Bunun adaletin görevi olduğunu belirten Çelik, “28 Şubat ve 27 Nisan bildirisinin de hesabı günün birinde sorulacak” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bir basın toplantısı düzenledi.
Hüseyin Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki fezlekeyi değerlendirdi.
Çelik, özetle şunları söyledi:
Bütün Pinochet’ler hesap vermelidir. Ben burada 12 Eylül’ün tablosunu filan anlatmak istemiyorum. 1 milyon 650 bin insan bu işin mağduru olmuştur. Bu karanlık dönem, ümit ediyorum ki bu davaların başlamasıyla tekrar aydınlanacaktır.
Bu, 28 Şubat için de yapılmalıdır. 28 Şubat bir Gestapo dönemiydi, manevi işkencelerin yapıldığı bir dönemdi, belki doğrudan kimseye silah doğrultulmadı ama Sincan’dan yürütülen tanklar aslında milletin iradesinin üzerinden yürütüldü. 27 Nisan bildirisi de buna dahildir.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki; ‘Niye bu dönemi yargılamıyorsunuz?’. Biz mi yargılıyoruz? Hükümetler yargılama makamı değildir, biz kimseyi yargılamıyoruz. 12 Eylül’ü yargılayanlar bu memleketin hukukçuları olduğu gibi, ‘Ergenekon’ davasında yargılama yapanlar bu ülkenin adaleti olduğu gibi ‘Balyoz’ davasında da bu ülkenin adaleti, hakimi ve savcısı. Bunların da hesabı günün birinde sorulacaktır.
28 Şubat sürecinde Türkiye'de bir rezillik sergilendi. Tele-kızların, uyuşturucu baronlarının, zamparaların irticanın bir aleti olarak ortaya sürüldüğü bir dönemdi. Medyamız bu işlere o zaman teşne oldu. Bu açıdan herkes bu mesele ile ilgili kafasını netleştirmelidir.
‘Şu yargılanıyordu, bu niye yargılanmıyor?’ diye bize soruyorlar. Yargılamaları biz sıraya koymuş değiliz. Bu ülkenin adaleti var. ‘Yargı hükümetin iktidarın talimatıyla hareket ediyor’ diyorlar ama bir taraftan da bize ‘şunun, bunun yargılanması için devreye girin’ diyorlar. Ancak bizim iktidarımız böyle bir çelişkinin içinde olmayacaktır.
**‘CHP DİREKLERARASI TİYATRO GÖSTERİSİ SERGİLİYOR’**
CHP bu günlerde tam bir tuluat, direklerarası tiyatro gösterisi sergiliyor. Kılıçdaroğlu'na hazırlanan fezleke CHP'lileri o kadar mutlu etti ki çocuklar gibi şendiler.
Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı döneminde ilk defa mı fezleke hazırlanıyor? Hayır. 1 Haziran 2011'de Bitis valisine hakaretten, 19.09 20011 de yine aynı şekilde valiye hakaretten, 20.05.2011'de, 13.04.2011'de yine hakaretten ve 20.05.2011'de toplantı ve gösteri yasasına muhalefetten....
Peki bu fezlekelerle ilgili olarak Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP'liler neden ses çıkarmadı? Siz hukukçulara ağız dolusu hakaret edeceksiniz sonra size fezleke gönderildiği zaman Başbakan'ın haberi vardı diyeceksiniz. Bizim partimizden de başta Başbakanımız olmak üzere çok sayıda arkadaşımızın fezleke var.
**‘CHP KENDİ İÇİNDE KAYNIYOR’**
CHP kendi içinde kaynıyor. Parti içinde Kılıçdaroğlu için büyük bir muhalefet var. Kılıçdaroğlu'da şimdi mağdur ve mazlumu oynuyor. Durumu öyle bir takdim ettiler ki sanki yarın Kılıçdaroğlu tutuklanıp yarın cezaevine girecek.
Kılıçdaroğlu sanıyor ki her cezaevine giren başbakan olacak. Sinan Aygün'de girdi cezaevine...
**‘MHP CHP İLE AYNI SAFA GELDİ’**
Devlet Bahçeli, grup toplantısı konuşmasında bir şeyin üzerinde durdu. Dedi ki, "Silivri cezaevi Bekir Ağa bölüğüne dönüştü". Eskiden İstanbul Üniversitesi'nin kampüsünün içinde askeri cezaevi varmış. Bu cezaevinin başında da Bekir Ağa diye bir binbaşı varmış. Bu cezaevi en kötü günlerini İstanbul'un işgali sırsasında yaşamış. Kimse, Süleyman Nazif, Sait Halim Paşa gibi tutukluları Ergenekon sanıklarıyla bir tutumaz.
Çorum'da, Sivas'ta biz hep tetik çeken elleri gördük ama o tetiği çektirenleri görmedik. Sonra bir bakıyoruz ki bu işlerin altından derin devlet çıkıyor. Sayın Devlet Bahçeli bu insanları Süleyman Nazif'e benzetiyorsa ben Bahçeli'yi milliyetçi vicdana havale ediyorum. MHP, ulusalcılık konusunda CHP ile aynı safa geldi.
**‘BAŞBUĞ’UN YARGILANDIĞI YER DOĞRU’**
42 adet internet sitesi oluşturup burada kirli propaganda yapmak ve yaptırmak, sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bunları delil olarak kabul edip AK Parti'ye kapatma davası açacak ve bunu siz mesleğinden ötürü yanlış görmeyeceksiniz, bu nerede görülmüş Allah aşkına? Mesleğinizle ilgili bir suç olursa Yüce Divan'a gidersiniz doğru. Ama bu bir askeri suç değil. Benim şahsıma sorarsanız ben Başbuğ'un Yüce Divan'da değil, şu anda yargılandığı yerde yargılanmasını düşünüyorum.