HABER

Çocuğunuz için boşanmayın ve iyi geçinin

SAMSUN (İHA) - Batı ülkelerinin yanı sıra Türkiye'de de geçimsizliğe bağlı artan boşanma olayları, hem çocuklar hem de toplum üzerinde olumsuz etki oluşturuyor.
İlk bakışta kişisel bir sorun olarak görülen boşanma olayının aslında eşlerin boşanmasından sonraki dönemde hem çocukları hem de toplumu olumsuz bir şekilde etkilediğini gösteriyor. Boşanmanın ciddi psikolojik ve sosyal hadiselere neden olduğunu ifade eden bilim adamları, bu sorunun Türkiye'de hızla arttığına dikkat çekiyor.

Eşler arasındaki geçimsizlik, kavga ve boşanma olayının çocuk ile gençler üzerindeki etkilerini araştıran Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Köylü, boşanmanın çocukların, toplumun hatta ülkenin geleceğini olumsuz yönde etkilediğini belirledi.
Boşanma hadiselerinin başında aile içi geçimsizliğin ilk sırada yer aldığını hatırlatan Prof. Dr. Köylü, bu olayın Türkiye'de eğitim seviyesi yüksek olan bölgelerde daha fazla olduğunu tespit etti. Erkeklerde 25-29, kadınlarda ise 30-34 arası boşanmaların daha yaygın olduğuna dikkat çeken Köylü, boşanmayla sonuçlanan evliliklerin ise en fazla 5 yıl sürdüğünü kaydetti. Boşanmanın çocuğu olmayan veya az olanlarda daha fazla görüldüğünü vurgulayan Köylü, çocukların uyuşturucu, alkol, sigara gibi kötü alışkanlıklar ile intihar, saldırganlık, depresyon, stres gibi psikolojik olaylarının görülmesinde boşanmanın etkisinin tahminden fazla olduğunu vurguladı.

Boşanma sonucunda çocuklarda kimlik, kliniksel, sosyal, yaşamsal, cinsel ve ekonomik açıdan sıkıntılar baş gösterdiğini anlatan Prof. Dr. Köylü, "Olumlu kimlik özellikleri ile vicdan geliştirmede, davranışlarını kontrol etmede ve akademik açıdan başarıya ulaşmada çocuk babaya büyük ihtiyaç duymakta. Babanın olmadığı yerde çocuk, saldırganlaşabiliyor. Klinik sorunu olarak çocuklar, gerileme yaşayıp, temel gelişimsel görevleri yapmaktan ve kendi akranları arasına karışmaktan kaçınıp depresyona giriyor. Ancak bunlar arasında en çok göze çarpanı stres ve saldırganlıktır. Boşanmadan sonra çocuklar veya gençler, depresyona girip intihara teşebbüs edebiliyor. Hatta daha da kötüsü tıbbi müdahale gerektiren sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabiliyor. Huzurlu ve sevgi dolu bir aile ortamı çocuk önemli" dedi.

Çocuklarda ve gençlerde çalışma zorunda kalacak olan anne tarafından terk edilme veya reddedilme duygusunun sonucu olarak sosyalleşememe ve artan saldırganlık davranışlarının görüldüğüne de değinen Köylü, "Çocuklar, toplumda işbirliği, anlaşma ve uzlaşma konularında yetersiz kalıyor. Sigara, alkol ve uyuşturucuya sarılıp, eğitimlerindeki performansları düşüyor. Ekonomik sorunlara bakıldığında ise çocuklar maddi açıdan kötü şartlarda yaşamaya mecbur kalıyor. Bu da gençlerin yüz kızartıcı suçlara eğimli hale gelmesine neden oluyor. Bunun sonucunda da gasp, kapkaç, hırsızlık, dolandırıcılık gibi toplumsal olayları yaygın hale geliyor" diye konuştu.

Psikolog Selin Öztürk ise, boşanma olayının hangi yaş grupları arasındaki çocukları ne oranda etkilediği konusunda bilgi verdi. 3 yaşındaki çocukların genellikle böyle bir olay karşısında kızgınlık, ağlamada artış, korku, ayrılık kaygısı, uyku ve mide sorunları, saldırganlık ve gelişimsel sorunlar yaşadığını dile getiren Öztürk, şunları kaydetti:

"4-5 yaşındaki çocuklar, anne ve babalarının ayrılmalarından genellikle kendilerini suçlayarak, çevreye karşı saldırganlıklarını artırıyor. Tek edilme korkusu yaşayarak, daha fazla kabus görüyor ve hayal alemine dalıyor. Okul dönemi çocukları, huysuz, zihni dalgınlık, daha fazla saldırganlık ve öfke duyup kendi cinsel kimliğinden rahatsız olma, reddedilme ve aldatılma gibi hisler yaşıyor. Ergenlik çağındaki gençler ise düşük bir benlik tasarımı ve olgunlaşmamış otonomi geliştiriyor. Ebeveynlerine karşı duydukları kızgınlık, kişiler arası sorunlara neden oluyor. Uyuşturucu madde kullanımı, düşük okul performansı, uygun olmayan cinsel davranışlar, depresyon ve benzeri tutumlar içine giriyor."

En Çok Aranan Haberler