BİZE ULAŞIN
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Bizim dışımızda da sendikaları var, onlardan bazıları ise bize destek olacaklarına bizi paçamızdan aşağıya çekiyor. Asgari ücret görüşmeleri sürecinde yaşananları biliyorsunuz." dedi.
Atalay, Türk Metal Sendikasının bir otelde düzenlediği Kadın İşçiler 24. Büyük Kurultay'ına katıldı. Kurultay'ın açılışında konuşan Atalay, tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutladı.
Türk-İş'in yaklaşık 1 milyon üyesi bulunduğunu ve üyelerinin aileleriyle 4 milyon kişilik büyük bir aile olduğunu belirten Atalay, bu ailede kadınların yerinin önemine işaret etti.
Türkiye'de çalışan kadınların yüzde 90'ının örgütsüz olduğuna ve örgütlenmenin önünde bazı engellerin bulunduğuna dikkati çeken Atalay, bu kapsamda Aydın'ın Nazilli ilçesinde bir iş yerinde örgütlenmekte zorlandıklarını bildirdi.
Aynı uygulamayla Türkiye'nin birçok yerinde karşılaştıklarını vurgulayan Atalay, şunları kaydetti:
"Maalesef biz özel sektörde de kamuda da görüyoruz. Bizim dışımızda da sendikaları var, onlardan bazıları ise bize destek olacaklarına bizi paçamızdan aşağıya çekiyor. Asgari ücret görüşmeleri sürecinde yaşananları biliyorsunuz. Biz asgari ücreti yükseltmek için çalışırken 'Türk-İş Başkanı ülkeyi karıştırıyor' dediler. Adı sendika olan, sendikacı olan birileri de çıktı Türk-İş Genel Başkanı olarak benim hakkımda suç duyurusunda bulundu. Ben işçinin başkanıyım kırmadan, dökmeden, yakmadan işçinin hakkını aramak benim görevim."
Atalay, sendikaların siyasi partilerin arkasına sığınmaması gerektiğini ifade ederek, "Sendikalar işçinin sendikası olmalı, sendikalar ülkenin sendikası olmalı ama maalesef bazı sendikalar 'ben iktidarın sendikasıyım, işverenin sendikasıyım' diyor. Bilinmelidir ki bunun adı sendika olmaz, bu basbayağı sarı sendika olur. Sarı sendikacının da işçiye hiçbir faydası olmaz." diye konuştu.
- "Sendika demek, çalışma hayatında kuralların olması demek"
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak da Türklerin kadının başından daha yüksek bir şey olamaz anlayışıyla Altay Dağları'nın en yüksek tepesine "Kadınbaşı" adını verdiğini belirterek, şunları söyledi:
"İşte biz, böyle bir kültürden geliyoruz. Onun için, Bütün kadınlara sesleniyorum; kaldırın başınızı. Kaldırın ve asla indirmeyin. Gülmekten, eğlenmekten, gezmekten ve inandığınızı söylemekten asla ve asla vazgeçmeyin. İstiyorum ki bu kurultay bu yolda bir milat olsun. Sizin için de benim için de Türk Metal için de bir dönüm noktası olsun. İstiyorum ki bu kurultayla birlikte yeni bir yola çıkalım."
Emeğin cinsiyetinin, alınterinin dili, dini ve milliyetinin olmayacağını ifade eden Kavlak, şöyle konuştu:
"Küresel sistem denilen bu hastalığın, bu zehrin tek bir panzehiri var; o da sendikalardır. Çünkü sendika demek, ekonominin kayıt altına alınması, çalışma hayatında kural ve prensiplerin olması demektir. Hak mücadelesinin mümkün ve meşru olması demektir. O mücadeleyi kazanırsınız ya da kaybedersiniz, o önemli değildir. Önemli olan bunun hukuki zemininin olmasıdır. Ama eğer sendikayı engellerseniz, örgütlenmeyi engellerseniz. Ne olur biliyor musunuz? Öyle ya da böyle, oraya kayıt dışını davet etmiş olursunuz."
Kavlak, Türk Metal Sendikasının ilkleri başararak bir model olduğuna işaret ederek, Türkiye'de sendikal hareketin önünü açtıklarını dile getirdi.
Türk Metal Sendikasına üye yaklaşık bin kadının katıldığı kurultayda, Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyona bağlı sendikaların kadın temsilcileri de konuk olarak yer aldı.
