Denktaş'a onursal doktora ünvanı
HATAY (İHA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Avrupa Birliği'nin (AB), Türkiye'nin önüne koyduğu 65 madde ile Lozan'ın öcünü almak istediğini ileri sürerek, Kıbrıs'ta bağımsızlığın olduğu bir barış istediklerini söyledi.
Denktaş'a, Mustafa Kemal Üniversitesi'nde (MKÜ) düzenlenen törenle onursal doktora ünvanı verildi. Cübbesini MKÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Gürkanlar'ın giydirdiği Denktaş, "Ödülü, anavatanından kopmamış Kıbrıs Türk halkı ve Kıbrıs'ta şehit olan kardeşlerim için kabul ediyorum" derken gözyaşlarına hakim olamadı. Daha sonra Üniversiteler Arası Kurul Toplantısı nedeniyle Hatay'da bulunan 81 rektöre "AB Sürecinde Türkiye ve Kıbrıs" konulu konferans veren Cumhurbaşkanı Denktaş, "1964 yılında Enosis'in kıyısından geçtik" ifadesini kullanarak, "Bu yolu Türk ulusu ile birlikte yürüdük. Hasbelkader hudutlar dışında kalmış Kıbrıs Türkleri, Türkiye'siz olamaz. Ama bizim çabamız boşuna değildi. Kıbrıs Türkiye için stretejik öneme sahip. Rumlar 'Enosis' deyince, Türkiye, 'Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacak' dedi. Yunanistan 125 yıldır Megola İdea peşinde koşuyordu. Türkiye'nin kati dikilişi karşısında 1958 yılında kalıcı cumhuriyet kurulmasına razı olur göründüler. Şimdi bütün çıplaklığı ile her şey ortadadır. Bunun altına imza atan Makaryos, aynı gün bütün Rumlar'a milis kuvvetleri kurma yetkisini verdi. Bugün Rum idaresi 2005 yılını 21 bin kişiye bu başarıyı sağladıkları için Enosis yılı ilan etmişlerdir. Kimse 'Kıbrıs meselesi nedir?' sorusunu sormuyor. Türkiye'nin uluslararası anlaşmalarla üzerinde hakkı olduğu adayı Rumlar'ı kullanarak almak istemektedirler. Anayasa yırtılıp atılmıştır, anlaşmalar ortadan kaldırılmıştır. Batı, 'Kıbrıs meselesi Kıbrıs Yunanistan'a verildiği taktirde halledilir' demektedir. 1964'te Enosis'in kıyısından geçtik, yakayı zor kurtadık" diye konuştu.
Annan Planı'nı da eleştiren Denktaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kıbrıs'ta barış istiyorsanız, Rum idaresini meşru hükümet diye kabul edeceksiniz. Türk haklarının korunmasını da Rumlar'a bırakacaksınız, çünkü onlar çok iyi bilir sizin hakkınızı korumayı. Türkiye'nin garantisi gerekli değildir. Askerler çekilmelidir. Yerleşik vatandaşlar çıkmalıdır. 'Eski günlere dönelim' diyorlar. Yani perakendeci bakkal olmaya, Rum'un önünde eğilmeye, Enosis karşısında sessiz kalalım. Maalesef Türk basını ve bizim muhalefet Annan Planı'ndan yana oldular. Bu lekeyi biz halkımızın alnına yazamazdık. Ancak Türkiye Annan Planı'nı kabul etmesiyle bizim altımızdan toprak kaydı. Annan Planı ile izolasyon kalkacak, Ercan Hava Alanı açılacak, yaptırımlar kalkacak. Bunu vadedenler 'Neden böyle söylüyor' diye düşündük. Meğer Rumlar AB'yi son ana kadar kandırmış. Şimdi bütün AB ülkeleri 'Kıbrıs üyemiz olmuştur' diyorlar. Size yardım etmek istiyoruz ama üyemizin rızası lazım, onun için de bazı jestler yapın. 5 bin asker çekin, Maraş'ı boşaltın gibi jestler. Bunun manası nedir kardeşlerim? Siz egemen değilsiniz, kendinizi idare edemezsiniz demektir."
"EOKACILAR'LA KOYUN KOYUNA YAŞAMAK İSTEMİYORUZ, BAĞIMSIZLIĞIMIZIN OLDUĞU BARIŞ İSTİYORUZ" Denktaş, konuşmasının sonunda adada bağımsızlığın sağlandığı bir barıştan yana olduklarının altını çizerek, "Sayın Erdoğan'ın Norveç'te öfkeli bir beyanatı var. 'AB Türkiye'yi parçalamak mı istiyor?' diyor. AB Parlamentosu'nu unutmadınız, bayrakları falan. Ertesi gün ne gördük? Meğer Türkiye'yi üye yapmak isteyenler, kendi öngördükleri Türkiye'yi üye yapmak istiyorlarmış. 65 tane madde ortaya koydular. Fransa'nın asla dediği ne varsa, Türkiye'de yapacaklar. O 65 maddeyi bir tarafa koyun, Sevr'i bir tarafa koyun fark göremeyeceksiniz. Bu 65 madde ile Lozan'ın öcü alınmak istenmektedir. Türkiye bu şartları kabul edemez, etmemelidir. Türkiye'ye 'Kıbrıs'ı peşinen ver' diyorlar. Ne için çözülme noktası da onun için. En haklı olduğunuz davada, şehitler verdiğiniz davada 'Haksızsınız' deme hakkı kimde vardır kardeşim. Bunlar karşısında dirilmemiz ve dikilmemiz lazım. O zaman ne barışı yapacaksınız. Bağımsız değilseniz, egemen değilseniz o zaman nesiniz, azınlıksınız. Bu Eokacılar'la koyun koyuna kalmak istemiyoruz. Barış istiyoruz, barış. Bağımsızlığımızın olduğu barış" diye konuştu.
