HABER

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan o iddiaya sert yanıt

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in baskılara maruz kaldığı için rapor aldığı ve görevine dönmeyeceği iddialarıyla ilgili açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in bazı baskılara maruz kaldığı için rapor aldığı ve görevine dönmeyeceği iddialarıyla ilgili, "Ameliyat geçiren bir genelkurmay başkanımızın rapor almasından daha doğal ne olabilir. Herhalde o da bir insandır yani genelkurmay başkanları hasta olmaz mı, onlar ameliyat olmaz mı, rapor almaz mı? Raporlu olduğu için elbette vekalet verdi ama kastedilen manada 'görevinden ayrıldı' gibi bir şey söz konusu değil" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, gündemdeki konuları değerlendirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda basın toplantısı düzenledi.

Suriye'ye yönelik hava aracının F-16 savaş uçakları tarafından düşürülmesine yönelik spekülasyonlara cevap veren Kalın, 16 Mayıs Cumartesi günü Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yaptığı yazılı açıklamayı okudu. Kalın, "Önemli olan bu ihlale verilen cevabın net ve zamanında olmuş olmasıdır. Burada TSK kendisine verilen yetki çerçevesinde görevini ifa etmiş ve bir tehdit bertaraf edilmiştir. Suriye tarafına düşen araçla ilgili detaylar elbette speküle edilebilir ama özellikle Suriye rejim kaynaklı bir takım spekülasyonların hatta propaganda yapılan açıklamaların hiçbir kıymeti yoktur. Bunları bir kenara elimizin tersiyle itmemiz gerekir" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE SENARYO YAZIMI KONUSUNDA ÇOK ZENGİN BİR ÜLKE"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in geçtiğimiz hafta rapor almasının ardından ortaya atılan "Genelkurmay Başkanının bazı baskılara maruz kaldığı için rapor aldığı ve görevine dönmeyeceği" iddialarına da cevap veren Kalın, "Gene Türkiye senaryo yazımı konusunda çok zengin bir ülke. Herkesin gözü önünde açık, net bir şekilde yaşanan bir hadise. Ameliyat geçiren bir genelkurmay başkanımızın rapor almasından daha doğal ne olabilir. Herhalde o da bir insandır yani genelkurmay başkanları hasta olmaz mı, onlar ameliyat olmaz mı, rapor almaz mı? Böyle bir konu üzerinden bu tür spekülasyonların yapılması, 'üzerinde baskı vardı, görevine geri dönemeyecekti' falan filan gibi.

Birkaç gün sonra rapor süresi bitip Sayın Genelkurmay Başkanımız göreve başladığı zaman bu iddiaları ortaya atan kişiler ne diyecekler? Hatırlarsanız bir hafta 10 gün önceydi sanırım, 'Türkiye 2 gün içerisinde Suriye'ye girecek' diye de açıklamalar yapıldı. 2 gün geçti, 6 gün geçti, 10 gün geçti ne oldu? Yani bu iddialar da maalesef gene böyle gündemi, zihinleri karıştırmak için ortaya atılan temelsiz iddialar. Genelkurmay Başkanımız rapor süresi tamamlandığında sağlığına tam olarak kavuşmuş olarak tekrar görevine dönecektir. Şu anda da zaten raporlu olarak görevinin başındadır. Raporlu olduğu için elbette vekalet verdi ama kastedilen manada 'görevinden ayrıldı' gibi bir şey söz konusu değil. Ama elbette o yapı içerisinde rapor aldığı zaman vekalet veriyor" karşılığını verdi.

"GEREKİRSE YARGI SÜRECİNİ BAŞLATABİLİRİZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı medya organlarına yönelik eleştirilerini hatırlatarak, "Yüzde 52 oy alan Mursi'nin idamına yönelik atılan manşeti Sayın Cumhurbaşkanı yargıya taşımayı düşünüyor mu? Herhangi bir dava açılacak mı?" sorusu üzerine Kalın, "Mısır'da verilen idam cezalarından sonra atılan o manşetin neyi ima ettiğini herhalde herkes gayet iyi anladı. Buna verilen tepkiler de bu manşetin ve haberi veriş şeklinin kamuoyu vicdanında nasıl mahkum edildiğini de çok açık bir şekilde gösterdi. Hamd olsun ki Türkiye kamuoyunun bu konuda vicdanı ve aklı son derece berrak ve o tepkiyi spontane bir şekilde adeta kendiliğinden çok farklı kesimlerin vermiş olması da bir gerçeğin altını çiziyor. Bu manşeti atanlar birtakım imalarda bulunabilirler. Bu grupların geçmişte darbeler karşısında ne tür tavırlar takındığını biz de gayet iyi biliyoruz. Türkiye bunları unutmadı. Daha 15-20 yıl önce bu grubun, onların sözcülerinin darbeler konusunda gerek Türkiye'de gerek dünyada ne tür tavırlar içerisinde olduğunu gayet iyi biliyor. Bu kimsenin dikkatinden kaçmış değil. Daha sonra yapılan düzeltmeler de devirdikleri çamı ortadan kaldırmaz. Şu anda bununla ilgili bir değerlendirme söz konusu değil ama gerekirse bununla ilgili yargı sürecini başlatabiliriz" yanıtını verdi.

"BÖLGEDE YETERİ KADAR KRİZ VAR, YETERİ KADAR KAN AKIYOR"

Kalın, Türkiye'nin Yemen konusunda bir arabuluculuk yapmayı düşünüp düşünmediğine yönelik soruya ise, "Bizim bu konuda bir Körfez trafiğimiz oldu hem İran hem Suudi Arabistan, Katar ve Körfez ülkeleriyle. Bize bu konuda bir teklif gelirse elbette biz bununla ilgili gerekli girişimleri yaparız. Ama süreci çok yakından takip ettiğimizi, körfez ülkeleriyle temaslarımızı sürdürdüğümüzü ifade etmek isterim. Şu anda insani yardımların ulaştırılmasıyla ilgili bir ateşkes var. Bugün itibarıyla sonlandırıldı ama insani yardımların ulaştırılması için en azından bir nefes alma imkanıydı bu. Burada bölgede gerginliği artıracak, gemilerin gönderilmesi veya izinsiz bir takım eylemlerin yapılması sadece bölgedeki gerginliği daha da arttırır. Bu konuda bütün tarafların dikkatli hareket etmesi gerekiyor. Biz Yemen krizinin çözümü için geniş tabanlı, çok taraflı bir müzakere sürecinin başlaması çağrısında daha önce de bulunmuştuk. Burada İran, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri elbette aklıselim ile hareket edip bütün tarafları bir masa etrafında toplama gayret içerisinde olmalılar. Bölgede yeteri kadar kriz var, yeteri kadar kan akıyor. Buna bir de yenilerinin eklenmesine izin vermemeliyiz" şeklinde cevap verdi.

"MISIR HALKI İSTEDİĞİ ZAMAN TÜRKİYE'YE GELEBİLİR, KENDİLERİNE EHLEN VE SEHLEN DERİZ"

Mısır yönetiminin Türkiye'ye seyehat etmek isteyen 18-40 yaş arasındaki kadınlara yönelik kısıtlama getirmesine Türkiye'nin misilleme yapıp yapmayacağına cevap veren Kalın, "Bizim Mısır halkına zarar verecek hiçbir eylem içerisinde bulunmamız asla söz konusu değildir. Bizim sorunumuz Mısır halkıyla değil oradaki darbe yönetimiyle ilgili, bu hukuk ihlalini yapan darbe rejimledir. Sisi'nin gücü yetiyorsa Mısır'ı bütün dünyaya kapatsın. Ona yasak, buna tahdit, buna soruşturmayla eğer bir ülkeyi yönetebileceğini zannediyorsa Mısır'ı bütün dünyaya kapatsın ondan sonra Mısır'ı bir arada tutma imkanı söz konusu olur mu. Bizim böyle bir misilleme yapma gibi bir şeyimiz yok. Türkiye'nin kapıları Mısır'ın bütün vatandaşlarına açıktır. İstedikleri zaman bu ülkeye gelirler, kendilerine ehlen ve sehlen deriz" ifadelerini kullandı.

SEÇİMLERE HİLE KARIŞTIRILACAĞI İDDİALARI

Kalın, sosyal medyada yer alan "7 Haziran seçimlerine hile karıştırılacağı" iddialarına şöyle karşılık verdi:

"Bu tür manipülatif haberlerle vakit geçirecek şeyimiz yok. Bunlar şimdiden bir algı operasyonu olarak seçimin sonucu şöyle olursa ya da böyle olursa 'ha biz demiştik' demeye yönelik temelsiz, beyhude adımlar. Bunları hiç ciddiye almaya bile gerek yok."

KIRIM TATARLARININ SÜRGÜN EDİLİŞİNİN 71. YIL DÖNÜMÜ

Kırım Tatar Türkleri'nin anavatanlarından sürgün edilişlerinin 71. yıl dönümünü anarak sözlerini tamamlayan Kalın, "18 Mayıs 1944 günü Kırım Tatar Türkleri ansızın bir sabah, hiçbir uyarı yapılmadan, hiçbir hazırlık süresi kendilerine tanınmadan sürgüne gönderildiler ve sürgüne gönderilen insanların yarıdan fazlası bu süreçte hayatını kaybetti, bir o kadarı dünyanın dört bir tarafına dağılmak zorunda kaldılar. Bu süre zarfında yaşanan acıları biz asla unutmadık. Bu karar tarihe utanç verici, kara bir leke olarak geçmiştir. Bunun altını bugün bir kez daha çizmek istiyorum. Dün olduğu gibi bugün de Türkiye Kırım Tatarlarının özgür, demokratik, müreffeh bir ortamda yaşaması için yanlarında olmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.

(İHA)

En Çok Aranan Haberler