Çeber'e işkencede bir iddia daha!
Engin Çeber'in kaldığı koğuşta bakan kameraya ait 27 Eylül-3 Ekim 2008'deki görüntülerin jeneratörün ‘kuşkulu' biçimde devreden çıkarılması nedeniyle kaybedildiği ortaya çıktı
Avukat Taylan Tanay, üç gün daha gecikilseydi Çeber'in öldüğü 7 Ekim'de koğuşa kimlerin girdiğine ilişkin kayıtların da silinmiş olacağını söyledi. Tanay, jenaratöre yönelik müdahalenin sistematik işkencenin belgelenmemesi için yapılmış olabileceğini savundu.
Çeber'in Metris Cezaevi'nde işkence sonucu öldürülmesi sonrası başlatılan soruşturma kapsamında 13 Ekim 2008'de cezaevinin kamera kayıtları incelendi. Bir elektrik mühendisi ve elektrik teknisyeni çağrıldı. Teknisyen tutanakta, cezaevinin sistem odasında bulunan güç kaynağının, üzerindeki kullanma talimatına rağmen elle baypas edildiğini, bu yüzden elekrik kesilince jeneratörün devreye girmediğini ve bu dalgalanmanın elektronik aygıtlara yansıdığını saptadı.
‘Kaybedildi mi?'
Aynı gün elektrik mühendisi Orhan Demirkaya'nın tutanağına göre, Çeber'in öldüresiye dövüldüğü B8 koğuşuna bakan kameranın 27 Eylül-3 Ekim 2008 arasındaki kayıtları ‘kaybedildi.' Bu ‘kayıp' şöyle gerçekleşti: Koğuş kapısına bakan kamera kayıt sistemi iki bölüm: İlki, kayıt sistemini de yöneten, dokuz günlük hafıza içeren digital kayıt aygıtı DVR; ikincisiyse 100 gün hafızası bulunan depolama bölümü, RAİD. Normalde; DVR'nin açılma süresi RAİD'den kısa olduğundan illk önce RAİD devreye sokuluyor. Elektrik kesintisi anında aygıtın kapatılması ve enerji geldiğinde önce RAİD'e enerji verilmesi gerekiyor. İki bölüm aynı anda kayda girerse DVR, RAID'e hafızasını aktarmayıp dokuz günde bir kayıt yeniliyor. Arşiv de dokuz günle sınırlanıyor.
Tutanağa göre bu oynama yüzünden 27 Eylül-3 Ekim arasındaki görüntülere ulaşılamadı. Jeneratör aynı gün yeniden eski sisteme çevrildi. Avukat Tanay'ın iddiasına göre jeneratör, işkencenin süreklilik kazandığı Metris Cezaevi'nde bunların kayıt altına alınmaması için bilinçli olarak devreden çıkarıldı. Devreden çıkarıldığı 13 Ekim'de saptanmasa ve üç gün geç kalınsa 6 ve 7 Ekim'deki, o gün koğuşa giren sanıkların görüntülerine de ulaşılamayacaktı.
