe vb. Kültür Varlıklarının Müdahale Biçimleri Uygulama ve Denetimi İle İlgili İlke Kararı Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün idaresinde veya denetiminde bulunan mazbut ve mülhak vakıflara ait taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan cami, türbe, kervansaray, medrese, han, hamam, mescit, zaviye, Mevlevihane, çeşme ve benzeri kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi koruma bölge kurulları kararı alındıktan sonra Vakıflar Genel Müdürlüğünce yürütülecek.

Bu çerçevede şu kararlar alındı:

"-Vakıf kökenli anıtsal yapıların fonksiyon değişikliklerinde varsa vakfiye veya vakfiye yerine geçen hüccet, berat, ferman gibi belgeler veya vakıf senetlerinde yazılı fonksiyonlara uyulmasına özen gösterilmesine,
-Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün idare ve denetiminde bulunan tescilli kültür varlıkları ile gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda (köy, cami ve mescitleri dahil) yapılacak uygulamaların,

• Koruma bölge kurullarınca taşınmazların, kültür varlığı olarak tescillerinin değerlendirilmesinde taşınmazın tarihi, mimari, estetik, mahalli ve sanat tarihi açısından değerinin bütün olarak göz önüne alınmasına,
a) Koruma bölge kurulunca, bu kriterler kapsamında tesciline gerek görülmeyen taşınmazların, (köy cami ve mescitleri dahil) 2863 sayılı Kanun kapsamına dahil olmadıkları için haklarında uygulamaya yönelik herhangi bir kurul kararı alınamayacağına, ancak sit alanında bulunması halinde uygulamaya yönelik projenin koruma bölge kurulunda değerlendirilmesine,
b) Tesciline gerek görülen taşınmazların (köy cami ve mescitleri dahil) yapılacak tadilat ve tamirat dışındaki müdahalelerin koruma bölge kurullarınca değerlendirilerek, koruma bölge kurulu kararı doğrultusunda uygulama yapılabileceğine,
c) Tescili yapılan cami ve mescitlerin (köy cami ve mescitleri dahil),

• Yapıya bitişik olarak ve harimlerinde meşruta, dükkan ve kulübe gibi eklemeler yapılamayacağına,
• Son cemaat mahallerinin camekanla kapatılamayacağına,
• Abdest alma yeri vb. yerlerde yapısal ve görsel açıdan geleneksel dokuyu tahrip edecek yeni malzemelerin kullanılamayacağına,
• Minarelere ve kubbe çevrelerine özellikle yapıyı tahrip eden elektronik malzeme (hoparlör ve modern aydınlatma armatürleri gibi) elemanların konulamayacağına, ancak paratoner, kandillik ve mahya gibi özgün biçim ve malzemeye uygun tesisin yapılabileceğine,
• Minarelerde fiziksel tahribata neden olan ses düzeni yapılmamasına, eskiden var olanların yeni onarımlar sırasında kaldırılarak yapının orijinal durumuna getirilmesine,
• 2863 sayılı Kanun gereğince tescilli taşınmazlarda, ısıtma sisteminin yapılıp yapılamayacağına ilgili koruma bölge kurulunca karar verilebileceğine, bunlardan sulu veya kuru sistemli yerden ısıtmalı kalorifer tesisatının, yapının özgün döşemesi ve ısınmadan dolayı olumsuz etkilenebilecek iç süsleme elemanları (çini, kalem işi vb.) dikkate alınarak koruma bölge kurulunca değerlendirilmesine, ısıtma tesisatı projesinin koruma bölge kurulunca onaylanmasından sonra uygulamaya geçilebileceğine,
• Anıtsal yapılarda gerçekleştirilen proje ve ruhsat gerektiren esaslı onarımları belirtmek amacıyla yapılara onarım kitabesi konulmasına, bu kitabelerin malzeme, şekil, yazı ölçüsü, yazı stilinin ve kitabenin kapsamındaki metni gösteren bilgilerin onarım projesi ile birlikte ilgili koruma bölge kurulunun onayına sunulmasına karar verildi."

Resmi Gazete'de yer diğer ilke kararlarında "Geçmişimize ait bir saygı ve bağlılığın ifadesi olan, kültür ve/veya tabiat varlığı olarak tescilli mezarlıklarımızda yer alan ağaçlar ve peyzajla ilgili düzenlemelerin koruma bölge kurulunda değerlendirilmesi gerektiğine… Kentlerde, bir olayın, kişi veya kişilerin anısına adamak veya toplumsal bir kavramı simgelemek amacıyla yapılmış, bulunduğu alan ve etrafındaki kentsel doku ile etkileşimi çerçevesinde taşınmaz niteliği kazanmış olan anıt-heykellerin kentsel birer simge özelliği taşımaları nedeniyle kültür varlığı olarak gerektiğinde konunun uzmanlarınca hazırlanacak rapor doğrultusunda tescil edilebileceğine karar verdi" denildi.

En Çok Aranan Haberler