HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ-6

1)SİNOP'TAKİ YANGIN FACİASINDA GENÇ KADIN, 'YANIYORUZ, KURTARIN' DİYEREK YARDIM İSTEMİŞ SİNOP'un Türkeli ilçesinde, tek katlı ahşap evlerinde çıkan yangında 4 yaşındaki oğlu ve eşinin anneannesi ile birlikte yaşamını yitiren Gülten Özkaya'nın(25), yakınlarını telefonla arayıp, "Biz yanıyoruz, kurtarın" diyerek, yardım istediği ortaya çıktı.

1)SİNOP'TAKİ YANGIN FACİASINDA GENÇ KADIN, 'YANIYORUZ, KURTARIN' DİYEREK YARDIM İSTEMİŞ

SİNOP'un Türkeli ilçesinde, tek katlı ahşap evlerinde çıkan yangında 4 yaşındaki oğlu ve eşinin anneannesi ile birlikte yaşamını yitiren Gülten Özkaya'nın(25), yakınlarını telefonla arayıp, "Biz yanıyoruz, kurtarın" diyerek, yardım istediği ortaya çıktı.
Yangın, dün saat 15.30 sıralarında Türkeli ilçesi Yazıcı köyünde Erdal Özkaya'ya ait altında ahır olan tek katlı ahşap evde çıktı. Evden yükselen alevleri gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Türkeli Belediyesi'ne bağlı itfaiye ekiplerinin müdahalesine rağmen ev tamamen yandı. Sogutma çalışmalarının ardından enkazda inceleme yapan ekipler, Gülten Özkaya ile oğlu Ramazan ve eşinin anneannesi Hanife Özcan'ın (98) yanmış haldeki cansız bedenlerini buldu.
'BİZ YANIYORUZ, KURTARIN'
Ahırdaki 5 hayvanın da telef olduğu yangınla ilgili jandarma tarafından başlatılan soruşturma sürerken, Gülten Özkaya'nın, alevlerin sardığı evden çıkamayacaklarını anlayınca yakınlarını telefonla arayarak, "Biz yanıyoruz, kurtarın" dediği ortaya çıktı.
Ancak yardım için koşan aile yakınları ve köylü, alevlere müdahale edemedi.
Yazıcı Köyü Muhtarı Cevdet Yıldız, "Bir arkadaş yangını görmüş. Telefonla arayarak, 'köyün üst tarafında ev yanıyor' dedi. Hemen itfaiyeyi aradım. Biz de koşarak gittik. Geldiğimizde evden duman ve alevler yükseliyordu. Eve yaklaşamadık. Müdahale etmek istedik ama edemedik. İtfaiye geldi. Allah kimseye böyle bir olay bir daha göstermesin. Evdeki gelin amcasını arayıp, 'Biz yanıyoruz, bizi kurtarın' demiş. Amcası da 'atla yavrum dışarı' demiş. O anda dumanlar basmış evi bir daha haber alınamamış. Her taraf, 20 dakikada kül oldu. Yangın söndürme bir saat sürdü. İtfaiyeler geldi ama yetersiz kaldı. Yeterli suyu olsaydı kurtarma şansı belki olurdu" dedi.
CAMİDEN ANONS YAPILDI
Yazıcı köyü camisi imamı Ahmet Ulaş da köy sakinlerinin yardım etmesi için cami hoparlörlerinden anons yaptığını belirterek, "Yangın sırasında muhtarın babası aradı, 'Hocam, mahallede ev yanıyor, anons ver, yardım için' dedi. Anonsu verdim ve köylülerle beraber koşarak, geldik. Alevler evi tamamen sarmıştı. Ev ahşap olduğu için tamamen yanıyordu. Kimsenin müdahale etme şansı yoktu. İçeride yaşlı teyzemizin olduğundan emindik ama diğerlerinin evde olduğundan emin değildik. 'Yoklardır' diyerek teselli bulmaya çalıştık. Maalesef, yavrumuz ve annesinin cenazelerine ulaşıldı. Çok üzüldük" diye konuştu.

Esra AKSU/TÜRKELİ (Sinop), (DHA)-

=============================================

2)İZMİR'DE 23 ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI COŞKUSU

İZMİR'de, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 99'uncu yıl dönümü, coşkuyla kutlandı. Kendilerine armağan edilen günün coşkusunu yaşayan öğrenciler, şiirler okudu, gösterilerini sundu. 1928 öğrencinin alanda Atatürk silüeti oluşturması büyük alkış aldı.
İzmir'deki Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları Alsancak Cumhuriyet Myedanı Atatürk Anıtı'na saat 09.30'da, İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi'nin çelenk bırakmasıyla başladı. Aynı yerde devam eden törene İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Tunç Soyer, halkı selamlayarak katıldı. Kutlamalarda çeşitli kamu kurum yöneticileri de öğrencileri yalnız bırakmadı. Bu arada tören alanına makam aracı yerine bisikletle gelen Tunç Soyer'e kızı Duygu Soyer, eşlik etti.
'BAYRAM OLARAK ÇOCUKLARA ARMAĞAN EDİLMESİ ASLA BİR TESADÜF DEĞİL'
İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, bu bayramın Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmesinin tesadüf olmadığını vurgulayarak, şöyle dedi.
"Aziz milletimizin tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 99'uncu yılına vasıl olmanın gururunu, coşkusunu ve heyecanını paylaşıyoruz. İstiklali genlerine kodlamış aziz milletimiz, birlik, bütünlük ve dirlik içinde kenetlenerek, kendisine pranga vurmak isteyenlere İstiklal Harbi ile en ağır karşılığı vererek bu toprakları vatan kılmıştır. Ulusumuzun milli egemenlik ile taçlandırdığı bu eşsiz zaferi Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bayram olarak çocuklara armağan edilmesi asla bir tesadüf değildir. Geleceğin teminatı olan çocuklarımıza duyulan sevgi ve güvenin bir ifadesidir. Milli egemenlik mücadelemizin de dönüm noktası olan bu tarih, dünyada çocuklara armağan edilen ilk ve tek bayram olarak da eşsizdir. Milletimizin duası, kuvvet kaynağı, sınırsız hayali olan çocuklarımız istikbalimizin en güçlü teminatıdır. Yarına bakan yüzümüz, aydınlık geleceğimizdir. Mazimizde gelen derinliğimizle bu coğrafyaya aidiyetimizi baki kılacak olan evlatlarımız, şanlı bayrağımızı ebediyetin göğünde dalgalandıracaktır. Milli ve manevi değerlerimizin aydınlığında, dünyada ses getirecek başarılara imza atarken hem ülkemize hem de dünyaya değer katacaklar. Ülkemizi muasır medeniyetler içinde en üst seviyeye taşıma hedefimize ısrarla yürürken, bilimde, sanatta, sporda dünyayla yarışan, her alanda çığır açan bir nesil yetişecek."
Ömer Yahşi, iyi insan olmanın önemine de vurgu yaparak "Umuttur çocuk olmak, gönülden vermektir karşılıksız. Hiç tükenmeyen bir merakla ve hayretle dünyayı her gün yeniden keşfetmektir. Gelecek planlarımızın başköşesinde olan evlatlarımıza 'İyi insan' olmanın ve bu yöndeki gayretlerin insana nasıl değer kattığını benimsetmemiz çok önemli" diye konuştu.
'SİZLERİN HAYALLERİ BU ÜLKEYİ YILDIZLARA TAŞIYACAK'
Yahşi, öğretmenlerine yönelik sürdürdüğü konşumasında şöyle dedi:
"Evlatlarımıza ufkun ötesini hayal ettiren, kıymetli meslektaşlarım. Çocuklarımıza mazilerinden güç ve ilham almayı, bu topraklara aidiyeti, iyiliği, merhameti, adaleti kalplerine bir nakış gibi işleyeceksiniz. Onlara rüyalarının peşinden gitme cesaretini ve kararlılığını da aşılayacaksınız. Medeniyet kurucu bir nesil yetiştirmek üzere çıktığımız bu yolculukta evlatlarımız, sizlerin rehberliğinde dünya tarihinde iz bırakan işlere imza atacaklar. Ruhunu uyandırabildiğimiz her çocuk, insanlık için bir rüyayı gerçeğe dönüştürecek. Gözümüzün bebeği sevgili çocuklar, sizler bu ülkenin yarını, umudu en güzel rüyası, en büyük zenginliğisiniz. Aklınıza, fikrinize, yüreğinize güveniyoruz. Bu toprakların dünyaya ilham veren maddi ve manevi hazinesine sahip çıkacak, nesiller ötesine taşıyacak olan sizlersiniz. Sizlerin inancı ve azmi bu vatanı şahlandıracaktır. Sizlerin hayalleri bu ülkeyi yıldızlara taşıyacak. Sizlerin pırıl pırıl yüzlerinde yarının aydınlık Türkiye'sini görüyorum."

ATATÜRK SİLÜETİ BÜYÜK ALKIŞ ALDI
Zeyni Hanım Ortaokulu'ndan bedensel engelli Hiranur Aydınar ve Cemil Meriç Ortaokulu'ndan Berke Deniz Bozbalak, günün anlam ve önemine vurgulayan şiir okudu. Kentteki çeşitli okullardan yaklaşık 3 bin öğrenci, 60 öğretmenlerinin eşliğinde, 'Neşeli çocuklar", 'Hür doğum', '7'den 70 gençlik', 'Bir efsanedir Anadolu" ve 'Türkiyem' gösterilerini sundu. Gösteriler, protokol üyelerinin yanı sıra alanı alanı dolduran İzmirliler tarafından da büyük ilgiyle izlendi. Gösteriler sırasında çalınan hareketli şarkılar, protokol ve seyirci sırasında oturanları da eğlendirdi. Gösteriler bin 928 öğrencinin alanda, Atatürk silüeti ve ay yıldız oluşturmasıyla sona erdi.

Görüntü Dökümü
------------------------
-Gösterilerden görüntü.
- Konuşmadan görüntü.
- Öğrencilerin görüntüsü.
- Katılanların görüntüsü.

Taylan YILDIRIM- Davut CAN - Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)

================================================

3)23 NİSAN BAŞKANI BERRAK ESBA'DAN ÇEVRE DESTEĞİ

Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA) - ANTALYA'da, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Muhittin Böcek'in koltuğunu devrettiği Berrak Esba (10), park ve bahçelerin yanı sıra geri dönüşüm kutularının sayısını artıracaklarını söyledi.Antalya'da, 23 Nisan'ın Büyükşehir Belediye Başkanı, Hüseyin Ak İlkokulu 4'üncü sınıf öğrencisi Berrak Esba oldu. Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne öğretmen babası Hasan Ufuk Esba, öğretmen annesi Kudret Esba ve Hüseyin Ak İlkokulu Müdürü Muhammed Çayır ile birlikte gelen Berrak'ı, Başkan Muhittin Böcek makamında karşıladı.
Başkan Böcek'e çiçek takdim eden Berrak Esba, daha sona makama geçerek başkan koltuğuna oturdu. Konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk'ün “Küçük hanımlar, küçük beyler sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ikbal ışığısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizlersiniz" sözüyle başlayan Berrak Esba, TBMM'nin açılış günü olan 23 Nisan'ı çocuklara bayram olarak sunan bir milletin evladı olmaktan gurur duyduğunu söyledi.
Başkan Muhittin Böcek de günün önemine değinen bir konuşma yaptıktan sonra, çocuk başkana “Bugün tüm daire başkanları ve müdürler sizin emrinizde. Bir talimatınız varsa kendilerine söyleyebilirsiniz. Başarılar diliyorum" dedi.
PARK VE BAHÇE İLE GERİ DÖNÜŞÜM İSTEĞİ
Çalan makam telefonuna bakan Berrak Esba, 23 Nisan dolayısıyla Antalya Valisi Münir Karaloğlu'nun koltuğuna oturan Hanım Ömer Çağıran İlkokulu 4'üncü sınıf öğrencisi İlayda Oya Bodur (11) ile bir süre görüştü. Çocuk vali Bodur'un kendisinden park ve bahçeler ile geri dönüşüm kutularının sayısının artırılması yönünde talepte bulunduğunu ifade eden Esba, “Elimizden gelen tüm desteği sunmaya söz veriyorum. Gereken neyse yapacağız" diye konuştu.
Diğer yandan çocuk başkan Berrak Esba'nın anne ve babasının nikahını, Muhittin Böcek'in Konyaaltı Belediye Başkanı olduğu dönemde kıydığı öğrenildi. Başkan Böcek, Berrak Esba ve ailesine çeşitli hediyeler verdi.

Görüntü Dökümü
------------------------
Belediye Başkanı Muhittin Böcek yeni başkanı karşılarken görüntüsü
Çocuk başkan Berrak Esba makamda görüntüsü
Başkan Berrak Esba'nın konuşması
Başkan Muhittin Böcek'in konuşması
Başkan Berrak Esba Vali ile telefon görüşmesi yapması
Toplu resim çekimi
511 MB -- 04.37 /// HD

Haber: Alparslan ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)

===============================================
(ÖZEL)
4)MARDİN'İN BAKIMSIZ TARİHİ YAPILARI YAĞMURLA YIKILDI

MARDİN'de bu yıl mevsim normallerinin üzerinde yağmur yağması sel baskınlarının yanında tarihi evlere de zarar verdi. Birçok tarihi taş bina bakımsızlığın da etkisiyle yıkıldı. UNESCO'ya aday tarihi kentteki birçok sokak, taş yığınlarından dolayı ulaşıma kapandı. Mardin Değerlerini Koruma Derneği Başkanı Beşir Güneş, Mardin'in büyük değerlerinden olan tarihi evlerin bir bir yıkılmasına yetkililerden çözüm bulunmasını istedi. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan tarihi geçmişi 5 bine yıla dayanan Mardin’deki taş yapılı tarihi evlerin tek tek yıkılmaya başlaması Mardinlileri endişelendiriyor. Tarihi, mimari ve kültürel yapısıyla 1983 yılından beri UNESCO'nun geçici listesinde yer alan Mardin’de yıkılan evlere kimsenin sahip çıkmaması tepkilere neden oluyor.
Son günlerde mevsim normallerinin üstünde yağış alan ve sahipleri tarafından terk edilen Mardin’deki birçok tarihi ev bakımsızlıktan yıkılmaya başladı. Özellikle Gül, Diyarbakırkapı, Şehidiye ve Teker mahallelerindeki tarihi evlerin bir yıkılması mahalle sakinlerini korkutuyor. Yıkılan evlerin kapattığı sokaklar ise taş ve moloz yığınları ile dolup taşıyor. Sit alanı olarak ilan edilen tarihi Mardin’de birçok vatandaş, imkanların daha iyi olmasından dolayı apartman dairelerine taşınırken, boşalan tarihi evler, bakımsız kaldıkları için kış mevsimindeki yoğun yağışların da etkisiyle yıkılmaya başladı.
TARİHİ DOKU ZARAR GÖRÜYOR
Mardin’de 200’e yakın evin risk oluşturduğunu belirten ve 50'ye yakın evin duvarlarının yıkıldığı anlatan Mardin Mimarlar Odası Başkanı Önder Duyan, UNESCO'nun Kültürel Mirasını Koruma Listesi'ne girmeye hazırlanan Mardin’de yüzlerce yıllık tarihi binaların bakımsızlıktan yıkılmasının bir tarih ve kültür şehrine yakışmadığını söyledi. Daha refah ve rahat bir yaşam için vatandaşların boşalttığı veya miras yüzünden birbirleri ile anlaşamadıkları için onarım yapmadıkları evlerin son yağışlarla birlikte yıkıldığını ifade eden Duyan, "Tespitlerimize göre Mardin’in gerçek anlamda tarihi mirası konumunda olan 200’e yakın ev için tehlike altında. Bunların tamamı bakıma muhtaç evler. Birçok ev bakımsızlıktan yıkılmış durumda. Bu da diğer tarihi evleri olumsuz etkiliyor. Çünkü evler birbirine bitişik. Bundan dolayı yıkılan evler diğer evleri de etkiliyor. Kurumların acil eylem planını harekete geçirilmesi gerekir. Aksi tekdirde kısa bir süre içinde taş evlerimiz bir bir tarihe karışacak" dedi.
'TAŞI TOPRAĞI ALTIN OLAN EVLER BİRBİR YIKILIYOR'
Mardin Değerlerini Koruma Derneği Başkanı Beşir Güneş ise kentin en büyük değeri olan tarihi evlerin yıkılmasına yetkililerden çözüm bulunmasını istedi. Son günlerde yağan yağmura dikkat çeken Güneş şunları söyledi:
"Meteoroloji yetkililerden aldığımız verilere göre Mardin, son 50 yılın en yoğun yağını alıyor. Bu da hem Mezopotamya Ovası için hem de su kaynakları için bir bereket. Ama maalesef ki böyle bir nimetin tabi bazı külfetleri de oluyor. Yaptığımız incelemelere göre onlarca ev yağışlardan dolayı zarar görüş bazıları da neredeyse enkaz haline gelmiş. Tabi bu da bizi üzen bir durumdur. Hani taşı toprağı altın bir Mardin diyoruz ama bu şekilde bakımsızlıktan dolayı bu evlerin yıkılması bizi gerçekten derinden üzüyor. Bunlar ya alt yapı çalışmasında izolasyon yetersizliğinden dolayı sızan sular, ya da düzenli bakım yapılmamasından yıkılıyor. Taş binaların kendine has bir harcı var. Binaya beton bulaştırdığınız takdirde taşlarda oynama ve bozulma oluşuyor. Mardin genelinde birçok tarihi boş bina bulunuyor, bunların acil olarak bakıma alınması gerekiyor. Aksi takdirde belki de bu sit alanındaki yüzlerce yıllık tarihi evler, bir süre sonra harabe evler olarak karşımıza çıkar."

TARİHİ EVLERE DE AYNI HİZMET İSTİYORLAR

Mahalle sakinleri de son yıllarda beton binalara taşınan vatandaşların terk ettiği eski evlerin bakımsızlıktan ve aşırı yağışlardan dolayı yıkılmaya yüz tutması ile büyük bir korku ve tedirginlik yaşadıklarını söyledi.

Gül Mahallesinde ikamet eden Serdar Özsüer, evine gidecek sokağın taş molozları ile kapandığı için evine gitmekte bile zorluk yaşadığını söyledi. Mardin’in kalenin eteğinde kurulduğu için ulaşım sıkıntısı yaşadıklarını ve hizmetin dar ve merdivenli sokaklara gidememesinden şikayetçi olan Özsüer, mahalleye hizmetlerin tam ve eksiksiz gelmesi halinde tersine göçün yaşanacağını belirterek yetkililerden sit alanı ilan edilen bölgeye de doğalgazın getirilmesini istedi.

Görüntü Dökümü
---------
- Tarihi Mardin’den görüntü
- Yıkılan evler
- Yıkılan işyerleri
- Kapanan sokaklar
- Sokaklardaki evcil hayvanlar, çocuklar ve vatandaşlar
- Vatandaşların tepkisi
- Evlerin görüntüsü,
- Sokaklardan görüntü
- Kapılarına kilit vurulmuş, duvarla örülmüş evler
- Kapalı durumdaki kepenkler
- Röportajlar
- Genel ve Detay Görüntüler
Haber Kamera: Nezir GÜNEŞ/ MARDİN (DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 1 GB

================================================

5)23 NİSAN HEDİYESİ OLARAK ALS HASTASI DEDESİNE AKÜLÜ SANDALYE İSTEDİ

DİYARBAKIR'da 10 yaşındaki Edanur Börkün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda hediye olarak, 3 yıl önce ALS hastalığına yakalanan dedesi Ömer Börkün (54) ile daha çok vakit geçirmek için akülü sandalye istedi. Hafta sonları dedesiyle kalan Edanur, dedesini çok sevdiğini, 23 Nisan kutlamalarında yanında göremediği için üzüntülü olduğunu söyledi.
Diyarbakır'da 3 yıl önce Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) hastalığına yakalanan 4 çocuk babası Ömer Börkün, yatağa bağlı olarak yaşamını sürdürüyor. Elektrik kesintileri, ilaç ve tıbbi malzeme temini konusunda sıkıntılar yaşadığını belirten Ömer Börkün'ün eşi Gülseren Börkün, makinelere bağlı yaşayan eşi için yardım istiyor.
Börkün'ün torunu Edanur ise 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda hediye olarak dedesi için akülü sandalye istedi. Hasta dedesi ile daha çok vakit geçirmek için akülü sandalye isteğinin olduğunu anlatan Edanur Börkür, Türkiye Büyük Millet Meclisi eski Başkanı Binali Yıldırım'a da çağrı da bulunarak, şunları söyledi:

"5'inci sınıfa gidiyorum. Dedem ALS hastası olduğu için solunum cihazına bağlı. Cihazlara bağlı olduğu için dedemi rahat kaldırıp koyamıyoruz, bir yere götüremiyoruz. Dedemle eskisi kadar vakit geçiremiyorum. 23 Nisan için devlet büyüklerimden ve Binali amcadan bir ricam olacak. İnşallah ricamı kabul ederler. Dedem ve beni de çok mutlu ederler. Dedeme için bir akülü araba istiyorum. 23 Nisan etkinliklerine dedemin de gelmesini çok isterdim. Çünkü ben dedemi çok seviyorum. Dedem de beni çok seviyor. Hafta sonları hep dedemlerde kalıyorum."

TORUNLARI, DEDESİ İÇİN MORAL KAYNAĞI

Torunlarının dedesi için büyük moral kaynağı olduğunu belirten Ömer Börkün'ün eşi Gülseren Böçkün, eşinin sesleri duyduğunu, anladığını ve yanıt verdiğini söyledi. Börkün, "Eşime Ankara'da ALS teşhisi koyuldu. Eşim önceleri yürüyordu ancak yürümesinde aksamalar vardı. İlerde cihaza bağlanacağını söylediler. Sonra Diyarbakır'a geldik. Tedaviye başladık. Bu hastalığın çaresi yok dediler. Sonra İzmir'e götürdüm. O zaman daha kötüydü, yürüyemez haldeydi. İzmir'deki doktorlar da 'ALS' dediler. Diyarbakır'a geldikten 15 gün kadar sonra eşim nefes alma güçlüğü yaşadı. Hastaneye kaldırdık, yoğun bakıma alındı. Ciğeri çalışmadığı ve nefes alamadığı için boğazından makineye bağlayacaklarını söylediler. 'Artık ümit yok' dediler. 25 gün yoğun bakım ünitesinde kaldıktan sonra eve geldik. Torunları ona moral kaynağı oldu. Doktorların belirttiği kadar kötüye gitmedi. Şu anda tek başıma mücadele ediyorum" diye konuştu.

'ELEKTRİK GİTTİĞİ ZAMAN SIKINTI YAŞIYORUZ'

Elektronik cihazlara bağlı olduğu için, elektrik kesintilerinde sorunlar yaşadıklarını anlatan Börkün, "Geçen gün yere düştüğünde komşularım yardım etti. Bu hastalar için devlet bir hastane açması gerekiyor. Evde bakımları zor oluyor. Cihazdan pek anlamıyorum. Elektrik kesintisi olduğunda oksijen makinesi çalışmıyor. Diğer cihazın da 5 saatlik şarjı var, 5 saate kadar elektrik gelmese sıkıntı oluyor. Eşimi tek başıma hastaneye de kaldıramıyorum. 7'nci katta oturuyoruz. Elektrik olmadığı zaman makineyi kapatıyorum, jeneratör de yok" dedi.

ALS HASTALIĞI NEDİR?

Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS), aynı zamanda motor nöron hastalığı olarak da anılan, merkezi sinir sisteminde, omurilik ve beyin sapı adı verilen bölgede motor sinir hücrelerinin (nöronlar) kaybından ileri gelen bir hastalıktır. Bu hücrelerin kaybı kaslarda güçsüzlük ve erimeye yol açar. Ayrıca erken ya da geç hareketin birinci nöronu da hastalanır. Zihinsel fonksiyonlar ve bellek ise bozulmaz.

Görüntü Dökümü
------------
- ALS hastası Ömer Börkün'den detaylar
- Torunu Edanur Börkün'ün Ömer Börkün ile ilgilenmesi
- Edanur Börkün'ün röportajı
- Eşi Gülseren Börkün'den detaylar
- Gülseren Börkün'ün röprotajı
- Ömer Börkün'ün bağlı olduğu cihazlar
- Gülseren Börkün'ün hasta eşine aspire yapması
- Muhabir anonsu
- Genel ve detay görüntüler
Haber-kamera: Emrah KIZIL-Mesut BUDRAÇ/DİYARBAKIR,(DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 638

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler