CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan hakkında 1 Mayıs'ta olayları ve ve Sabah-atv'nin satışı ile ilgili iki ayrı gensoru vereceklerini açıkladı. -Baykal, "Ben çıktım, ‘Özür dile sayın Başbakan. Sendikalar ve halktan özür dile' dedim. ‘Devlet görevini yapmıştır' dedi. Devletin görevi bu mu? Çok acı bir manzara. Bunu CHP Grubu olarak TBMM'ye bir gensoru önerisiyle getiriyoruz. Başbakan çıksın orda kendisini savunsun. Türkiye bu hesabı sormalı" dedi.
-Taksim'deki 1 Mayıs kutlamalarının CHP Hükümetlerince yasakladığını ileri süren Başbakan Erdoğan'a yanıt veren Baykal, "Başbakan gene bilir bilmez konuşuyor. 1977 yılında bu acı olay yaşandı. CHP yokken yaşandı. 1978 yılında CHP geldi ve 1978 yılında huzur içinde Taksim'de 1 Mayıs kutlandı. İstanbul'daki sıkıyönetim 1979 yılında 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasını yasaklamıştır" dedi.
ANKARA (ANKA) – CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 1 Mayıs'ta yaşanan olaylar ve Sabah-atv satışıyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan hakkında iki ayrı gensoru önergesi vereceklerini açıkladı. Baykal, "Ben çıktım, ‘Özür dile sayın Başbakan. Sendikalar ve halktan özür dile' dedim. ‘Devlet görevini yapmıştır' dedi. Devletin görevi bu mu? Çok acı bir manzara. Bunu CHP Grubu olarak TBMM'ye bir gensoru önerisiyle getiriyoruz. Başbakan çıksın orda kendisini savunsun. Türkiye bu hesabı sormalı" dedi.
Deniz Baykal, partisinin Meclis Grup toplantısında konuştu. Hükümete yönelik eleştirilerde bulunan Baykal, "İktidarın gerçek siyasi zihniyeti geride bıraktığımız dönemde çok açık bir biçimde ortaya çıktı" dedi.
-DEVLET ŞİDDETİ-
Başbakan Erdoğan'ın, "Öfke bir hitabet sanatıdır" sözleri ile Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç'e yönelik saldırının ardından açıklamalarını hatırlatan Baykal, Türkiye'de bir süreden beri "devlet şiddetine" maruz kalındığına dair değerlendirmeler yapıldığını belirtti. Baykal, "Devlet, milletin mutluluğu için, milletin güvenliği için, milletin barışı ve huzuru için kendisine emanet edilmiş olan yetkileri bir süreden beri kendi özel hesapları için kullanıyor, izlenimi ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu çok tehlikeli bir noktadır. Devlet yetkilerinin haksız biçimde, özel hesaplar için, özel yararlar için kullanıldığı kuşkusunun toplumda yerleşmesi devlete olan güvenin çok ciddi şekilde sarsılmasına neden olur. Çok vahim bir olaydır" dedi.
-GÜRSOY'UN GÖZALTINA ALINMASI-
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr Yücel Aşkın'ın maruz kaldığı olayları hatırlatan Baykal, Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy'un kaldığı otelde sabaha karşı gözaltına alınmasına da tepki gösterdi. Baykal, şunları söyledi:
"Gencay Gürsoy otelinden saat 5'te yaka paça alınıyor. Neymiş, dört yıl önce bir dava açılmışmış, onun bir yazı yazdığı mesleki dergi varmış. O derginin bir davası varmış, dört yıldan beri bulunamıyormuş. Hergün ortada. TTB'nin Başkanı. Hergün demeçlerini veriyor. Bulunamıyor, birden bire 1 Mayıs'ta yaşanan olaylara tepki olarak çıkıp, o zorbalığı kınadığını ilan edip İstanbul'daki yöneticileri hesap vermeye çağırdığı toplantıdan sonra ve birden bire sabaha karşı derdest ediliyor, alınıyor götürülüyor. Bun ne? Bu insan hakları mı? Bu demokrasi mi, bu özgürlük mü? Bu hukuk devleti mi? Ne bu? Canım yetkisi var alıyor. Evet yetki var tabi. Yetkiyi sorgulamıyorum. Yetkinin kullanılışındaki zihniyeti, anlayışı toplumumuzun sorgulamasını istiyorum."
-TÜRKİYE KARARTILIYOR-
Türkiye'de bir süredir siyasetçilerin kendilerini yargı organı yerine koyduğunu ifade eden Baykal, cemaat üyelerinin gazetecilere dönük saldırılarını eleştirdi. Baykal, şunları söyledi:
"Ayıp oluyor. Hukukun üstünlüğü, yargıya saygı, insan hak ve özgürlüklerinin kutsallığı, değeri, insanları haksız yere itham etmemek, insanları neyle itham edildiklerini öğrenme konusunda bir yıla yakın bir süre oyalamamak, savsaklamamak, bunlar asgari sorumluluklar değil mi? Nedir manzara? Siyasetçi hüküm vermiş, bekliyoruz. Hadi çıksın bakalım neymiş öğrenelim. Ne var ortada? Daha bir şey yok. Ne zaman olacak? Bekleyin olacak. Hangi demokratik hukuk devletinde bir yıla yakın süre insanlar neyle itham edildiğini dahi bilmeden tutuklanırlar, gözaltına alınırlar. Bunu doğal karşılamak mümkün mü? Ne biliyorsanız çıkın söyleyin.
Artık Türkiye'de özel himayeye tabi, sırtını devletin içindeki belli odaklara dayamış, fiili güç merkezleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Vatandaş giderek, hakkını hukukunu, toplumun devletin karşısında savunabilir olmaktan çıkmaya başladı. Bunlar çok yanlış işler. Türkiye artık giderek kararıyor. Ülkenin siyaseti, ufku maalesef hızla karartılıyor."
-SİNSİ BİR EKİP TÜRKİYE'Yİ YÖNETİYOR-
Deniz Baykal, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun, "Türkiye'nin demokrasiyi ve laikliği yapısal olarak sürdürme sınavını verip veremeyeceği konusunda hepimiz tereddüt içine düştük" şeklindeki açıklamalarını da değerlendirdi. Baykal, "Bunlar başlangıçta zannediyorlardı ki, ‘Türkiye'deki sorun laiklikle ilgili sorun değildir, laikliğe yönelik tehdit yoktur, demokrasi uygulanmaktadır. Birileri laikliği bahane ederek demokratik rejimi askıya alma çabası içindedirler' anlayışı ile Türkiye'ye bakıyorlardı" diye konuştu. Baykal şunları söyledi:
"Türkiye'yi bu noktaya kim getirdi. Türkiye bir süre önce böyle bir sorunla karşı karşıya mıydı? Türkiye'de laiklik ve demokrasinin birbiriyle yapısal bir çatışma içinde olacağına dair bir teşhis var mıydı? Dışardan bakanlar böyle bir teşhis yapıyorlar mıydı? O gün de aynı millet var, bugün de aynı millet var. Ama bir şey değişti. Türkiye'yi 6 yıldan beri bu konularda belli gizli hesapları olan, belli projeleri olan, Türkiye'nin laik kimliğini tehdit edip, Cumhuriyetin kazanımlarını ortadan kaldırmaya sinsi sinsi gayret eden bir ekip Türkiye'yi yönetiyor. Bunun sonuncunda bu sorun ortaya çıktı."
-1 MAYIS GENSORUSU-
Deniz Baykal, 1 Mayıs'ta yaşanan olaylar nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında da gensoru vereceklerini söyledi. Provokasyonun temel sorumlusunun Hükümetin olduğunu ifade eden Baykal, işçi ve sendikaların herhangi bir saldırıda bulunmadıklarını ifade etti. Hükümetin, "provokasyon" diyerek durumu gerginleştirdiğini anlatan Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ben çıktım, ‘Özür dile sayın Başbakan. Sendikalar ve halktan özür dile' dedim. ‘Devlet görevini yapmıştır' dedi. Devletin görevi bu mu? Çok acı bir manzara. Bunu CHP Grubu olarak TBMM'ye bir gensoru önerisiyle getiriyoruz. Başbakan çıksın orda kendisini savunsun. Onu bunu da çıkarmasın bizzat kendisi çıksın. Çıksın da 1 Mayıs'taki politikasını bir anlatsın. Türkiye bu hesabı sormalı. 1 Mayıs'ın hesabını sormayacağız da neyin hesabını soracağız."
-İKİNCİ GENSORU SABAH-ATV SATIŞI İÇİN-
Baykal, Sabah-atv'nin Çalık Grubu'na satışı ile ilgili olarak da Başbakan Erdoğan hakkında gensoru önergesi vereceklerini söyledi. Baykal, "Başbakan şimdiden avukatlarına talimat versin, hazırlığını yaptırsın. TBMM'de bütün yönleri ile ele alınacak" dedi. Baykal, "Başbakan 'Ben müdahale etsem fiyat düşürürdüm' diyor. Fiyatın yüksek olmasının senin damadına ne zararı var? Krediyi veren devlet bankası. Fiyat yüksek olacak ki teminat da yüksek olacak. O malı kendi paranla tıkır tıkır alırsan zarar olur, devletin parası ile alınca yüksek olmaz" diye konuştu.
-ERDOĞAN'A "TAKSİM" YANITI-
Deniz Baykal, Taksim'deki kutlamaları CHP Hükümetlerinin yasakladığını ileri süren Başbakan Erdoğan'a da yanıt verdi. Baykal, Erdoğan'ın iddiası