LEFKOŞA (İHA) - KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, son günlerin tartışma konusu Lokmacı Barikatı'ndaki üst geçitle ilgili olarak, "Uzlaşma istiyorsak kim olduğumuzu bilerek ve devletimize sahip çıkarak konuşmalıyız. Lokmacı Barikatı'nda devlet olarak var olduğumuzu kanıtlamalıyız" dedi.
Eş zamanlı harekette ısrar edilmesi ve bu kabul edilinceye kadar köprüye dokunulmaması gerektiğini belirten Denktaş, geçitleri engelleyenin köprü değil, Papadopulos'un Kıbrıs'ın tümüne sahip çıkma sevdası olduğunu kaydetti. KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, konuyla ilgili yazılı açılamasında, egemen bir devletin kendi giriş kapılarını tayinde serbest olduğunu; limanların da bu nedenle egemenlikle bağlantılı olduğunu belirterek, Kıbrıs'ta ateşkes anlaşmasının hüküm sürdüğüne dikkat çekti.
Denktaş, "Rum tarafı, Kıbrıs'ın tümüne sahip çıkma iddiasından vazgeçmedi; adanın tümünün sahibiymiş gibi konuşuyorlar. Rumlar, sınırlarda kapı açılmasını kendi egemenliğini kuzeye yayma eylemi olarak görüp bu görüşe göre şartlar ileri sürdü. Lokmacı Barikatı'ndan geçiş şartları bundan önce, askeri devriye durumu da göz önünde tutularak bir köprü inşasıyla halledilmek istendi ve bunun karşılığında Rum tarafının da eş zamanda kendi tarafındaki duvarı kaldırması istendi. Şimdi tek taraflı köprüyü kaldırma eyleminden bahsediliyor. Yani Türk tarafı, bir defa daha dünyaya şık görünmek ve Rum liderinin uzlaşmazlığını yeniden kanıtlamak düşüncesiyle devlet olarak verdiği sözden geri adım atıyor, Rum tarafı gerilemeden ve 'egemen güç olarak' şartlarını yüzsüzce yükseltirken" şeklinde konuştu.
"Kendimizi dünyaya şirin göstermek eyleminde gerileyen hep biz olmaktayız" diyen KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı, "Bunun nedeni devlet olduğumuzu bir kenara iterek sırf 'isim yapmak, hoş görünmek, puan kazanmak' düşüncesiyle hareket etmemizdendir. Karşı taraf her attığı adımda 'devlet benim, egemen benim ve bunlardan taviz vermeyeceğim' diyerek yürümektedir. Bunu gözden kaçırdığımız içindir ki gerileyen taraf biz oluyoruz" diye konuştu.
"BİZİ 'KUZEYDE YAŞAYAN KIBRISLILAR' OLARAK GÖRÜYORLAR" Rauf Denktaş, dünyanın, Kıbrıs Türk tarafının üst geçidi kaldırma girişimlerini olumlu karşılamasına aldanılmaması ve "eş zamanlı adım atılabilir" prensibinden taviz verilmemesi çağrısında da bulunarak, "Yabancılar köprüden vazgeçişimizi alkışlıyorlarmış. Bunların tümünü KKTC'yi ve egemenliğimizi tanımayan, Rum'u meşru hükümet addetmekle Kıbrıs meselesinin hallini 43 yıldır önlemekte olan taraflar olduğunu unutuyoruz. Alkışları referandumda da olduğu gibi bizi devletinden, egemenlikten vazgeçmiş 'kuzeyde yaşayan Kıbrıslılar' olarak gördükleri içindir. Duvarı kaldırmamızı da bu açıdan değerlendirerek alkışlamaktadırlar. Aldanmayalım, kendi kendimizi kandırmayalım. Eş zamanlı olarak adım atılabilir prensibinden kıl payı taviz vermeyelim. Papadopulos'a 'devletle, hükümetle ilgili işaretler kaldırılmalıdır' gibi şartlar ileri sürmek gibi hakkı olmadığını ve bunun nedenlerini dünyaya duyurmaktan çekinmeyelim" ifadelerini kullandı.
Bütünleşmenin aynı cinsten taraflar arasında olabildiğini ve Kıbrıs'ta dini, dili, milli kökü kökeni ayrı iki milletin parçaları bulunduğunu kaydeden Denktaş, hedefin eşit şartlarda iki devlet arasında ortaklık olduğu ancak Rum tarafı buna gelmediğine göre devlete sahip çıkmanın görev olduğunu ifade etti.
"Rum tarafı ortaklığa ihtiyaç duymalıdır ki bizimle eşit şartlarda görüşmeyi kabul etsin" diyen Denktaş, "Devletten kıl payı taviz verilmediği, Rum tarafı ve dünya tarafından görüldüğünde, bu ihtiyaç hissedilecektir. Bugün olmaz dediğimizi yarın olur hale getirmekle, bu ihtiyacı hiçbir zaman duymayacaklardır. Uzlaşma istiyorsak kim olduğumuzu bilerek ve devletimize sahip çıkarak konuşmalıyız. Lokmacı Barikatı'nda devlet olarak var olduğumuzu kanıtlamalıyız. Papadopulos'un küstahlığını ve uzlaşmazlığını kanıtlayacağız diye geri adım atmamalıyız. Eş zamanlı harekette ısrar etmeli, bu kabul edilinceye kadar köprüye dokunmamalıyız. Geçitleri engelleyen köprü değildir, Papadopulos'un Kıbrıs'ın tümüne sahip çıkma sevdasıdır. Bu adamın sınırlarımızla oynamasına müsaade etmemeliyiz" dedi.