"GAZİANTEP VE ŞUNLIURFA'DA BEREKET VARDI BUGÜN"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Nisan Spor Salonu'nda AK Parti il kongresine katıldı. Gaziantep'ten gecikmeli geldiğini ve hem Gaziantep hem de Şanlıurfa'da yağmur ile bereketin yaşandığını ifade eden Erdoğan, "Altı aydır yağmur yoktu. Ama bugün var. Gaziantep ve Şanlıurfa’da da bereket vardı bugün. Ama bu bereket çok çok farklı" dedi.
"TERÖR GRUPLARI BU TOPRAKLARDA ASLA KURŞILIMBULAMAYACAKLAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Urfa'nın düşman işgalinden, o dönem kurdukları ve 'Onikiler' adını verdikleri cemiyet yönetimi ile kurtulduğunu ve 'Şanlı' unvanını aldığını belirterek, "Burada Urfalılar düşmana tarihi bir ders vermiştirler. Tıpkı bugün olduğu gibi alçaklıktan ve söz verip sözünü tutmayan düşman kuvvetleri gibi onların kanatları altında Urfalılardan Osmanlı tokadını yediler.Türkiye bugün yine Urfa’nın hemen yanı başında benzer oyunlarla tezgahlarla karşı karşıya. Terör grupları bu topraklarda asla karşılık bulamayacaktır" dedi.
"HEDET KIZIL ELMA"
Salondan yükselen 'Bizi Afrin'e götür' sloganları üzerine de Erdoğan, "Hiç endişeniz olmasın. Bu ten bu canda oldukça bu vatana bu millette her şeyimiz feda olsun. Biz ne diyoruz hedef Kızılelma. Ne demek ilahi kelimetullah bunun için buradayız. Bunun içinde bu yolda yürüyeceğiz. Yoksa bu canın ne kıymeti var ki? İnşallah bu mücadelemiz devam edecektir. Şu anda bugün itibari ile 2021 terörist etiksiz hale getirildi. Bizim de 80 civarında Mehmetçik ve Özgür Suriye Ordusu’ndan şehidimiz var. İnşallah zafer bizimle olacaktır. Nice peygamberlerin yaşadığı bu güzel topraklarda teröristlerin burada barınması mümkün değildir. Bunların burada kök salmasını asla kabul etmiyoruz. Bunun için çalışacağız" diye konuştu.
Fırat Kalkanı Harekatı'yla 2 bin kilometrekarenin teröristlerden temizlendiğini belirten Erdoğan Zeytin Dalı Harekatıyla Afrin'i de teröristlerden temizleyeceklerini vurgulayarak şunları söyledi: "Yaklaşık şu anda 500 kilometrekare gibi bir alan temizlendi. Devam ediyoruz. Ülkemizde yaşayan Suriyeli kardeşlerimiz, güvenli hale getirdiğimiz yerlere geri dönerek kendi topraklarında yaşamanın hazzını inşallah duyacaklar. İnşallah en kısa sürede Şanlıurfa'mızın hemen yanı başındaki toprakları da teröristlerden temizleyeceğiz. Fırat sınırından başlayıp Ceylanpınar'a kadar olan bölgeyi kendimiz ve Suriyeli kardeşlerimiz için güvenli hale getirdiğimizde, buradaki sığınmacılar gönül huzuru içinde kendi evlerine döneceklerdir. Şartların zorluğuna rağmen ensar olarak Suriyeli muhacir kardeşlerimize sahip çıktığınız için ben her birinize şükranlarımı sunuyorum. Şanlıurfa'nın dünyaya verdiği bu insanlık dersi inanıyorum ki ileride ders kitaplarına dahi konu olacaktır."
"TERÖRİSTİ SİLAHLANDIRANLARA GEREKEN CEVAP VERİLİYOR"
Türkiye'nin güçlü siyasi ve ekonomik yapısıyla çok farklı yerde olduğunu ve bir asır önce ülkeyi bölme hayalini gerçekleştiremeyenlerin bugün de aynı hayale kapıldığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bir asır önce başaramadıklarını şimdi gerçekleştirebilecekleri hayaline kapılanların olduğunu görüyoruz. Bunların kendilerine ancak şöyle sağlam bir Osmanlı tokadı yedikten sonra gelebilecekleri anlaşılıyor. En sıkıntılı, en sancılı döneminde ezanına, bayrağına, toprağına, kardeşliğine, geleceğine sahip çıkan bu millet, bugün mü teslim olacak? 3-5 teröristi giydirip, kuşatıp, silahlandırarak bunu başaracaklarını sananlara gereken cevabı vermeye başladık. Sabreden zafere ulaşacaktır. Hedeflerimize doğru mesafe kat edildikçe, hem harekat kabiliyetinin arttığını hem de artık daha çabuk neticeye ulaşma imkanını buluyoruz. Yani sizin bu heyecanınız, bu coşkunuz olduktan sonra ve o cephedeki Mehmetçiklerin arkasında siz olduktan sonra, zafer yakındır."
"BİRİSİ DİNİ, BİRİSİ KÜRTLERİ İSTİSMAR EDİYOR"
Türkiye'nin burnunun dibinde terör koridoru oluşturulmasına seyirci kalmalarının beklenemeyeceğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Suruç'un hemen karşısında bir yerde DEAŞ bahanesiyle ortalığı ayağa kaldırıp, bölücü örgüte ne yaptılar? Zemin kazandırdılar. O bölgeden ülkemize çoğunluğu da Kürt kardeşlerimizden oluşan yüz binlerce kişi geldi, misafirimiz oldu. Şimdi orada DEAŞ var mı? Yok. Ama bu gelen kardeşlerimizin çok büyük bir bölümü halen ülkemizde yaşamaya devam ediyor. Ne için? Çünkü, dünkü DEAŞ'la bugün orada bulunan PYD arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de terör örgütü. Her ikisi de eli kanlı katil sürüsü. Birisi aziz dinimiz İslam'ı istismar ediyor DEAŞ, diğeri Kürt kardeşlerimizi istismar ediyor. Hangisinin üstündeki yaldızı kazırsanız kazıyın, altından aynı surat, aynı kirli senaryo çıkıyor. Hatta dün DEAŞ saflarında savaşanların bir kısmının bugün bölücü terör örgütü kimliğiyle yine karşımıza çıktığını biliyoruz. Zaten Rakka'da sıkıştırılan DEAŞ'lıların PYD ve onu destekleyen güçler eliyle başka bölgelere nakledildiğinden tüm dünyanın haberi var. Afrin'in bir köyünde bölücü teröristlerin yaşları 65 ile 90 arasında değişen dört masum köylünün ellerini, kollarını bağlayıp, çevrelerine bombalı tuzaklar kurarak bırakıp gittiğini, askerlerimiz tarafından bulunan bu kardeşlerimiz, güvenli bir şekilde oradan çıkarılıp, her türlü ihtiyaçlarının karşılanıyor. Karşımızda işte böylesine insanlıktan nasibini almamış, masumların hayatları üzerinden kendilerine çıkar sağlamaya çalışan bir nebbaşlar güruhu var. Ne yapsalar boş. Kaderin üstünde bir kader vardır. Onun için bu iş ya olacak, ya olacak. Oyunu görüyorsunuz değil mi? Bir terör örgütünü ortaya salıyorsunuz, sonra bir başka terör örgütüyle onu güya kovuyorsunuz ama aynı vahşet, aynı baskı, aynı zulüm devam ediyor. Bu arada olan Suriye'nin gerçek sahipleri olan Araplara, Kürtlere, Türkmenlere oluyor. Terör örgütlerinin ve rejimin cenderesi altında can veren, zulüm gören bu insanlara kimsenin dönüp baktığı yok. Bir tane sözde başları var ya. Çekya'da şimdi, ne oldu? Tutuklandı. Temenni ederim ki Çekya bunu bize teslim eder. Teslim ettikten sonra adaletin nasıl tecelli ettiği görülür."
Suriye'de can güvenliği olmayan, onuru ve namusu tehdit altında olan kardeşlerine bir şey olmamış gibi davranmadıklarını anlatan Erdoğan, "Kardeşlerimiz zulüm altında inim inim inlerken biz burada başımızı yastığa nasıl koyup rahatça uyuyabiliriz. Ne inancımız, ne de ecdadımız bize böyle bir hakkı vermiyor. Onun için El Bab'dayız onun için Afrin'e ilerliyoruz. Münbiç'i teröristlerden temizleyeceğiz. Onun için tüm sınırlarımız boyunca tek bir terörist kalmayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.