KONYA (İHA) - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Nöroşirurji Derneği Başkanı Prof. Dr. Selçuk Palaoğlu, hekim ve ekibin beyin ameliyatı için cihazlardan çok daha önemli olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Palaoğlu, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de beyin cerrahisinin en önemli derneği olduklarını ifade ederek, "800 civarında üyemiz var ama nöroşirurji uzmanımız bu sayıdan daha fazla. Dolayısıyla bu şu an Türkiye için yeterli bir sayı. Hemen hemen bütün illerde olması gereken merkezlerde çalışıyorlar. Türkiye'de nöroşirurji ve beyin cerrahisi, uluslararası alanda yarışabilecek en iyi meslek gruplarından birisi. Dünyada uygulanan bütün tedavi yöntemleri bizde de kullanılıyor ve kalitesi de son derece yüksek. Dış ülkelerden de hastalar geliyor. Özellikle yakın komşularımızın hepsinden hastalarımız var. Onun dışında Avrupa'dan gelenler de var. Ancak bu çok önemli bir kriter değil. Çünkü ülkemizin hasta sayısı oldukça fazla. Onu karşılamak daha önemli. Yurt dışına gönderdiğimiz doktor sayısı da azımsanamaz. Hepsi yurt dışında son derece saygın yerlerde çalışıyor" dedi.
Nöroşirurji biliminde dünyanın ulaştığı bütün tedavi yöntemlerinin Türkiye'nin hemen hemen her yerinde uygulanmakta olduğunu belirten Prof. Dr. Palaoğlu, "Sadece kendim için değil, bildiğim bütün meslektaşlarım belli bir standart çizginin üzerinde bu ameliyatları yapabilmekteler. Ama bazı merkezler bazı alanlarda daha özellikli olmaya başladı. Onun için hastalarımız bu merkezlere daha fazla gidiyor. Ancak standart olarak hemen hemen bütün illerimizde temel olarak yapılması gereken bütün ameliyatlar yapılıyor. Bunlar da Amerika ve Avrupa ile eşdeğer operasyonlar. Hiç altta kalır bir tarafı yok" şeklinde konuştu.
Beyin ameliyatının ciddi bir ameliyat olduğunu vurgulayan Palaoğlu, şunları söyledi:
"Ülkemizde beyin ve omurilik cerrahisi uzmanı yetiştirmenin belli koşulları var. Bununla ilgili yerleşmiş eğitim-öğretim klinikleri asistanlık süresinde bunları yetiştirmeye çalışıyor. Ama çoğu kez bu kişiler uzman olduktan sonra da eğitimlerine devam ediyor. Bu çok yaygın bir şeydir. Her ilde düzenlediğimiz toplantılar eğitimin bir parçası. Bilgiyi ve yenilikleri görmek açısından çok yararlı oluyor. Ancak şunu unutmamak gerekiyor ki, tedaviden önce tanı gelir. İyi bir değerlendirme ve ondan sonra da tanı araştırılır. Bu da ülkemizin her şehrinde yeterli gibi gözüküyor. Rahatsızlığın isminin konması gerek. Ondan sonra tedavi başlar. Zaten tedaviyi hekim önerecektir. Önemli olan son derece seyrek görülen rahatsızlıkların bununla uğraşan uzmanlık alanlarında belli merkezlerde yapılabilmesidir. Beyin cerrahisi de artık alt dalları olan bir branş. Bir beyin cerrahı her ameliyat tipiyle uğraşmıyor. Altında çok dalı var. Çocuk nöroşirurjisi, omur ve omurilik hastalıkları, beyin tümörleri, damar hastalıkları gibi. Burada tıp merkezlerine de büyük iş düşüyor. Cihazlar, teçhizatlar önemli ama en önemli olan şey hekim ve ekip işi. Çünkü ameliyat sonuçta bilgi, deneyim ve el becerisinin birleşimidir. Cihazlar ikinci planda kalır. Birçok yerde bunu sunmaya çalışıyorlar. Cihazları ön plana almaya çalışıyorlar. Hekim çok önemlidir. Maalesef birçok yerde altyapı çok güçlü ama yeterli ekip olmayabiliyor. Yetişmiş hekimlere sahip çıkılmalı. Bir de bunun yanı sıra tıpta sürekli tıp eğitimi denilen bir konu vardır. Öğrendiğimiz bilgi hemen bir sene sonra kendisini yenilemek zorunda. Onun için toplantılar düzenleyip yenilikleri paylaşıyoruz. Türk Nöroşirurji Derneği olarak bir yılda onlarca toplantı düzenliyoruz. Her biri beyin cerrahisinin ayrıntılarını kapsıyor. Küçük küçük noktaları bazen bir gün bazen günlerce tartışma imkanı buluyoruz."
Mesleklerinin uzun bir eğitim gerektirdiğinin altını çizen Prof. Dr. Palaoğlu, "Beyin cerrahlığı yorucu ve zor. Gecesi gündüzü yok. Ama yaptığımız iş sonuçlanınca da bundan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Ben beyin cerrahı olduğum için çok mutluyum. Omurilik ve omurga hastalıklarının hepsini kapsayan bir alanda çalışıyorum. Geleceği de olan bir branş. Genç arkadaşlarıma tavsiye ediyorum. Öğrenciler devamlı kendilerini yenilemeli ve araştırmalı. Çünkü araştırma olmadan yenilik gelmez. Özellikle bizim gibi toplumların araştırmayı yaparak dünya üzerinde daha güçlü bir konuma gelmesi gerekiyor. Araştırma bu işin 'A' sı. Beyin ameliyatının ilk olarak emeği çok fazla. Bazen bizim bir beyin ameliyatı yaptığımız süre içerisinde on tane göz ameliyatı, bir o kadar da kadın doğum ameliyatı yapılabiliyor. Hem uzun hem yorucu oluyor hem de ekip malzeme açısından masraflı olabiliyor" dedi.
Prof. Dr. Palaoğlu son olarak kendi kuşaklarından olan ve şu an Amerika Birleşik Devletleri'nde çalışan Türk beyin cerrahının Prof. Dr. Ziya Gökarslan olduğunu vurgulayarak, "Prof. Dr. Gökarslan, Türkiye'de tıp okumuş önemli bir beyin cerrahı. Şimdi ABD'de çalışıyor. Çok önemli tekniklere ve ameliyatlara imza atıyor. Onun dışında çok sayıda genç uluslararası alanda çalışıyor" şeklinde konuştu.