Röportaj randevusuna eşi ve iki çocuğuyla birlikte gelen işadamı Büyükoğlu, sorularımı yanıtladı:
* Akın Büyükoğlu kimdir?
Maden ve emlak sektöründe ticari faaliyetleri olan bir işadamıyım. Kesinlikle mafya ile bağlantım yok. Ben çocuklarımın babasıyım.
* Evli olduğunuz halde böyle bir ilişki yaşadınız...
18 yıldır evliyim. Bu evlilik son derece düzgün yürümüş bir evlilik. Biz işlerimizle ilgilenirken farkında olmadan gece hayatının içine girmişiz. Bunu insan yaşarken fark edemiyor. Gece hayatının getirdiği maalesef bir şeyler oluyor. Her Türk erkeği gibi bizler yemeyi, içmeyi, gezmeyi severiz. Evli olduğumuz halde nefsime hakim olamayıp kendimi böyle bir ilişkinin içinde buldum. Yoldan çıktım.
* Yani hata yaptınız
Hatanın nerede olduğu ben size açık ve net söyleyeyim. Biz çiçeği koklayıp atmadık, yakamıza taktık. Çok acı ama belki, çok ters bir laf ama gerçeği çok. Biz çiçeği herkes gibi koklayıp atacaktık. Hata ettik. Zaten evliyken başka bir kadınla ilişki yaşamak çok büyük bir hata.
* Önceleri arkadaş mıydınız?
İyi de bir arkadaşımdı. İşin içine ilişki girince maalesef arkadaşlıklar bozuluyor. Bu tip medyaya malolmuş insanların hissettiklerini biz hissedemiyoruz. Onlar kendilerini çok revaçta önemli insanlar olarak görüyorlar. Belki de insanların gözünde böyleler ama bu neye göre önemli. Benim gözümde onların yaşadıklarının hiçbir önemi yok.
* Tek gecelik mi olmalıydı?
Tek gecelikte olabilir üç gecelikte olabilir. Fark etmez önemli olan yakaya takmamak.
* Aşık oldunuz mu?
Evet oldum. Bunu inkar etmiyorum. Ama yanlış insana aşık olmuşum. Ben hatalı bir ilişki yaşadım ve bunun bedeli 8,5 aya mal oldu.
* İlişkinizde tehdit var mıydı?
Ben bu insana aptal gibi tek başına da aşık olmadım. Bu ilişkiyi de tek başına yaşamadım. Tehdit edip 'benim olacaksın benden ayrılamazsın' gibi diyaloğum da olmadı. Herkes son derece özgürdü. Birlikte olmaktan keyif alıyorduk. Bu keyif çok fazla tat vermeye başlayınca bunu devam ettirelim dedik. Hayatı paylaşalım istedik ama karşımızdaki o anda planlar kuruyormuş.
* Dövüyormuşsunuz...
Ben maço bir adamım. Sonuçta kurallarım var. Bu kurallara uymak isteyen benimle kalır istemeyen kalmaz. Hem bu kurallara uyarım deyip hem de insanlar bildiklerini okurlarsa bir şekilde kendi kurallarımı ön plana çıkarırım.
* Dinlemezse döver misiniz?
Bunun adına dövmek demeyelim. Bunun adı tartışma. Karşınızdaki insan sizin koyduğunuz kuralları kabul ediyor daha sonra sizi kandırıyor. Siz de buna sinirleniyorsunuz. Kimisi bu tepkiyi konuşarak verir kimisi hareketleriyle verir.
* Kıskançlık mı yapıyordunuz?
Kendini önemli hisseden kadınlar öncelikle karşılarındaki erkeği saygı duymalılar. Biz sonuçta erkeğiz tabi ki kıskanacağız.
* Bu aşk uğruna evliliğinizi bile bitiriyordunuz...
Anlık sinirle fevri hareketlerle böyle bir dava açtık. Benim eşimin evine bir celp gitti.
* Bunu Tuğba mı istedi?
Asla. Tuğba da söylüyordu. "Evliyken böyle bir ilişki yaşamak problem" diyordu. Ben de tasvip etmiyordum. Zaten bizim ilişkimizde tezatlık burada. Hem o sıkıntıyı hem de o ilişkiyi yaşıyorduk. İlişkimiz 5,5 ay sürdü.
* Cezaevindeyken kendisine aşk mektubu yazdığınız doğru mu? Hatta bu mektup yayınlandı
Mektup falan yazmadım. Ağzımdan böyle bir şeyin yazılmasını kişilik haklarıma saldırı olarak görüyorum. Tam tersi o bana mektup yazdı. O mektup da avukatımda.
* Ne yazmış?
Ajitasyon var. Ben cezaevine girdikten 20 gün sonra altında kendisinin imzası olan bir mektup geldi. Olaylardan pişman olduğunu, hiçbir şeyden haberdar olmadığını söyleyen tamamen ajitasyon dolu bir mektuptu.
* Önceki gün mahkemede yüz yüze geldiniz. Ne hissetiniz?
Benim için oradaki bir sandalyeden farksızdı. Orada suç ortakları vardı. Benim için onlar gibi bir insandı. Suçlu suçsuz her şey ortada.
* Eşiniz her şeye rağmen yanınızda oldu...
Onun bende yeri başkadır. Çünkü çocuklarımın annesidir. 18 yıllık evliliğimizin öncesi de var. Yaşadığım ilişki eşimle olan hayatımı etkilemedi. Çünkü eşim son derece yoğun bir kadın. Çocuklarıyla ilgili ve iş kadını. Eşimin kıymetini her zaman biliyordum. İlişki yaşarken de dışarıda gezerken de ben eşimin kıymetini hep biliyordum. Bu yaşananlardan dolayı kendimi sorumlu hissediyorum ve sizin huzurunuzda da eşimden özür diliyorum. Ben sonuçta popçu değilim topçu değilim. Böyle bir insanla beraber olmayabilirdim ama yaşanacağı varmış. Bu benimki 40 yaş sendromuydu. Güzel bir kadınla bir şeyler yaşıyordum onun heyecanına kapıldım diye düşünüyorum.
* Eşinizle bu yüzden bir kırgınlık yaşamadınız mı?
Karım demir yumruk gibi bir kadın ne şartlarla olursa olsun kocasının arkasında. Zaten beni ziyarete geldiğinde utancımdan yüzüne bakamadım. Utandım. İrem'in bana gösterdiği anlayış ve hoşgörü sayesinde gerçekten utandım. Devamlı özür diliyordum, durumu anlatmaya çalışıyordum. O da bana sakin olmam gerektiğini söylüyordu. Beni tanıdığını söylüyordu.
İREM BÜYÜKOĞLU: Kocamı seviyorum. Eşimin hayatında başka bir kadının varlığını geçen yıl mart ayında hissettim. Bir sürü insanın başına böyle bir şey gelebilir. Boşanmak istediğini canı gönülden söyleseydi ona yine saygı duyardım. ‘Eğer kesin kararlıysan ben bile senin arkanda olurum' dedim. Sonuçta iki tane çocuğumuz var. Biz ayrılırız ama çocuklarımız var. 14 yaşından beri birlikteyiz. Kocamı hala çok seviyorum. Boşanmış da olsam bu işler başına gelse yine koştururdum. Kimseye bir kızgınlığım yok.