CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Milli, yerli adam arıyorsan laf ettiğin Bülent Ecevit'in hayatına, tatbikatına, vatanseverliğine bak. Ecevit'e dil uzatmak senin boyunu aşar. Sen önce bir parça yerli, bir parça milli olmak konusunda millete inandırcı tavır, tutum ortaya koy." dedi.
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Ankara'nın başkent oluşunun yıl dönümünü coşkuyla kutladıklarını, başkent oluşun, Cumhuriyetin 1923'te tescillenmesinin başka adı olduğunu belirtti.
İstanbul Büyükşehir ve Düzce Belediye başkanlarından sonra hangi belediye başkanlarınıngörevi bırakacağı bir viraja girdiklerini dile getiren Altay, prensip olarak seçimle gelenin seçimle gitmesinden yana olduklarını söyledi.
Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti Genel Başkanı olduktan sonra, parti kongresinde yılgınlıktan, yorgunluktan, sapmadan, yolsuzluktan bahsederek, bunların hepsine "metal yorgunluğu" dediğini anımsattı.
"Ankara, Bursa, Balıkesir belediye başkanları, Erdoğan'ın bu nitelendirmelerinde hangi sıfatı taşıyor? Gökçek, yolsuzluğa mı bulaştı, yorgun mu, yoldan mı çıktı, ihanet mi etti?" sorularını yönelten Altay, "O koltuktan kalk" talimatı verilen bir belediye başkanının ya yolsuzluğa bulaştığını ya da FETÖ'cü olduğunu savundu.
Her ikisinin de mahkemelik mesele olduğuna dikkati çeken Altay, şöyle konuştu:
"Elinde bunlara dair belge, bilgi varsa saklıyorsan TCK'ya aykırı iş ve eylemde bulunuyorsun Erdoğan. Suç işliyorsun. İstanbul, Ankara, Bursa, Düzce,Balıkesir belediye başkanları o ildeki vatandaşlarca göreve getirildi. Milletin iradesini yok hükmünde saymaya hakkın olamaz. Yolsuzluklarıyla, FETÖ ile ilgili elinde hangi bilgi, belge varsa savcının önüne teslim etmek Erdoğan'ın namus borcudur. Bunları yapmadan belediye başkanlarını koltuklarından kaldırmak demokrasiyle bağdaşmaz, diktatörlüklerde görülecek bir uygulamadır. Melih Gökçek ile ilgili ne varsa savcıya teslim etmek, Erdoğan'ın namus borcudur."
- "Harflerin yerlerini değiştirerek..."
Altay,üniversiteye girişte dün YKS adı altında yeni bir sistemle tanıştıklarını, yap-boz gibi harflerin yerlerini değiştirerek eğitim sisteminin dizayn edilmeye çalışıldığını öne sürdü. Milli Eğitim Şurasının bir an önce toplanmasını isteyen Altay, "Ey AK Parti, ey Erdoğan, aklına estiği gibi bilmeden, anlamadan talimat vererek emrindeki bakanlara sistem değiştirtme." dedi.
Altay, Türkiye'de güvenilirliği en düşük kurumun ÖSYM olduğunu öne sürdü.
-"Müftülerimizi alet etmeyin" TBMM Genel Kurulunun gündeminde bulunan müftülüklere nikah kıyma yetkisi de veren Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Tasarı'yı da değerlendiren Engin Altay, il ve ilçe müftülerinin gözbebekleri, dini rehberleri, inanç merkezleri koruyucuları, yöneticileri, eş güdüm sağlayıcıları olduğunun altını çizdi. Altay, "milletin birlik, Erdoğan'ın ikililik istediğini, toplumu ayrıştırmaya müftüleri alet ettiğini" savunarak, Diyanet İşleri Başkanlığının, "Evlilik dinsel değil, medeni alandır" demesi gerektiğini belirtti. Engin Altay, "Müftü nikah kıydı diye ortalık birbirine girmez ama yeterince ayrıştırılan toplumu müftü, belediye nikahlılar diye ayıracaksınız, mahalle baskısını yoğunlaştıracaksınız. Hangi belediye nikah salonunda kuyruk var da buna gerek duyuluyor anlamak mümkün değil. Anadolu Müslümanlığında, imam nikahı uygulaması zaten var, buna itiraz eden de yok. İşin güzel yanı da bu. Ama bütün medeni ülkelerde olduğu gibi resmi nikahın belediyelerde kıyılması işin esasıdır. Bu toplumu daha fazla ayrıştırmadan bu yanlıştan dönün. Çok kıymet verdiğimiz müftülerimizi de bu kendi oyununuza alet etmeyin." değerlendirmesinde bulundu.
- "Dış politikayı iç politik manevralara alet etmek ayıptır" Altay, Erdoğan'ın, ABD ile yaşanan krizi dönüp dolaşıp, yıllar önce eski Başbakan Bülent Ecevit'in eski ABD Başkanı Bill Clinton ile çekilen bir fotoğrafına bağladığını belirterek, Erdoğan'ın mazrufla değil, zarfla meşgul olma özelliği bulunduğunu savundu. Liderler arası görüşmelerde medyanın anlık deklanşör tespitlerinin değil, ülkenin menfaatleri için neler elde edildiğinin önemli olduğunu ifade eden Altay, "Deklanşörün anlık tespitlerini göstereyim." diyerek, bazı fotoğraflar gösterdi.
Eski ABD Başkanı George W. Bush'un Ecevit'in önünde eğildiği fotoğrafı gösteren Altay ancak Bush'un Ecevit'in önünde eğilmediğini söyledi.
Eski ABD Başkanı Barack Obama'nın eli Erdoğan'ın omzundayken, parmağıyla işaret ederek dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu çağırdığı başka bir fotoğrafı gösteren Altay, şöyle devam etti:
"Ama bir anlık değil, bu tutum, tavır.Sen Amerikan başkanlarının popolarını nereye yasladığına değil de kendinin nereye yaslandığına bak. Onu da göstereyim, Erdoğan terör örgütlerinin destekleyicisi, finans sağlayıcısı Hikmetyar'ın dizinin dibinde. Bu da fotoğraf. Başka bir fotoğrafta Obama, elinde beyzbol sopasıyla Erdoğan ile telefon konuşması yapıyor.
Dış politikayı iç politik manevralara alet etmek ayıptır, ahlaki değildir. Erdoğan, 'Türkiye artık eski Türkiye değil. Bizden öncekiler yerli, milli değildi; biz yerli, milliyiz' diyor. Yerli ve millilik konusu Erdoğan'ın hiç inandırıcı olamayacağı bir konudur. 'Milli görüş gömleğini çıkardım' diyen adamdan milli olmaz. BM kararıyla Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olduğu tespitli Bulamaç Adası'nı Yunanistan'a peşkeş çeken adamdan, Süleyman Şah Türbesini kaçıran adamdan, limanlarını, havayollarını, telekomunu yabancılara satan adamdan, bütün banka hesapları avro, dolar olan adamdan milli olmaz.Ondan alınacak, millilik, yerlilik dersi olamaz. Milli, yerli adam arıyorsan, laf ettiğin Ecevit'in hayatına, tatbikatına, vatanseverliğine, Kıbrıs, Akdeniz, Afyon'un tarlalarına, Akdeniz'e, Ege adalarına bak. Orada yerlilik, millilik nedir görürsün. Bülent Ecevit'e dil uzatmak senin boyunu aşar. Sen önce kendin bir parça yerli, bir parça milli olmak konusunda millete inandırcı tavır, tutum ortaya koy. Bu kararı ABD büyükelçisinin tek başına alamayacağını bilmeyen birinden de cumhurbaşkanı olmaz. "
Bir soru üzerine Altay, İdlib'e müdahaleye prensip olarak ters bakmadıklarını aktardı.
TSK'ya başarılar dileyen Altay, en ufak can kaybı olmadan cihatçı unsurların temizlenmesinin sağlanmasını, Fırat Kalkanı'nda yaşananların İdlib'de yaşanmamasını temenni etti.
CHP Grup Başkanvekili Altay, CHP'nin Ankara ve İstanbul gibi büyükşehir belediye başkan adaylarına ilişkin bir soruya karşılık ise şu anda böyle bir şeyin gündemlerinde olmadığını kaydetti.