(ÖZEL) - ÇİFTÇİLERE 'DOLANDIRILMAYIN' UYARISI
MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Merkez Gıda Sektör Kurulu Üyesi Eşref Şekerli, dolandırıcıların yeni hedeflerinin çiftçiler olduğunu, internet sitelerinden sattıklarını iddia ettiği hayvan ve yemler sayesinde ortalama bin lira kapora alarak dolandırıcılık yaptıklarını söyledi.
Besicilik yapan Eşref Şekerli, internet kullanımının artmasıyla birlikte hırsız ve dolandırıcıların da teknolojiyi çok iyi kullanmaya başladığını söyledi. Dolandırıcıların şimdilerde kendilerine hedef kitle olarak çiftçileri seçtiğini ifade eden Şekerli, bunun da herkes tarafından bilinen internet satış siteleri ve sosyal medya üzerinden yapıldığını kaydetti.
'SAKIN KAPORA ÖDEMEYİN'
Şekerli, çiftçileri bu konuda dikkatli olmaları konusunda uyararak dolandırıcıların yeni yöntemini şöyle anlattı:
"Gerek canlı hayvan satışı, gerek yonca, mısır silajı gibi kaba yem sattıklarını iddia ederek çiftçilerden, üreticilerden 'Kapora' adı altında peşin para isteyerek dolandırıcılık faaliyetinde bulunmaya başlamışlar. Sakın kimseye önden para ödemesi yapmayın, kapora göndermeyin. kesinlikle faturalı alışveriş yapmaya özen gösterin. Bu tarz alışverişler uzaktan, internet üzerinden yapılan alışverişler değildir. Bunlara muhakkak dokunmak, kalitesini görmek zorundasınız. Bizzat yüklettikten sonra kantara çıkıp, ağırlığını öğrenip, belgelerini aldıktan sonra para ödemesi yapmanız gerekiyor."
'YONCA İLANLARINA KANMASINLAR, ÇÜNKÜ STOKTA YONCA YOK'
İnternet üzerinden yapılacak canlı hayvan ve yem alışverişinde dolandırılmanın ve kalitesiz ürün alma ihtimalinin çok yüksek olduğunu belirten Eşref Şekerli, şöyle devam etti:
"Çiftçilerimiz, 'Efendim 30-40 litre süt verir ilanlarına kanmasınlar. Hiçbir çiftçi, hiçbir üretici 30-40 kilo süt veren ineğini satmaz. Hele bunu internet üzerinden hiç satmaz. Eğer bir inek gerçekten 30 litre süt veriyorsa, onu hemen komşusu alır. Benim şöyle bir tespitim var. Bir inek 30 litre süt veriyor da sahibi bunu satıyorsa, emin olun sahibi ölmüştür. başka hiçbir gerekçeyle, hiçbir kimse hayvanını satmaz, hele böyle verimli hayvanını satmaz. Bu mevsim, yonca hasat mevsimi değildir. Hasat mevsimi Aksaray'da önümüzdeki Haziran'ın 10'u ile 20'si arasında başlar. Bu zaman içerisinde hiçbir yerde stokta yonca bulmak mümkün değildir. Sosyal medya ve satış siteleri aracılığıyla 'Ucuza yonca var' şeklindeki haberlere ve ilanlara kimse itibar etmesin. Yoncanın tonu bugünkü fiyatlarıyla 1000 lira, sosyal medya ve satış siteleri üzerinden bakıyorum 700-800 lira. 'Sahtekar ile tamahkar ortakmış' diye bir atasözü var. Üreticiler, yetiştiriciler, hayvan sahipleri bu konuda dikkatli olsunlar."
'GÜNLÜK 1000 LİRA KAPORA ALSA AYLIK 30 BİN LİRA KAZANIR'
Kendisine bu şekilde çok sık şikayet geldiğini ifade eden Şekerli, dolandırıcıların amacının çiftçiden ürünün parasını almak yerine kapora almak olduğunu belirterek, "Çok sıkla uygulanan bir yöntem. Özellikle sosyal medya ve satış sitelerinin rağbet gördüğü, herksin elinde bir akıllı telefonun bulunduğu, internet paketlerinin çok yaygın olduğu, hızlı iletişim araçlarının olduğu bir döneme girdik. Bu dönemi doğru kullanmak yerine maalesef bunu yanlış emellere alet eden insanlar da var. Bunların yaptığı bu dolandırıcılık faaliyetlerine düşmemek gerekiyor. Çiftçimiz zaten zor para kazanıyor, hatta kazanamıyor. Bir de bu şekilde bir kamyon yonca alıyorum deseniz, 20 bin lira para. Zaten adam sizden 20 bin lirayı istemiyor Adam 'Bana 1000 lira gönder nakliyesini ayarlayacağım' diyor. 1000 lira o adamın yevmiyesi zaten. Günde 1000 lira kazanırsa, Allah bereket versin. Günde kim kazanıyor 1000 lira. Yani dolandırıcılar oturdukları yerden sadece bir akıllı telefon aracılığıyla internette verdikleri ilanlar sayesinde günde 1000 lira kapora alsa, yattığı yerden ayda 30 bin lira para kazanmış olacak" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------
- Eşref Şekerli
- Şekerli ile röp.
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 616 MB
==================================================
Duruşmaya gelen taraflar, adliye önünde birbirine girdi: 2 yaralı
Bursa'da bir silahla yaralama olayından dolayı davanın öncesinde taraf yakınları, adliye önünde birbirine girdi. Kafasından bıçakla yaralanan G.A., hastaneye kaldırılırken, darp neticesinde yaralanan C. A., polis tarafından gözaltına alındı. Öte yandan kavga anı, cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.
Olay, Osmangazi ilçesi Bursa Adliyesi önünde meydana geldi. Aralarında daha önceden husumet bulunan ve silahlı yaralama olayından dolayı davaları bulunan iki taraf, duruşmanın öncesinde denk geldi. Taraflardan C.A. ve G.N. kavgaya tutuştu. C.A. kavga sırasında bıçakla G.N.'yi başından yaraldı. G.N.'de pantolunundan çıkardığı kemer ile C.A.'yı darp etti. Kavgayı vatandaşlar ve polis ekipleri ayırdı. Başından bıçakla yaralanan G.N., olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken, darp netiesnide yaralanan şüpheli C.A., ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü. Öte yandan kavga anı ve vatandaşların müdahalesi, bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
----------------
-Kavga anı görüntü
-Yaralının hastaneye kaldırılması
-Şüphelinin gözaltına alınması
-Kalabalıktan görüntüler
Süre: 3.33 Boyut: 398 MB
Haber: Halil ÖZÇOBAN - Kamera: Serkan AKKUŞ/BURSA,DHA
====================
BAŞKAN SALMAN, MAKAM ARACINI İADE ETTİ
Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, kiralık makam aracını firmaya iade ederek, eşi Dilek Salman üzerine kayıtlı cipi kullanmaya başladı. Yalova Belediye Başkanı CHP'li Vefa Salman, kendisi için tahsis edilen makam aracını, kiralandığı firmaya iade etti. Başkan Salman, eşi Dilek Salman üzerine kayıtlı cipi resmi plaka taktırıp, kullanmaya başladı. Devrin, tasarruf devri olduğunu kaydeden Salman, "Belediyemizin ve halkımızın çıkarları doğrultusunda kararlar almaya özen gösterdik. Belediyenin bütçesini kendi bütçemiz gibi düşünerek planladık ve harcadık. Son günlerde belediyelerin ekonomileri ve yapılan harcamalar gündemde. Biz asla 'Devletin malı deniz' düşüncesi içerisinde olmadık. Böyle bir dönemde yine örnek olalım istedik; çünkü biz bu göreve kendimiz için değil kentimiz için halkımız için talip olduk. İnsanlar tasarrufun peşinde. Biz de belediye olarak böyle davranmalıyız. Bunu da bu belediye ailesinin reisi olarak ilk ben başlatmalıyım. Bu nedenle kullanmakta olduğum kiralık olan makam aracımı firmaya bugün itibarıyla iade ediyorum. Bundan sonra eşim Dilek Salman adına kayıtlı olan şahsi aracımızı kullanacağım. Şartlar düzelene kadar da bu böyle olacak" diye konuştu. ?
Görüntü Dökümü
------------------
-Özel araçtan görüntü
-Başkan ile röportaj
-Detay görüntüler
Süre:3.01 Boyut: 337 mb
Haber-Kamera:Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, DHA
================================================
Kapaklı'da 2 evden hırsızlığa 3 gözaltı
TEKİRDAĞ'ın Kapaklı ilçesinde girdikleri iki evden hırsızlık yaptıkları iddia edilen 3 şüpheli, polis tarafından yakalanarak, gözaltına alındı.
Kapaklı İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro ekipleri Cumhuriyet mahallesinde bir evden mutfak tüfü, mutfak araç gereci ve otomobil tekerleği çalındığı ihbarı üzerine harekete geçti. Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen polis, şüphelilerin C.D., S.S ve Ö.D. olduklarını belirledi. 3 şüpheli, yakalanarak, gözaltına alındı. C.D., S.S ve Ö.D., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Şüpheliler adliyeye getirilmesi
-Adliyeye girişleri
-Detaylar
Haber-Kamera: Onur KAYA/KAPAKLI (Tekirdağ),(DHA)-
============================
TÜRKİYE'NİN İLK ELEKTRİKLİ ZIRHLI ARACI 'AKREP II'
SAKARYA'nın Arifiye ilçesinde bulunan kara sistemleri üreticisi Otokar, Türkiye'nin ilk elektrikli zırhlı aracı Akrep II'yi tanıttı.
Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar, Türkiye'nin ilk elektrikli zırhlı aracını tanıttı. Savunma sanayiinde Türkiye'nin yanı sıra 30'dan fazla dost ve müttefik ülkenin silahlı kuvvetleri ile güvenlik güçlerine hizmet veren Otokar, Türkiye'nin ilk elektrikli zırhlı aracı Akrep II'yi tanıttı. Sakarya'nın Arifiye ilçesindeki fabrikada basın toplantısı düzenleyen Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, son 20 yılda dünyada değişen tehditler nedeniyle silahlı devriye, keşif ve gerektiğinde meskûn mahal çatışmalarında kullanılabilecek araçlara olan ihtiyacın arttığını ve yeni nesil zırhlı araç Akrep II'nin buradan yola çıkarak geliştirildiğini belirtti.
Serdar Görgüç birikim ve ileri teknoloji kullanarak 'Akrep II' yi geliştirdiklerini söyleyerek, "Kullanıcılarımızda her türlü keşif ve gözetleme görevleri başta olmak üzere birçok silah sistemi entegrasyonuna imkân veren düşük siluetli, yüksek balistik korumalı bir zırhlı araç ihtiyacının geliştiğini gözlemledik. 1995'te ürün ailemize eklediğimiz, yurtiçinde ve dışında başarılar gösteren 'Akrep' aracımız, silueti küçük, 3 kişilik bir platformdu. Güncel beklenti ve gelecekteki tehditlere karşı, sahip olduğumuz bilgi birikimimizi ve yüksek teknolojiyi kullanarak yeni nesil 'Akrep II' yi geliştirip, ürün ailemize ekledik. Akrep II'nin yüksek atış gücü, üstün koruma ve beka kabiliyeti, yüksek hareket kabiliyeti, düşük silueti, çevikliği ile özellikle ihracat pazarlarında başarı göstermesini bekliyoruz.ö dedi.
Bu yıl 14'üncü kez düzenlenecek IDEF'19 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'nda Akrep II'nin ilk kez sergileneceğini, fuarda aracın özel bir konfigürasyonla sunmak için çalışmaların aylardır devam ettiğini açıklayan Görgüç, "Teknolojik gelişmelerden bahsederken elbette alternatif yakıtlar da gündemimizde idi. Akrep II'yi alternatif güç gruplarına da uygun olarak tasarladık. Elektrik motoru ve gelişmiş pillerle donatılan Akrep II, Türkiye'nin ilk elektrikli zırhlı aracı olarak IDEF 2019'da sergilenecek. Geleneksel zırhlı araçlara kıyasla çeviklik, düşük termal iz, yüksek hız ve sessizlik avantajlarını bir arada sunan Akrep II, tüm dünyada orduların zorlu isteklerini karşılayabilecek yeterlilikte bir elektrik motora sahip. Taktik performans beklentilerine de en iyi şekilde cevap veren Akrep II, özellikle yakıt verimliliği, hareket, beka kabiliyeti ve entegre lojistik destek anlamında da avantajlar sunuyor. Otokar, Akrep II ile elektrikli araç teknolojisinin zırhlı araçlara uygulanması yönünde eşsiz bir bilgi birikimi kazanmıştır. Bu gelişme, geleceğin hibrit ve otonom zırhlıları için ilk adım niteliği taşımaktadır. Hedefimiz, Akrep II'nin Türkiye'nin teknoloji ihracatında öncü ürünlerden biri olmasıdırö diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Araçtan detay
Genel müdür konuşması
Araç tanıtımı
Haber-Kamera Aziz GÜVENER/SAKARYA, (DHA)
========================
BAL ORMANINA 'TAŞ OCAĞI' PROJESİNİN İPTAL DAVASI GÖRÜLDÜ
RİZE'de bal ormanı ilan edilen ve nesli tükenme tehlikesi altındaki kırmızı benekli alabalık, su samuru ve su kertenkelesinin yaşadığı dereyi de kapsayan Hemşin Vadisi'nde, 98 hektarlık alanda taş ocağı açılmasını öngören proje için verilen 'Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değil' kararına karşı Rize İdare Mahkemesi'nde açılan iptal davası görüldü. Kararın ilerleyen günlerde açıklanacağı belirtildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nca bal ormanı ilan edilen ve nesli tükenme tehlikesi altındaki kırmızı benekli alabalık, su samuru ve su kertenkelesinin yaşadığı dereyi de kapsayan Hemşin Vadisi'ndeki Levent köyü Venekdere mevkiinde, özel bir firma tarafından 98 hektarlık alanda taş ocağı projesi hazırlandı. Proje için 'ÇED gerekli değil' kararı verildi. Yöre halkı, doğal yapının bozulmaması için yol dahi yaptırmadıkları ormana açılmak istenen taş ocağı projesine karşı hukuk mücadelesi başlattı, iptal davası açtı. Rize İdare Mahkemesi'nde bugün görülen davada yöre sakinleri, kestane, kızılağaç, gürgen, çam, ladin, kayın, dağ karayemişi, likapa gibi zengin bitki çeşitliliği bulunan ormanlık alanda açılacak taş ocağının doğal yaşamı bozacağı endişelerini dile getirdi, projenin iptal edilmesini istedi. Tarafların dinlenmesinin ardından son eren duruşmada kararın ilerleyen günlerde açıklanması bekleniyor.
'ÇED DOSYASINDA 24.72 HEKTARLIK ALAN GÖSTERİLMİŞ'
Rize Adliyesi önünde toplanan Levent köyü sakinleri adına konuşan avukat Cömert Uygar Erdem, 98 hektarlık bir ruhsat alanına sahip olan bir ocağın 24.72 hektarlık bir kısmının gösterilerek, 'ÇED gerekli değildir' kararı alındığını belirterek bu duruma itiraz ettiklerini söyledi. Erdem, "Danıştay 14'üncü dairesinin ve diğer idare mahkemeleri yerleşik kararlarında da bu tarz projelerde ruhsat alanının esas alınarak ÇED raporu hazırlanması gerektiğini vurguladık. Ayrıca bölgenin balcılık açısından önemi var. Osmanlı saray mutfağının bal ihtiyacının karşılandığı, vergi olarak bal verildiği bir bölge. Arı padişahı diye geçen bir bölge. Bunun dışında yöredeki 4-5 köyün içme sularının temin edildiği bir alan ve bu açıdan baktığımızda proje bu yöre için tehdit içeriyor. Biz bunları dile getirdik. Karşı taraf da projelerinin çevreye zarar vermeyeceği yönünde bir iddiada bulundu. Bizler anayasadan kaynaklanan çevreyi koruma ödevimiz kapsamında savunmalarımızı yaptık, kararı bekliyoruzö dedi.
'YANLIŞTAN DÖNÜLMESİ LAZIM'
Levent köyü sakinlerinden Ramiz Demirci de kamu görevlilerinin taş ocağı açılmak istenen alanda bir inceleme yapmadan kararlar verdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Köyden geçmeden taş ocağı alanına ulaşılamaz. Köyün içinden geçmeleri gerekiyor. Köyde hiç kimse kamudan gelen bir insana rastlamamıştır. Zaten köylünün rehberliği olmadan oraya gelen memurların yolu bulması ve taş ocağı alanına gitmesi mümkün değil. Verdikleri bilgiler, tuttukları raporlar, onayladıkları şeyler maalesef üzülerek söylüyorum, bizim yetkililerimiz bu konuda gevşek davranmış ya da imza atan amirler yanlış bilgilendirilmesidir. Beni bu çok üzdü. Dolayısıyla bu yanlıştan dönülmesi lazım. Biz ümit ediyoruz ki mahkeme heyeti bu konuda çevre duyarlılığına göre, çevrenin ve çevrede yaşayanların hassasiyetlerini, anayasanın verdiği doğayı koruma görevini dikkate alarak yürütmeyi durdurma kararı verecektir. Bizler bu işi bırakmıyoruz, sonuna kadar gideceğiz. Süreç devam ediyor, biz mücadelemize devam edeceğiz, çevreyi yağmalatmayacağız, çevremize sahip çıkacağız, kamuoyunda ve yetkililerden destek bekliyoruz.ö
Birgöl Demirci ise, "Hiçbir şeye zarar verilmeyecek deniliyor, asla biz buna inanmıyoruz. Devletimin yanında olan bir vatandaş olarak gerçekten bunun burada sonlanmasını istiyorumö diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------
- Drone görüntüsü
- Bal ormanından detaylar
- Mahkeme önünden detaylar
- Röpler
- Detaylar
Boyut: 496 MB
Haber-Kamera: Arzu ERBAŞ-Mehmet Can PEÇE RİZE-DHA
========================
Yaban hayvanları, rehabilitazasyonun ardından doğal yaşama salınıyor
VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi'nde oluşturulan doğal yaşam alanında tedavi edilen yaban hayvanları, rehabilitazasyonun ardından doğal yaşama salınıyor. YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, yaban hayvanlar için doğal yaşam alanı oluşturduklarını anlatarak, tedavileri tamamlanan bazı yaban hayvanların kendiliğinden doğal alanlarına döndüklerini söyledi.
Van, Siit, Hakkari ve Bitlis'te yaralanan yaban hayvanları getirildikleri Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi'nde oluşturulan doğal yaşam alanında tedavi ediliyor. Tedavinin ardından da 54 dönümlük alanda rehabilitasyona alınıyor. Şu anda rehabilitasyon alanında bulunan ve her türlü bakımları yapılan 1 dağ keçişi, 1 kızıl akbaba, 1 kaya kartalı, 4 şahin ve 1 leylek de doğal yaşama gidecekleri günü bekliyor.
Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, yaban hayvanlarını yeniden doğaya kazandırmak için yoğun şekilde çalıştıklarını söyledi.
YYÜ yerleşkesinde bulunan 54 dönümlük alanın, yaban hayvanlarına tahsis edildiğini belirten Prof. Dr. Aslan, "Bu alanda yaban hayvanları hastanesi, hospitalizasyon bölgesi ve rehabilitasyonu için gerekli bütün bölümler oluşturuldu. Çeşitli sebeplerle doğal ortamında yaşamını sürdüremeyen yaban hayvanları bize getiriliyor. Bizler de bunları ilk etapta tedavi merkezimize alıyoruz. Muayenede yaban hayvanlarının rehabilitasyonunda bir problem varsa acil yardım yapılmakta, ardından da hospitalizasyon bölümünde misafir edilmekte" dedi.
Tedavileri tamamlanan hayvanların mevsimine göre doğal yaşama salıverildiğini kaydeden Prof. Dr. Aslan, "Hiç insan eli değmemiş hayvana yaban hayvanı denir. İnsan eli değdiği zaman yaban hayvanlığından çıkar. Dolayısıyla biz, yerleşkemizde minyatür bir yaban hayat oluşturduk. Halen mekrezimizde bulunan yaban hayvanları da kısa süre sonra doğaya bırakılacak. Tedavileri tamamlanan bazı hayvanları ise sağlıklarına kavuştuktan sonra kendiliğinden doğal yaşam alanlarına dönüyor" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------
-Yaban hayvanlardan genel ve detaylar
-Yaban hayvanları yakalamaya çalışan görevli
-Detaylar
-Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan ile röportaj
-Yaban hayvanlardan detaylar
Behçet DALMAZ/VAN, (DHA)-
=====================
Kapalı sarnıçtaki kedileri itfaiye kurtardı
Muğla'nın Bodrum ilçesinde bir okulun bahçesinde bulunan üstü kapalı su sarnıcının içinde mahsur kalan 3 yavru kedi, itfaiye ekiplerince kurtarıldı.
Kumbahçe Mahallesi'ndeki Hüseyin Turgut Karabağlı İlkokulu'nun bahçesinde bulunan üzeri tahta ile kapatılmış kurumuş su sarnıcının içinden gelen kedi sesi üzerine okul yönetimi, itfaiye ekiplerinden yardım istedi. Sarnıç kapağını kaldıraç makinesiyle açan Büyükşehir Belediyesi Bodrum İtfaiye Grup Amirliği ekibi, 3 yavru kediyi çıkardı. Ekipler, yavru kedileri kurtardıktan sonrada kuyu içinde biriken çöpleri de toplamayı ihmal etmedi. Öğrencilerin meraklı bakışları ve alkışları arasında kurtarılan kediler, talep üzerine okul idaresine teslim edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
- Vatandaş tarafından çekilen cep telefonu görüntüsü
Haber- Kamera: BODRUM (Muğla), (DHA)