HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demitaş ve HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 2013 yılında Kazlıçeşmedeki yaptıkları konuşmalarda“terör örgütü propagandası" suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle haklarında açılan dava kapsamında hakim karısına çıktı.
DEMİRTAŞ SEGBİS İLE DURUŞMAYA BAĞLANDI
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Selahattin Demirtaş Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ( SEGBİS) ile bağlanırken, Sırrı Süreyya Önder duruşma salonunda hazır bulundu. Öğleden sonra başlayan duruşmada Sırrı Süreyya Önder izleyici bölümünde oturdu.
MAHKEME BAŞKANI İZLEYİCİ BÖLÜMÜNDEKİ ÖNDER'İN SANIK SANDALYESİNE GEÇMESİNİ İSTEDİ
Mahkeme Başkanı Hakan Türkön, Sırrı Süreyya Önder'i kastederek mübaşire "Sanığa yerine geçmesini söyler misin?dedi. Sırrı Süreyya Önder de "Biz başkanı izlemeye gelmiştik ama geçelim" diyerek sanık kürsüsüne geçti.Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde kalan Demirtaş kimlik tespiti sırasında üniversite mezunu, milletvekilliğinin yanı sıra asıl mesleğinin avukatlık olduğunu aylık gelirinin 14 bin TL olduğunu belirtti. Sırrı Süreyya Önder de aylık gelirinin 14 bin TL olduğunu milletvekilliğinin yanı sıra yönetmen, senarist olduğunu ifade etti.
“SEGBİS İLE İFADE VERMEYİ UYGUN BULUYORUM"
Avukat Baran Doğan yargılamada yüz yüzelik ilkesinin önemli olduğunu anlattığı sırada söz alan Demirtaş, haftanın iki günü 20 şehirde açılan davalara SEGBİS ile bağlanıp ifade veriyorum. 20 şehire gidip gelmekte zor olacağından SEGBİS ile ifade vermeyi ben uygun buluyorum" dedi. Konuşmasına devam eden avukat Doğan müvekkilinin siyasetçi olduğunu belirterek davaya konu sözlerinin düşünce özgürlüğüne ilişkin olduğunu belirterek derhal beraat verilmesini istedi. Avukat Baran, müvekkili Demirtaş'ın iddianame geçen sözlerinin aynısını 2012 ve 2013 yıllarında mecliste yaptığını belirterek "Demirtaş savaşın çözüm olmadığını belirtiyor konuşmasında. Demirtaş'ın sözlerinin yaşama sorumsuzluğu kapsamındadır. Bu nedenle davanın düşmesini talep ediyorum" şeklinde konuştu.Selahattin Demirtaş'ın mecliste yaptığı konuşmaların çıktısını mahkemeye sunuldu.
ÖNDER: SÖYLEMLERİMİZİN YARGILANDIĞI BU DAVANIN HİÇ OLMAMIŞ OLMASINI HUKUK ADINA DİLERDİM
Savunması için kürsüye çıkan Önder, davanın şikayetçileriyle ilgili googlede yaptığı araştırmaları anlattığı sırada müştekiler Hasan Fırat ve Cafer Özsoy tepki gösterdi ve salonu terk etti. Önder konuşmasının devamında yasama sorumsuzluğun öneminden bahsederek, bunun Anayasa'da güvence altına alındığını belirterek, “Mahkeme salonlarında dolaştırılmamızı onur kırıcı buluyorum. Ben, söylemlerimizin yargılandığı bu davanın hiç olmamış olmasını hukuk adına dilerdim " diye konuştu.
DEMİRTAŞ: HAKKIMIZDAKİ DOKUNULMAZLIKLAR CUMHURBAŞKANI'NIN PARLAMENTOYA BASKISIYLA KALKTI
Demirtaş savunmasında, yapılan suç duyurusunun dışında fezlekede somut bir suçlama olmadığını savunarak, savcının hazırladığı fezlekenin Adalet Bakanlığı tarafından 2 kez iade edildiğini anlattı. Demirtaş, “Konuşmadan 15 ay sonra ilk fezlekenin hazırlandığı düşünüldüğünde davanın siyasi bir saikle açıldığı görülebilmektedir. Hatta fezlekenin hazırlandığı düşünüldüğündedavanın siyasi bir saikle görülebilmektedir. Mahkemenizin yargılama yetkisine sahip olduğu muhakkaktır. Ancak usulüne uygun şekilde soruşturma ve kovuşturma başlatılması gerekirdi. Yargı yetkisine itirazım olmamakla birlikte bir politik süreç sonucunda yargılamaya başlanılmasını hukuki bulmuyorum. Hakkımızdaki dokunulmazlıklar Cumhuriyet Savcısının talebiyle değil Cumhurbaşkanı'nınparlamentoya baskısıyla politik bir baskı ve karar neticesinde kalktı. Dokunulmazlığımızın normal bir usul ile kalksaydı belki mecliste kendimizi savunabilecektik ve grup kararı bile alınamayan bu hususta meclis önünüzde bulunan dosyada dokunulmazlığımızın kaldırılmamasına karar verebilecekti. Biz bu usulsüzlük sebebiyle savcılara gitmeyi de reddettik. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hakan Fidan'a ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'a 'İfadeye gitme' dediklerini beyan etmektedirler. Nitekim bu konuda haksız da olmayabilirler. Onlar bunu söyleyebiliyorsa, biz de güvensizliğimizi bildirmiş olabiliriz. Yoksa mahkemenin yargı yetkisi tartışmasızdır. Dokunulmazlıkların milletvekilliği döneminin sonuna kadar kaldırılması gerekirken biz de geriye doğru bir uygulama yapıldı. Bu durum dahi bizim gayri hukuki bir şekilde soruşturulup kovuşturulduğumuzu göstermektedir" ifadelerini kullandı.
“KONUŞMADAN SONRA YÜZDE 13 OY ALDIK"
Demirtaş, “Partimizin görüşü kabul edilmeyebilir" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü, “Ancak bu dava konusu konuşmadan önce yüzde 6 oy alırken, bu konuşmadan sonra yüzde 13 oy aldık. Savcılık konuşmalarımızdan bir tek cümleyi alıp bizi heyetin karşısına çıkarmış. Biz halen halkın oyu ile seçilmiş parlamenterleriz. Savcılık konuşmanın tamamını bile iddianameye almamış hakkımda 4 satırlık bir yazıya yer vermiş. Böyle niteliksiz bir iddianame ile 6 milyonun oyunu almış. Geçmişte Cumhurbaşkanlığına aday olmuş bir kişi olarak ağır ceza mahkemesinde yargılanıyorum" diye konuştu.
PARİSTE ÖLDÜRÜLEN 3 KİŞİNİN MİT VE FETÖ İLE BİRLİKTE ÖLDÜRÜLDÜĞÜNE DAİR İDDİALAR DUYDUK
Bu davada müştekiye ihtiyaç olmadığını söyleyen Demirtaş, “Ancak çözüm süreci sırasında kimse resen işlem yapamadığından iki müşteki bulunup evrak hazırlanmış. Benim hakkımda 102 tane fezleke hazırlanmıştır. Bir kısmından ifade veriyorum, bir kısmından yargılanıyorum. Bunları hazırlayan savcıların yüzde 80'i açığa alındı ya da tutuklandı. Haklarında hüküm verilmiş olmadığı için kesin olarak bir şey diyemesem de böyle bir vaka olduğu malumdur. Paris'te öldürülen 3 kişinin MİT ve FETÖ ile birlikte öldürüldüğüne dair iddialar duyduk. Barış isteyen bu 3 kişiye karşı işlenen ve barış sürecini engellemek isteyenler tarafından işlendiği aşikar olan suçtan ötürü barışı sahiplenmeye dair davranışımın terör örgütü propagandası olarak kabul edilmesi mümkün değildir" şeklinde konuştu.
“HALA TOPLUMA BARIŞ BORCUMUZ VAR"
“Hala topluma barış borcumuz var" diyen Demirtaş, “Barış süreci barış ile sonuçlansaydı ben şu anda burada yargılanmıyor olacaktım muhtemelen hem ben hem de bu süreçte görev alan kişiler barış ödülleri alacaktık. Bir muhalefet partisi genel başkanı “Ne barışı Kandil'i dümdüz edin' diyordu. Bu kişinin söylediği bu sözler herhangi bir fezlekeye konu edilmedi. Ancak benim 'Sen hiç nöbet tuttun mu, halkın yoksul evlatları üzerinden bu savaşı sürdürüyorsunuz" şeklindeki eleştirim sebebiyle dava açıldı. Acaba hangimizin sözü daha çok şiddet içeriyor. Mahkemenin takdirine bırakıyorum. Biz 15 milletvekilinin tutuklanacağı yönünde bir haber almıştık. Ancak yurtdışına çıkış yasağımız da bulunmadığı halde ülkemizi terk etmedik. 75 gündür tutukluyum. Milletvekiliyim. Mecliste Anayasa görüşülüyor. Millletvekilliğimi fiilen kullanmam engelleniyor. Bu yargılamaların tarihe geçeceğini düşünüyorum. Keşke yargının bağımsız olduğunu görebilsek ancak bizim hakkımızda beraat kararı vermenin de zor olduğunu biliyorum. Beni tutuklayan hakim için de ben üzülüyorum. Ya ben tutuklanacaktım, ya da FETÖ'cü olduğu gerekçesiyle o tutuklanacaktı.İddianamenin vasıfsızlığını göstermek için buradayız. Karara saygılıyız. Bugüne kadar bedel ödedik, gerekirse bundan sonra da öderiz" diye konuştu. Demirtaş ve Önder'in avukatlarına beyanda bulunmaları için süre veren mahkeme heyeti duruşmayı Nisan ayına erteledi.
ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA
Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan HDP Grup Başkan Vekili Filiz Kerestecioğlu, Demirtaşı'ın yargılandığı davaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
DHA