Öğretmen hakkındaki suçlamaları reddederken, 13 yaşındaki öğrenci, öğretmenin babasının davadan vazgeçmeleri için kendilerine baskı yapıp, para teklif ettiğini ileri sürdü.
Beyoğlu'ndaki bir okulda okuyan ortaokul öğrencisi 13 yaşındaki T.K., cetvelle elini kırdığı iddiasıyla Türkçe öğretmeni S.T.'yi mahkemeye verdi. İddialara göre geçtiğimiz Mart ayında gerçekleşen olayda, öğretmen S.T. öğrencisi T.K'yi ödevini yapmadığı gerekçesiyle eline 3 tahta cetvelle vurdu. Yine iddiaya göre öğretmenin cetvelle vurmasının ardından T.K'nin elinde kırık oluştu. Olayın ardından öğretmeni mahkemeye veren öğrenci T.K. ve annesi F.K., öğretmenin babasının davadan vazgeçmeleri için kendilerini baskı yaptığını iddia etti. T.K. ve annesi davadan vazgeçmeyeceklerini belirtirken, öğretmen S.T. ise suçlamaları reddetti.
Olay anını anlatan T.K., "13 Mart'taydı, ben ödevimi yapmamıştım. Bilmiyordum ödevim olduğunu. Öğretmenin ilk ders boş verdi, ikinci ders cetvel arattı. 3'üncü derste öğretmen girmediği için izin aldı, kendisi girdi. İlk başta arkadaşıma, sonra bana cetvelle vurdu. Cetveli dikleştirdi art arda koydu ve vurdu. Ondan sonra ben ağladım, kalk dersi dinle dedi. Dersi dinlemeye çalıştım ama hala ağlıyordum. Sonra tenefüs oldu elim şişmeye başladı. Elime su tutmaya gittim, arkadaşlarım ilgilendi. Sonra araya tatil girdi, pazartesi okula gittim, elim bandajlıydı. Anneme söylemedim. Çünkü mahkeme olursa öğretmenimi hapse atarlar, çıkınca da beni öldürür diye düşündüm. Çok korkutucu bir şeyi var. Bizi çok korkutuyor, bağırıyor, çağırıyor. Ödev yapmayanlara vuruyor" diye konuştu.
"OKULA GİTMEK İSTEMEDİM"
Eli kırıldığı için okula gitmek istemediğini ifade eden T.K., "Çarşamba günü beden dersiydi, öğretmenim bana eline ne oldu dedi. Öğretmenim yaptı dedim. Yapmaması gerekiyor diyerek elimi bandajladı. Annem beni kandırıp başka bir hastaneye götürdü. Doktor çatlak var dedi. Sonra elimi alçıya sardılar. Hep ağladım, okula gitmek istemedim" ifadelerini kullandı.
"ÖĞRETMENİMİN BABASI BENİ TEHDİT ETTİ"
Olaydan sonra Çocuk Şube Müdürlüğü'ne giderek şikayetçi olduklarını dile getiren T.K., "Babama söyledik, ablam öğretmenin kim olduğunu araştırdı. Öğretmenim elimi gördü, ben yapmadım, böyle bir şey yapamam dedi. 9 aydan beri hala özür dilemesini bekliyorum. Babası geldi özür diledi, hatta beni tehdit etti. Bizim eve geldi. 'Düştüm kolum kırıldı' diyeceksin. 'Öğretmen yapmadı' diyecekmişim. 'Geleceğin bana emanet, kolejde okuturum, hesap açarım' dedi" diye konuştu.
Öğretmenle hala karşılaştığını belirten T.K., "Beni görünce gülüyor sadece. Öğretmen artık okuldan atılsın, çünkü benim psikolojim bozuluyor" dedi.
"BENİM SATILIK ÇOCUĞUM YOK"
Öğretmenin 3 tahta cetvelle kızını dövdüğünü ileri süren anne F. K., "Öğretmenle konuştum, ama o zaman yaptığını bir türlü kabul etmiyordu. Ondan sonra çocuğun kolu alçıya alındı. Ben çocuğumu 3,5 ay okula götüremedim. Çocuk öğretmenim beni öldürecek diye korkuyor. Çocuğum çığlık atarak uyanıyor. 9 aydır çocuk elimi tutarak benimle uyuyor" ifadelerini kullandı.
Öğretmenin babasının davadan vazgeçmeleri için kendilerine baskı yaptığını iddia eden F.K., "Bundan 15-20 gün önce mahkemeye yakın öğretmenin babası geldi. Bana ve kızıma mahkemeyi geri çekmemizi, okulda düşüp kolunu kırdığını söylemesini istedi. Onu kolejde okutacağını, bankaya adına para yatıracağını söyledi. Ben ve çocuğum teklifi kabul etmedik. 'Benim satılık çocuğum yok' dedim. Benim iki canım var. Ben canımı devletin okuluna, devletten maaşını alan öğretmene emanet ettim. Öğretmenim de benim emanetime ihanet etti. Çocuğumun kolunu parçalayıp bana gönderdi. Ben öğretmenimden özür beklerdim. Beni görüp sırıtıyordu. İnsan yetiştiriyorsun. Babası zaten boşuna uğraşıyorsunuz, mahkemeden bir şey çıkmaz dedi" şeklinde konuştu.
"Benim çocuğumun eğitim hakkını engelledi" diyen anne, devletten davaya bakması için özel avukat talep etti.
"ÜZERİME ATILAN İFTİRADAN DOLAYI TAZMİNAT DAVASI AÇACAĞIM”
Cetvelle öğrencisinin eline vurarak bilekten kırdığı iddia edilen Türkçe öğretmeni S.T. ise suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Öğrencisine ödevini yapmadığı için eline çok yavaşça cetvelle bir kez vurduğunu fakat 6 gün sonra elini kırdığım iddiasıyla mahkemeye verildiğini belirten S.T., "Olay günü 3 yıldır okuttuğum T.K. ve başka bir öğrenciyi sürekli ödevlerini yapmamalarından dolayı uyarı amacıyla önce üç cetveli birleştirip ellerine bir kez vurdum fakat o kadar şiddetli değildi. Dersine devam etti. Solak olduğu için rahatlıkla yazısını yazabiliyor ihtiyaçlarını gideriyordu. Aradan geçen 6 gün sonra gidip kırık raporu alarak elini alçıya sardırıyor. Cetvelle vurmak suretiyle kırılması mümkün olmayan bir hamle sonucu annesi ve mahkemeye başvurmuş. Okul idaresi ve bakanlık tarafından müfettiş gönderilerek öğrenciye cetvelle vurmam nedeniyle bana uyarı cezası verildi. Mahkemeye veren anne ve öğrencim duruşmaya katılmadı avukatı da gelmedi. Gösterdikleri tanık öğretmenler de verdikleri ifadelerinde kırık oluşacak bir durumu görmediklerini ve tanık olmadıklarını söylediler. Ben üç yıldır T.K.'nin öğretmeniyim. T.K. ve annesinin psikolojik tedavi gördüğünü öğrendim. T.K. bir yıl önce de arkadaşı ile kavga ederken itmesi sonucu arkadaşının kolunu kırmış ve ben araya girerek aileleri yatıştırmıştım. Fakat şimdi ince bir cetvelle bir defada vurup kolunu kırdığım suçu bana isnat edilmiş. Ben öğretmenlikle birlikte birde Hukuk fakültesi son sınıfında okuyorum. Geleceğin hakim adayıyım böyle bir eylem yapmam imkansız. Başka bir nedenden dolayı gerçekleşen kırık 6 gün sonra bana suç olarak isnat edildi. Öğrenci ve öğretmen tanıkların hiçbir şikayetini gözlemlediklerini söylemelerine rağmen böyle bir suçlama yapılması beni çok üzdü. Hukuki sürecin sonuçlanmasını bekliyorum üzerime atılan iftiradan dolayı berat ettikten sonra ailesine üzerime atılan iftiradan dolayı tazminat davası açacağım” ifadelerini kullandı.
"BABAMIN EVLERİNE GİTTİĞİNDEN HABERİM YOKTU"
Babasının T.K.'nin evine gittiğinden habersiz olduğunu belirten öğretmen, "Olayın gerçekleşmesinin ardından ailenin beni mahkemeye vermesinden sonra babam Z.T. benden habersiz olarak olayı onlardan da dinlemek için evlerine gitmiş. Para teklifinde bulunulduğunu söylemişler asla böyle bir olay gerçekleşmemiştir. Bu da ayrı bir iftiradır. Çünkü kırıkta benim bir etkim yoktur mutlaka 6 gün sonra başka bir nedenden dolayı oluşan kırık olayını kullanmaya çalıştıklarını düşünüyorum. Çünkü kırık olan bir bilekle yazı yazılamaz ve faaliyetlerini gerçekleştiremez" şeklinde konuştu. (İHA)