HABER

DHA YURT BÜLTENİ-6

(ÖZEL) 7'NCİ KEZ TAŞINACAK YUSUFELİ SAKİNLERİNİN YENİ YER HEYECANI ARTVİN'de, 151 yıllık tarihinde 6 kez yeri değiştirilen ve baraj inşaatı nedeniyle 7'nci kez taşınmaya hazırlanan Yusufeli ilçesinde, yöre sakinleri, ilçenin yeni yerleşim bölgesi Yansıtıcılar mevkisini ziyaret etti.

(ÖZEL)
7'NCİ KEZ TAŞINACAK YUSUFELİ SAKİNLERİNİN YENİ YER HEYECANI

ARTVİN'de, 151 yıllık tarihinde 6 kez yeri değiştirilen ve baraj inşaatı nedeniyle 7'nci kez taşınmaya hazırlanan Yusufeli ilçesinde, yöre sakinleri, ilçenin yeni yerleşim bölgesi Yansıtıcılar mevkisini ziyaret etti. 69 yıldır yaşadıkları bölgeye vedaya hazırlanan Yusufeli sakinleri, Yansıtıcılar mevkisinde yükselen binaları ve iş yerlerini ilk kez gördü, cadde ve sokakları gezdi. Gezi sırasında kimileri heyecandan gözyaşlarını tutamadı, kimileri ise yeni yerleşim yerini cep telefonları ile görüntüledi.
Türkiye sınırları içerisinde 410 kilometrelik uzunluğa sahip, Kuzeydoğu Anadolu'nun en büyük nehirlerinden olan Artvin'deki Çoruh Nehri üzerinde, 26 Şubat 2013 tarihinde dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından temeli atılan Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin (HES) inşaatı sürüyor. 270 metre gövde yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek, dünyanın ise Çin'deki 292 ve Gürcistan'daki 272 metre yüksekliğindeki barajlardan sonra çift eğrilikli ince kemer baraj tipi kategorisinde 3'üncü en yüksek barajı olacak olan Yusufeli Barajı, ilçeyi sular altında bırakacak. İlçe merkezi ile 4 köyün sular altında kalacağı Yusufeli'nde yaklaşık 5 bin konut, 270 iş yeri ile 9 bin 430 dönüm tarım arazisi sulara gömülecek. 151 yıllık tarihinde 6 kez yerleşim yeri değiştirilen ve 7'nci kez taşınmaya hazırlanan Yusufeli'nde geri sayım başladı.
MEZARLAR TAŞINIYOR
1950 yılında son yerleşim yerinde kurulun Yusufeli ilçe merkezi, yaklaşık 12 kilometre uzaklıkta bulunan Yansıtıcılar mevkisindeki yeni yerleşim yerine taşınacak. Yeni yerleşim yeri için başlatılan altyapı çalışmalarında sona gelindi. Altyapı yatırımları ile 1638 konut inşaatının planlandığı Yansıtıcılar mevkisine mezarlar taşınmaya başladı. Yusufeli Belediyesi ekipleri, sular altında kalacak 7 toplu mezar yerinde bilirkişiler, muhtarlar ve belediye meclis üyelerinden oluşan komisyonlarla birlikte inceleme yaptı, taşınacak mezarları kayıt altına aldı. İlçe sakinlerinin talepleri ile tespit edilen yaklaşık 500 mezar, yeni yerleşim yerindeki toplu mezar alanına taşınıyor.
İLK KEZ GÖRDÜLER
Yusufeli için ayrılan yaklaşık 150 hektarlık yeni yerleşim alanına 334 konut inşa edilecek, 1600 yetişmiş ağaç, 16 bin çalı türü peyzaj bitkisi ekilecek. Bölgede, 100 dönümlük alan tarımsal alan olacak. Yansıtıcılar mevkisinde kurulan yeni yerleşim yerinde kamu binaları, ev ve iş yerleri ile yol, kaldırım ve parklar ortaya çıkmaya başladı. İlçenin 69 yıllık yerleşim yerine veda etmeye hazırlanan Yusufeli sakinleri için Yansıtıcılar mevkisine gezi düzenlendi. Burada yükselen binalar ve iş yerlerini ilk kez gören ilçe sakinleri, cadde ve sokakları gezdi. Geziye katılanlardan kimisi heyecandan gözyaşlarını tutamadı, kimisi de cep telefonlarıyla yeni Yusufeli'ni görüntüledi.
'BACA VAR MI, SOBA KURABİLECEK MİYİZ?'
İlçe sakinlerine yeni yerleşim yerini gezdiren Yusufeli Belediye Başkanı Eyüp Aytekin, uzun bir sürecin sonuna doğru gelindiğini belirterek, "Bugün, hiçbirimizin hayal etmediği bir yere geldik. Yeni yerleşim yerimiz inşa ediliyor. Toplamda 800 dönüme tekabül eden alanlarımız oluyor. Bu mevcut ilçemizin 2 katı büyüklüğünde. Bu alanlarda tarım faaliyetleri yapılarak gelir elde edilebilecek. Eski yerleşim yerinden daha verimli topraklara sahip oluyoruz. 10 farklı konut tipi inşa ediyoruz. '4+1', '3+1' ve '2+1' konutlar olacak. 3 metrekareden 8 metrekareye kadar balkonları olan evler olacak. Doğal gazımız olacak. Burada oturmak, yaşamak için bir tereddütünüz olmayacak" dedi.
Geziye katılanların sorularını da yanıtlayan Başkan Aytekin, 'Evlerde baca var mı, soba yakabilecek miyiz?' sorusuna "Evler doğal gazlı" cevabını verdi.
YUSUFELİ'NİN TAŞINMA SÜRECİ
Yusufeli bölgesi, Çoruh Nehri havzasında, batıda Bayburt, İspir, doğuda Oltu ve kuzeyde Artvin bölgeleri kültür çevresinde yer almaktadır. Nehir havzaları insanoğlunun ilk önce yerleşik hayata geçerek tarım toplumunu oluşturduğu yerlerdir. 1892 yılına kadar 3 kez yerleşim yeri değişen Yusufeli'nin eski adıyla Kiskim olan ilçe merkezi Öğdem'den Ersis'e taşındı. 29 Haziran 1926 tarihinde çıkarılan kanunla da kaza merkezi yeniden Ersis'ten Öğdem'e nakledildi. 1 Haziran 1933 tarihinde Artvin vilayeti lağvedilerek, merkezi Rize olan Çoruh vilayeti kuruldu. Artvin'in kaza olması ile Yusufeli kazası ve köyleri tekrar Erzurum vilayetine bağlandı. Çoruh vilayetinin merkezi, 4 Ocak 1936 tarihinde çıkarılan kanunla Rize'den Artvin'e nakledildi. Aynı kanunla Yusufeli, Erzurum vilayetinden alınarak, tekrar Çoruh vilayetine bağlandı. 17 Şubat 1956 tarihinde Çoruh vilayetinin ismi Artvin olarak değiştirildi. 18 Şubat 1950 tarih ve 5531 numaralı kanunla Yusufeli ilçe merkezi, Öğdem'den bugünkü merkezi olan Ahalt'a nakledildi.

YUSUFELİ BARAJI VE HES

Artvin'de, 270 metre gövde yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek, dünyanın ise Çin'deki 292 ve Gürcistan'daki 272 metre yüksekliğindeki barajlardan sonra çift eğrilikli ince kemer baraj tipi kategorisinde 3'üncü en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı'nda, 558 megavat kurulu güce sahip santral ile 650 bin nüfuslu bir şehrin elektrik ihtiyacı karşılanabilecek. Türkiye'nin kendi öz kaynakları ile tamamı Türk mühendisler tarafından inşa edilen baraj projesinde, yaklaşık 3 bin kişi vardiyalı 24 saat süreyle çalışıyor. Gövde yüksekliği 100 katlı bir gökdelene eş değer olacak Yusufeli Barajı'nda, Artvin'den Edirne'ye 13 metre platform genişliğinde beton yol veya 120 metrekarelik 60 bin konutun inşa edilebileceği 4 milyon metreküp beton kullanılacak. Gelecek yılın yarısından itibaren su tutulmaya başlanacak, 2020 yılında ise elektrik üretimine geçilecek. 2130 milyon metreküp su depolanacak ve 2,5 milyar liraya mal olması planlanan proje ile günlük 3 milyon lira elektrik enerjisi geliri elde edilecek.

Görüntü Dökümü
--------------------
Baraj gölü detayları
Yerleşim yerleri detayları
Vatandaşlarla röp.
Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu açıklaması
Detaylar

BOYUT: 641 MB
Haber-Kamera: Nusret DURUR ARTVİN-DHA

===================================================

KAYITLARA GEÇEN İLK 'BİTCOİN' CİNAYETİ SANIKLARINA CEZA YAĞDI

ANTALYA'da geçen yıl Şükrü Mert Ersoy'u (23) hesabındaki sanal para olan bitcoini almak için boğarak öldürdükleri suçlamasıyla yargılanan 5 sanık hakkında karar verildi. 'Türkiye'nin ilk bitcoin cinayeti' olarak kayıtlara geçen olayda tutuklu sanıklar Moray Akça, Mehmet Yeşilkaya, Fırat Burun ve Sergen Yasak'a ayrı ayrı 'kasten öldürme' suçundan ömür boyu ve 'gece vakti nitelikli yağma' suçundan 7 yıl 6 ay hapis; sanık Seydo Salacak'a da toplam 16 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Antalya'da annesiyle yaşayan Şükrü Mert Ersoy, Serik'e bağlı Kadriye Mahallesi'nde geçen yılın eylül ayında, otomobilinde boğularak öldürüldü. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, Ersoy'u öldürdüğü suçlamasıyla Moray Akça, Fırat Burun, Sergen Yasak, Seydo Salacak ve Mehmet Yeşilkaya'yı Serik ve kent merkezinde düzenlediği operasyonlarla yakaladı. Serik sulh ceza hakimliğine çıkarılan 5 kişi 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.
SANIKLAR SEGBİS İLE BAĞLANDI
Manavgat 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanıklar hakkında 'kasten öldürme' ve 'yağmaya teşebbüs' suçlamasıyla açılan davanın karar duruşması yapıldı. Duruşmaya Moray Akça, Fırat Burun, Sergen Yasak, Seydo Salacak ve Mehmet Yeşilkaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile tutuklu bulundukları Alanya Cezaevi'nden katılırken, öldürülen Şükrü Mert Ersoy'un babası Turgut Ersoy'la avukatlar ve sanık yakınları duruşma salonunda hazır bulundu.
SAVCI ESAS HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜNÜ AÇIKLADI
Duruşmada savcı esas hakkındaki görüşünde, sanıkların 14 Eylül 2017'de öldürülen Şükrü Mert Ersoy'u Kadriye Mahallesi'ne gelmeye ikna ettiklerini ve konuşma bahanesiyle maktulün otomobiliyle ıssız bir bölge olan olay yerine gittiklerini anlatarak, "Daha sonra olay yerine yakın bir noktaya Moray Akça ile Seydo Salacak'ın geldiği, bu sırada maktulü etkisiz hale getirmek için sanık Mehmet Yeşilkaya'nın Şükrü Mert Ersoy'un boynuna baskı uyguladığı, bu sırada Fırat Burun ve Sergen Yasak'ın darp ettiği, Şükrü Mert Ersoy'un kendinden geçmesi üzerine, gelişmeleri uzaktan izleyen Moray Akça ile Seydo Salacak'ın olay yerine geldiği, Şükrü Mert Ersoy'un hesabında bulunan parayı kendi hesabına aktarmak için önce cep telefonu ardından bilgisayarıyla denediği, başarılı olamadıkları, bulundukları yerin riskli olduğu gerekçesiyle Şükrü Mert Ersoy'un otomobiliyle başka bir yere gittikleri, burada da parayı almaya çalıştıkları, yine başarılı olamayınca yeniden ilk olay yerine gelerek maktulü bıraktıkları tespit edildi. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporda Şükrü Mert Ersoy'un ölüm sebebinin, 'boyna baskıya bağlı mekanin asfiksi' olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle sanıklar fikir ve eylem birliği içinde 'kasten öldürme' ve 'nitelikli yağma' suçunu işledikleri anlaşıldığından ayrı ayrı cezalandırılmaları talep olunur" ifadelerine yer verdi.

SANIKLAR BERAAT İSTEDİ

Duruşmada sanıkların avukatları savunmalarında, savcının esas hakkındaki görüşüne katılmadıklarını, yargılamanın 'kasten öldürme' değil, 'kastı aşan öldürme' suçundan yapılmasını, yeni bir adli tıp raporu alınmasını ve öldürülen Şükrü Mert Ersoy'a ait bilgisayarın yeniden bilirkişiye gönderilerek incelenmesini talep etti. Mahkeme heyeti avukatların taleplerini, yargılamaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetti. Son sözleri sorulan sanıklar ise yaşananlardan pişman olduklarını söyleyerek tahliyelerini ve haklarında beraat kararı verilmesini istedi.

MAHKEME CEZA YAĞDIRDI

Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Moray Akça, Fırat Burun, Sergen Yasak ve Mehmet Yeşilkaya'yı 'Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme' suçundan ayrı ayrı önce ağırlaştırılmış ömür boyu, 'birden fazla kişiyle gece vakti nitelikli yağma' suçundan da 12 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti gösterdikleri tutum ve davranışlar nedeniyle kasten öldürme suçundan verilen cezayı ömür boyu hapis cezasına, nitelikli yağma suçunun da ayrıca teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle cezayı 7 yıl 6 aya indirdi. Sanık Seydo Salacak'a ise 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası veren mahkeme heyeti, yaptığı yardım nedeniyle cezasını önce 15 yıla ardından sanığın duruşmalardaki tutum ve davranışları nedeniyle 12 yıl 6 aya indirdi. Sanık Seydo Salacak'a gece vakti nitelikli yağma suçundan ise 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

'BELKİ GİDENİ GERİ GETİRMEZ AMA'

Duruşmanın ardından açıklama yapan öldürülen Şükrü Mert Ersoy'un babası Turgut Ersoy'un avukatı Etem Erman Güneş, "17 ay süren hukuk mücadelemiz nihayet son buldu ve suçlular yerel mahkemece cezalandırıldı ancak istinaf ve Yargıtay süreçlerinin de takipçisi olacağız. Belki gideni geri getirmez ama bu karar bir nebze de olsa acılı ailenin yüreğine su serpti" dedi.

16 EYLÜL 2017 VE 10 MAYIS 2018 TARİHLİ ARŞİV KAYITLARI MEVCUT.

===================================================

'KUM MUCİT' AKLINA NE GELİRSE İCAT EDİYOR

DÜZCE’de, 'Kum Mucit' olarak tanınan 61 yaşındaki Hasan Kum, yaptığı birbirinden ilginç icatlarla ilgi çekiyor. Hasan Kum aklına geleni, ihtiyacını hissettiği birçok aracı icat ederken, 80'e yakın icadı bulunuyor.
Gölyaka Yeşilova Köyü’nde oturan ve evinin bahçesinde oluşturduğu atölyede icatlar yapan Hasan Kum, 24 yıldır her türlü malzemeden icatlar yaparak bunlara hem patent alıyor hem satılması için pazar oluşturmaya çalışıyor. Hasan Kum'un fındık toplama makinesi, fındık dal kesme, fındık kırma, kar küreme, çayır biçme, ısı tutucu, 4 çeker tarım aracı, rüzgar türbini, nohut sayma makinesi gibi 80'e yakın yaptığı icadı var. Mucit Hasan Kum, ilk yerli otomobil denemeleri yaptığını ifade ederek, "İlk yerli otomobilin ilk doğuşu diyebiliriz. Nasıl çıktı ortaya? Biz tarım aletleri yaptık. Tarım aletlerinde bir diferansiyel sistemi düşündüm, bu diferansiyel sistemi tarım aletlerini üst seviyeye çıkardı. Bunlarda kullandığım diferansiyel neden arabalarda olmasın dedim. Diferansiyeli tekerlerin arkasından aldım, bir kutu haline soktum. Kutu halindeki diferansiyeli arabaya monte ettim. İlk denemeyi yaptık ve sonuç aldık. Bizim 4 çeker dediğimiz arabalardan daha üstün bir araba ortaya çıktı. 4 çeker arabalarda çift diferansiyel vardır. Biz bu icatla çift diferansiyeli çöpe atmış olduk. Daha ucuz, daha kullanışlı ve tek diferansiyelle 4 çeker hale dönüştürdük." dedi.

"ISI TUTUCU YÜZDE 50 TASARRUF SAĞLIYOR"
İcat ettiği ısı tutucu soba borusu sayesinde ısıda yüzde 50 tasarruf sağladığını anlatan Kum, "Bacadan çıkan zehirli gazı tekrar yakıyor. Odun yandıktan sonra o acı gazı fırının içinden gitmiş oluyor. Yaptığım alet fırın görevi yapıyor. Isı çıkamıyor, ısı çıkamayınca yeni yanan odun yada kömürün dumanı tekrar ateşin içinden geçtiği için aşırı ısınmayla toz halinde tekrar yanıyor. Bu sayede de atmosfere yayılan sera gazı dediğimiz kötü gazlardan en azından yarısı kadarı tekrar yandığı için temizlenmiş oluyor." diye konuştu.

“İCATLARI OLMAYAN ÜLKELER İCATLARI OLAN ÜLKERE MAHKUM OLUYORö
Hasan Kum, 18 yıl yurt dışında yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönüş yaptığını ve icat yapmanın önemini anladığını belirterek, şöyle konuştu: "Ben 18 yıl yurt dışında kaldım. Oraya biz işçi olarak gittik. Meğer bizi oraya götüren bizim ülkemizde yerli icatlarımızın olmayışıymış. Biz onların icatlarının üretimhanesine gittik. Yani fabrikalarına gittik. Çalıştık, iş gördük, para gördük. Yani biz Türkiye’de 1 liraya çalışırken, oraya gittik 10 lira kazandık. Dünyada icatları olmayan ülkeler, icatları olan ülkelere mahkum oluyorlar. İcadı olan ülkeler ihracat yapıyor ama icadı olmayan ülkeler ihracat yapamadığı gibi halkına yeterli şekilde bakamıyor. O yüzden ben orada 18 yıl çalıştım ve ülkeme gideceğim, üreteceğim. Bende icat ediyorum. Benim ülkem artık gelişmiş ülkelere muhtaç olmasın dedim. Bu gayeyle geldim, 24 yıl oldu. Çok zorluk gördüm ama başardım. Şu anda ülkemizde 7 tane marka olacak ürün üretmekteyiz. Fındık toplama makinesi, dal kesme, fındık kırma, kar küreme, çayır biçme, ısı tutucu ve son olarak yerli araba. Yerli arabaya elimizi attık. İnşallah 1 yıl sonra bütçemizin el verdiği sürece tahminen 1 yıl sonra yerli arabayı ortaya çıkaracağızö

Görüntü Dökümü
---------------------
Hasan Kum’un ürettiği yerli otomobilden görüntü
Hasan Kum’un yerli otomobili anlatırken görüntüsü
Hasan Kum’un icat ettiği ısı tutucudan görüntü
Hasan Kum’un ısı tutucuyu anlatırken görüntüsü
Hasan Kum’un icatlarından genel görüntü
Hasan Kum ile röp ve detaylar
Dosya adı dzcmucit

Haber-Kamera: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA)

===========================================================

USLANMASI İÇİN GÖNDERİLDİĞİ TEKVANDODA DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU HEDEFLİYOR

AİLESİNİN evde ve okulda yaptığı yaramazlıktan dolayı uslanması için gönderdiği tekvandoda şampiyonluklar kazanan milli sporcu Emre Kutalmış (18), "İlk kez büyükler dünya şampiyonasına katılacağım. Kendimden yaşça büyük ve tecrübeli insanlarla dövüşeceğim. Fakat bu benim gözümü korkutmuyor. Dünya şampiyonasında altın madalya kazanmak istiyorum" dedi.
Milli tekvandocu Emre Kutalmış, yaramaz ve hiperaktif çocuk olmasından dolayı ailesinin kendisini 4 yaşında spora başlattığını anlattı. Başarıyla dolu 14 yılda tekvandoda Avrupa ve dünya şampiyonluğu elde eden Emre Kutalmış, mayıs ayında İngiltere'de düzenlenecek Dünya Şampiyonası hazırlıklarına devam ediyor. Antalya kampında Tekvando Milli Takımlar Teknik Direktörü Ali Şahin gözetiminde antrenman yapan Emre Kutalmış, uluslararası müsabakalarda Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmek istediğini söyledi.
Tekvandoya başlama hikayesini anlatan milli sporcu Emre Kutalmış, şöyle konuştu:
"Tekvandoya 4 yaşında başladım. Almanya'da yaşıyorduk. Ağabeyimle hiperaktif, şımarık, yaramaz, rahat durmayan çocukmuşuz. Evde sürekli kavga, gürültü. Bir nevi evde tekvando yapıyormuşuz. Ailem, ağabeyimi öğretmenlerinin tavsiyesiyle spora başlattı. Ben de ağabeyimi kıskanarak tekvandoya başladım. 14 yıldır tekvando yapıyorum. Bu süreçte gençler dünya ve Avrupa şampiyonluğu kazandım. Ümitlerde de Avrupa şampiyonluğu kazandım, Akdeniz Oyunları'nda üçüncülük elde ettim."
Dünya şampiyonasına katılmayı hedeflediğini vurgulayan Emre Kutalmış, "Ülkemi en iyi şekilde temsil etmek ve dünya şampiyonluğunu kazanmak istiyorum. İlk kez büyükler dünya şampiyonasına katılacağım. Kendimden yaşça büyük ve tecrübeli insanlarla dövüşeceğim. Fakat bu benim gözümü korkutmuyor. Biz de çok güzel çalışıyoruz. Dünya şampiyonasında final oynamayı hedefliyorum. Altın madalya kazanmak istiyorum. En büyük hedefim 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda ülkemi en iyi şekilde temsil etmek. Bu benim için en büyük onur" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------
- Sporcudan detay görüntüler
- Sporcu antrenman yaparken görüntü
- Sporcuyla röportaj

347 MB /// 02.56
Haber: Tolga YILDIRIM- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA, (DHA)

======================================================
Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya), (DHA)-

En Çok Aranan Haberler