HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ -9

  Bakan Albayrak: Konkordato süreci bankaların kredi yapılandırma çalışmaları sayesinde tersine döndü Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak pozitif performansın göstergesini konkordatolarda ve yapılandırmalarda gördüklerini belirterek, "Son birkaç ayda yakaladığımız bu pozitif performansın bir göstergesini de konkordatolarda ve yapılandırmalarda görüyoruz.

Bakan Albayrak: Konkordato süreci bankaların kredi yapılandırma çalışmaları sayesinde tersine döndü

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak pozitif performansın göstergesini konkordatolarda ve yapılandırmalarda gördüklerini belirterek, "Son birkaç ayda yakaladığımız bu pozitif performansın bir göstergesini de konkordatolarda ve yapılandırmalarda görüyoruz. Şirketlerin iflastan kaçınmak ve borçlarını ödeyebilmek üzere başlattığı konkordato süreci, bankaların kredi yapılandırma çalışmaları sayesinde tersine döndü ve konkordatoda da dengelenme süreci başladı" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Kocaeli Ticaret Odası'nda 'İş Dünyası ile Buluşma' toplantısına katıldı. Bakan Albayrak toplantıda yaptığı konuşmada, "Küresel açıdan belirsizliklerin ve zorlukların çok arttığı bir dönemde göreve geldik. Küresel korumacılığın, ticaret savaşlarının açık açık gerçekleştirilmesinin, Avrupa ekonomisinin önemli bir yavaşlamaya girmesinin yanında ülkemiz ekonomisinin doğrudan hedef alındığı günleri beraber yaşadık. Ama hiçbir zaman endişe etmedik, korkmadık. Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler için global koşullardaki olumsuzlukların risk teşkil edebileceği gibi, fırsatlar sunabileceğine de inandık. Şüphesiz bu fırsatların başında, ekonomimizin eksiklerini tespit ederek, tüm süreçlere hazırlıklı olmamızı sağlayacak güçlü altyapıyı kurgulamamız gelmektedir. Ağustos ayında ülkemizi hedef alan spekülatif finansal saldırılar ve küresel piyasalardaki dalgalanma ile birlikte de, çok detaylı bir yol haritası olan Yeni Ekonomi Programını (YEP) devreye aldık. Yeni Ekonomik Program öngörüldüğü şekilde sürdürülmekte, koşullara göre esneklik sağlansa da programımızın temel ilkelerinden, finansal disiplinden, dengelenme sürecinden asla vazgeçilmemektedir." dedi.
Bakan Albayrak yılın ilk iki ayında ihracatın yüzde 5 oranında arttığını, ithalatın ise yüzde 22,2 oranında gerilediğini belirterek, "Ekonomimiz, programda belirtildiği üzere dengelenme sürecine girmiş olup, büyüme ve istihdam bir dönem potansiyelinin altında seyredecek, ancak ekonomimizdeki kırılganlıkların iyileştirilmesiyle yeniden potansiyel değerlerine ulaşacaktır. YEP'te öngördüğümüz dış dengelenme süreci çerçevesinde şimdiden önemli mesafe aldık. Mayıs ayında 58,1 milyar dolarla zirve yapan yıllık cari işlemler açığı, 2018 yılsonu itibarıyla 27,6 milyar dolar seviyesine geriledi. Dış dengelenme sürecinin 2019 yılında da hız kesmeden devam ettiği Ocak ve Şubat ayına ilişkin dış ticaret verilerinden de görülmektedir. Nitekim, yılın bu ilk iki ayına ait geçici dış ticaret verilerine baktığımızda ihracatın yüzde 5 oranında arttığını, ithalatın ise yüzde 22,2 oranında gerilediğini görmekteyiz." diye konuştu.
'ENFLASYONU YÜZDE 20'NİN ALTINA DÜŞÜRDÜK'
Yıllık enflasyonu 6 ayın en düşük seviyesine düşürdüklerini söyleyen Bakan Albayrak, "Son dönemde ekonomimizde yaşadığımız dengelenme sürecinin önemli bir ayağı da iç dengelenmede, yani enflasyon oranında kaydedilen başarıdır. Bilindiği üzere özellikle finansal piyasalarımızda yaşanan spekülatif sürecin etkisi ile bozulan fiyatlama davranışlarının neticesinde enflasyonun yıllık artışı 2018 yılı Ekim ayında yüzde 25,2 seviyesine ulaşmıştı. Ancak, söz konusu dönemde devreye aldığımız Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı, atılan adımlar ve tanzim satış noktalarının başarısı ile yıllık enflasyonu 6 ayın en düşük seviyesine yüzde 20'nin altına düşürdük. Mevsim etkisine rağmen, gıda fiyatlarında ortaya çıkan tablo tanzim satışları ile birlikte marketlerde sağlanan normalleşmenin göstergesidir. Atılan tüm adımların etkisiyle Şubat ayında aylık enflasyonun beklentilerin altında yüzde 0,16 oranında arttığını, yıllık enflasyonun ise yüzde 19,67 seviyesine gerilediğini gördük. Özellikle yüzde 18,12'ye gerileyen çekirdek enflasyon ve ÜFE'deki düşüş, enflasyonda vurguladığımız düşüş trendinin, tüm paydaşlarca da kabul edilmesini sağlamıştır. İkinci çeyrekten itibaren çok önemli bir yapısal dönüşüm sürecini başlatacağız. Mevsimsel etkilerin ortadan kalkması ve başta gıda fiyatlarına yönelik olmak üzere alacağımız yapısal tedbirler sayesinde yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonda olumlu gelişmelerin olacağını ve 2019 yılında enflasyon oranının YEP'te öngörülen seviyesinin de altında kalacağını göreceğiz." dedi.
'BUGÜNDEN ÇOK AMA ÇOK DAHA GÜÇLÜ SÜREÇLERE İLERLEYECEĞİZ'
Bankaların yapılandırma çalışmalarıyla konkordatoda dengelenme süreci başladığını ifade eden Bakan Albayrak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ekonomimizin altyapısını güçlendirmek, Ağustos ayında yaşanan süreçlerin etkisini ortadan kaldırmak, piyasalarımızı rahatlatmak için verdiğimiz mücadelenin en yakın şahidi siz sanayicilerimiz ve iş insanlarımızsınız. Kocaeli bizim mücadelemizi en yakından izleyen illerimizin başında geliyor. İş dünyamızın, likiditeye kolay ve düşük maliyetle erişimi için attığımız adımları görüyorsunuz. Ocak ayında KOBİ'lerimiz için devreye aldığımız 20 milyar TL'lik Hazine destekli paketin ardından, geçtiğimiz hafta da ikinci bir paketi devreye aldık. 25 milyar TL'lik Hazine garantili bu paketimiz sizlerden büyük teveccüh gördü. Gelen yoğun talep üzerine bankalarımızın aldığı kararla, ciro ve faaliyet alanına göre 1,5 milyon TL olan azami limiti de 5 milyon TL'ye çıkarıyoruz. Her süreçte bankalarımızın ve reel sektörümüzün yanında olacağımızı dile getirdik. Bankalarımızla, reel sektörümüzle, kamu kurumlarımızla el ele, omuz omuza bugünden çok ama çok daha güçlü süreçlere ilerleyeceğiz. Kimsenin şüphesi olmasın. İşte son birkaç ayda yakaladığımız bu pozitif performansın bir göstergesini de konkordatolarda ve yapılandırmalarda görüyoruz. Şirketlerin iflastan kaçınmak ve borçlarını ödeyebilmek üzere başlattığı konkordato süreci, bankaların kredi yapılandırma çalışmaları sayesinde tersine döndü ve konkordatoda da dengelenme süreci başladı."
'318 FİRMA KONKORDATODAN ÇIKTI'
Konkordato isteyen firmaların sayılarıda büyük düşüşler sağlandığını söyleyen Bakan Albayrak, şöyle konuştu:
"2018 yılının son çeyreğinde 7 büyük banka, konkordatolu firmaların kredi borçlarının yapılandırılması konusunda çalışma başlatmış, 2019 yılı başında banka temsilcilerinden oluşan 'konkordato heyeti' kurulmuş ve heyet tarafından konkordatolu firmalarla görüşmelere başlanmıştı. Heyet tarafından her gün 5-6 firma ile yüz yüze görüşmeler yapıldı, yapılmaya da devam ediyor. Konkordatolu firmaların mali durumları analiz edilip borç ödeme niyetleri araştırılarak, borç ödeme niyetinde olan firmalara mali durumlarına en uygun çözüm yolları bulunmaya çalışılıyor. Konkordato heyeti sayesinde, borçlu firmaların alacaklı bankalar ile tek masa etrafında toplayarak kredi yapılandırma süreçlerine hız ve etkinlik kazandırdık. Şubat itibarıyla 7 bankaya ilave olarak diğer bankalar da müzakerelere katılmaya başladı. Devam eden heyet çalışmaları görüşmeleri kapsamında yüzlerce firma ile müzakereler gerçekleştirildi. Bir çok firmanın kredileri yapılandırıldı. Bu süreçle 48 firmanın feragat ile konkordatodan çıkması sağlandı. Red, feragat ve yapılandırmaların tamamının etkisi ile toplamda 318 firma konkordatodan çıktı. Bu firmaların konkordatodan çıkması ile, 5,4 milyar TL'lik bir kredi konkordatodan çıkmış oldu. Heyet görüşmeleri yoğun biçimde sürdürüyor. Bu sayı daha da artacak. Çok yakın sürede yaklaşık 4,5 milyar TL kredinin yapılandırılarak konkordatodan çıkmasını da bekliyoruz. Konkordatodan çıkışlar hızlanırken, konkordato isteyen firma sayılarında da büyük düşüşler sağlandı. Ocak ve Şubat 2019 aylarında yeni konkordato müracaatları yarıdan fazla azaldı. Bu aylar ayrıca, bankaların kredi yapılandırma çalışmaları sayesinde konkordatodan çıkışların hızlandığı bir dönem oldu. İşte şu süreç bile, ekonomide arzu edilen dengelenmenin ne kadar ayakları yere basan bir sağlamlıkta ilerlediğini gösteriyor. Dengelenme sürecinin pozitif ilerleyişini gösteren bir diğer gösterge de kredi büyümesi oldu. Şubat ayında Ocak ayına göre 43,5 milyar TL'lik bir kredi büyümesi gerçekleşti. İşte izlediğimiz güven verici politikalarla, doğru hamlelerle gerek kredi gerek tahvil faizlerini düşürürken, reel sektörün krediye ulaşımını kolaylaştırıyor, kredi kanallarını da güçlendiriyoruz. İnşallah, bu süreç özellikle 2. çeyrekten itibaren çok daha güçlenerek sürecek."
'BU MİLLETİN REFAHINI SPEKÜLASYON MALZEMESİ YAPMAYA ÇALIŞANLARA İZİN VERMEDİK'
Bakan Albayrak yaptıkları her strateji ve her politikanın iç ve dış piyasalarda olumlu karşılık bulduğunu belirterek, şu açıklamada bulundu:
"Eylül ayından bugüne, başta YEP olmak üzere açıkladığımız her strateji her politika iç ve dış piyasalarda olumlu karşılık buldu, güveni artırdı. Bugün birileri, seçimlerden sonra şöyle olacak, böyle olacak dese de biz kurduğumuz doğru iletişim ve doğru stratejilerle tüm paydaşlarımız, yatırımcılar ve piyasalar nezdinde güvenimizi artıracağız. Bankacılık sektörü ve reel sektörümüz sürecin farkında. Onlar yakın gelecekten çok daha umutluyken, Nisan-Mayıs aylarında çok daha güçlü performansların yakalanacağından eminken, farklı niyetleri olan birilerinin algı operasyonları yapmasına da izin vermeyeceğiz. Türk ekonomisi ile, ekonomideki güven ortamı ile ilgili spekülasyon yapmaya, algı operasyonu ile zarar vermeye çalışan herkesle yargı önünde hesaplaşırız. Bu ülkenin 1 TL'sini, bu milletin refahını spekülasyon malzemesi yapmaya çalışanlara izin vermedik, asla izin vermeyiz."
"BU SEÇİM BEKA SEÇİMİ DEĞİL DİYORLAR"
Ülkenin bir kez daha seçim atmosferine girdiğini söyleyen Bakan Albayrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Her ne kadar yerel seçimler olsa da, şahit olduğumuz süreçler adeta turnusol işlevi görüyor. Milletimiz bir kez daha sandığa gitmeye hazırlanırken, kimlerin hangi amaçlarla, hangi motivasyonlarla bir araya geldiğini görüyor. İşte bunu söylediğimiz zaman da birileri rahatsız oluyor. Bu seçim beka seçimi değil diyorlar. Elbette beka diye bir derdi olmayanlar, seçimlerin ülke bekası için ne anlam ifade ettiğini anlamazlar. Beka diye bir derdi olmayanlar, sınırımızın hemen dibinde kurulmak istenen terör koridorunu görmezler. 'Bize mi saldıracaklar' diye meşru göstermeye çalışırlar. Beka diye derdi olmayanlar, terör örgütlerinin uzantıları ile kol kola rahatça girerler. Beka diye derdi olmayanlar, bugün ekonomideki güven ortamını istedikleri gibi speküle etmeye, piyasaları bozmaya çalışırlar. Milletin sofrasına uzanan eli kırdığımızda en çok onlar rahatsız olurlar. Biz bu beka diye derdi olmayanları 15 Temmuz'dan tanıyoruz. Konu belediyecilik olabilir. 15 Temmuz'da 'Beka' diye derdi olmayanların belediyeciliğini de gördük. Hangi belediye sokakta milletinin yanında, bu milletin demokrasisi, özgürlüğü için mücadele etti, hangi belediye televizyondan film izler gibi o geceyi izledi herkes biliyor. Biz ülkemizin bekası için ekonomide büyük bir mücadele veriyoruz. Dün kur ile, ardından faiz ile büyük mücadele verdik. İşte enflasyon ile ilgili süreci de çok şükür istediğimiz yola soktuk. Piyasadaki likidite seviyesini istediğimiz seviyeye ulaştırıyoruz. Göreceksiniz. 2. çeyrekten itibaren her alanda çok güçlü adımları devreye alacağız. TOBB tarafından istihdam seferberliği başlatıldı. Onlar bazı taleplerde bulundular, karşılığında 'Biz elimizi taşın altına sokacak ve 2,5 milyon yeni istihdam sağlayacağız' dediler. Bunun sözünü Cumhurbaşkanımıza verdiler. Biz üzerimize düşen yapacağız. TOBB'un da bu sözünün takipçisi olacağız. Yol haritamız hazır. Stratejilerimiz hazır. Her süreçte sizin sorunlarınızı dinleyecek, sorunlarınızı çözecek ve arzu ettiğimiz süreçlere hep beraber ilerleyeceğiz. Kol kola, omuz omuza büyük ve güçlü Türkiye idealine yürüyeceğiz."

Görüntü Dökümü
-------------
-Bakanın salona girişi
-Konuşması
-Salondan detaylar

Haber: Ergün AYAZ-Dinçer AKBİR/KAMERA: Alişan KOYUNCU/İZMİT, (DHA)

=================

Bakan Kurum'dan 'İzmir’e sosyal konut' açıklaması

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İzmir Valiliği’nde kentsel dönüşüm çalışmalarına dair bilgi verdi. Bakan Kurum, "Şehirlerde ne kadar riskli alan, riskli bina varsa tespitini yapıp bize 3 ayda bildirilmesi talimatını verdik. İzmir’de ön tespit çalışmaları yapıldı. Burada Fransız tipi balkonların ve cumbaların olduğu, Ege’nin kültür ve mimarisini yansıtan az katlı projelerle dönüşüm yapmak istiyoruz. 5 yıl için 1.5 milyon konut, 20 yılda da 6.7 milyon konutu dönüştürmek suretiyle bu dönüşüm işini yapmak istiyoruz" dedi. Bakan Kurum ayrıca, 67 kentte 50 bin sosyal konut uygulaması başlattıklarını açıklayarak, "Başvurularımız bugün itibariyle başlıyor, 19 Nisan’a kadar sürecek. İzmir’e ilk etapta 2 bin 584 tane sosyal konutun yapımına ve talep toplanmasına bugün itibariyle başlamış olacağız" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İzmir Valiliği’nde İl Koordinasyon Kurulu toplantısına katıldı. Ardından gazetecilere açıklama yapan Bakan Murat Kurum, kentsel dönüşüm çalışmalarına dair bilgi verdi. Bakan Kurum’a Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci, AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan da eşlik etti. Bakan Kurum, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak bir ay 81 ile genelge gönderdik. Şehirlerde ne kadar riskli alan, riskli bina varsa tespitini yapıp bize 3 ayda bildirilmesi talimatını verdik. İzmir’de ön tespit çalışmaları yapıldı. Ancak çok enteresan durumla karşı karşıyayız. İzmir’imizde imar barışı kapsamında tam 793 bin başvuru var. İzmir genelinde 1 milyon konutun olduğun biliyoruz. Dolayısıyla yüzde 70- 80’inin imar barışına başvurduğunu görüyoruz. Riskli alan ve bina tespitini yaptığımız Bakanlığımız Genel Müdürlüğü ve İl Müdürlüğü çerçevesinde 1 milyon binanın da, risk derecesi farklı olabilir ama yüzde 70’inin riskli bina ve alandan oluştuğunuz görüyoruz" dedi.
‘1 MİLYON BİNANIN YÜZDE 70’İ RİSKLİ GÖRÜNÜYOR’
Bunun gerçekten ürkütücü bir tablo olduğunu aktaran Bakan Kurum, şöyle dedi: "Nüfusa orantılarsak eğer Türkiye genelinde imar barışına başvurma yüzdesi yüzde 12 iken İzmir’imizde yüzde 19 seviyelerinde. Değerli İzmirlilerimize şunları söylemek istiyorum; İzmir’imizde kentsel dönüşüm elzem. Bu yadsınamaz. Bunun siyasi karşılığı da yok. Bu yapılması gereken iş. Deprem kuşağında yaşıyoruz. Bugüne dek 82 bin canımızı kaybettik. Artık can kaybetmek istemiyoruz. Başka anamız ağlasın istemiyoruz. İzmir’de bu dönüşümü yapacağız. 1 milyon binanın yüzde 70’i riskli görünüyor. Her evde 4 vatandaş oturuyorsa 3 milyon vatandaşı ilgilendiren bir sorun."
‘YERİNDE KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNEMLİ’
AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci’nin önemli projeleri olduğunu vurgulayan Bakan Kurum, "Başkanımızın önemli projeleri var. 3 uydu kent oluşturacak. Şehrin çeperlerinde üç yeni şehir oluşturmak üzere, burada şehrin büyümesini kontrol altına almak ve nüfus artışını kontrol altına almak amacıyla projesi var. Bu proje önemli. Çeperlerde yapacağınız şehirler, şehrin içindeki yoğunluğu azaltacaktır. Şehir merkezlerindeki yüksek yoğunluktaki yapıların dönüşümü için önemli bir süreç olacak" dedi. Yerinde kentsel dönüşümün önemine değinen Bakan Murat Kurum, İzmir’de Fransız tipi balkonların ve cumbaların olduğu, Ege’nin kültür ve mimarisini yansıtan az katlı projelerle dönüşüm yapmak istediklerini açıkladı. Türkiye'de yılda 300 bin konutun dönüşümünü yapmayı planladıklarını kaydeden Bakan Kurum, "Bunu yaparken de vatandaşın rızası çerçevesinde yapacağız. 5 yıl için 1,5 milyon konut, 20 yılda da 6.7 milyon konutu dönüştürmek suretiyle bu dönüşüm işini yapmak istiyoruz. İzmir’in en önemli, en elzem sorunu da budur. Bu kadar riskli binanın olduğu bir şehirde, dönüşüm yadsınamaz bir gerçektir" diye konuştu.
‘KİRA ÖDER GİBİ EV SAHİBİ OLUNACAK’
Kurum, açıklamasının devamında şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımızın teşrifiyle 67 ilimizde 50 bin sosyal konut uygulaması başlattık. Başvurularımız bugün itibariyle başlıyor, 19 Nisan’a kadar sürecek. İzmir’e ilk etapta 2 bin 584 tane sosyal konutun yapımına ve talep toplanmasına bugün itibariyle başlamış olacağız. İzmir’de 2+1 konutlarımızın en düşük taksit tutarı 583 lira. 3+1 konutlarımızın taksit tutarları ise 1178 liradan başlıyor, 240 aya kadar da vadelerimiz var. Bu, İzmir’de birçok ilçede bu kiraların daha altında ödeme demek. Kira öder gibi ev sahibi olabilmek demek. İlk etapta 2 bin 584 konutu yaptık, diğer ilçelerimizde de sosyal konut, alt gelir grubu konut ve şehit, gazi ailelerimiz ile emekli vatandaşlarımıza yönelik konut uygulamalarını da diğer ilçelerimizde geliştireceğiz. Bir taraftan kentsel dönüşüm yaparken diğer taraftan sosyal konut uygulamalarıyla deprem riski ve barınma sorununu en aza indirmeyi hedefliyoruz. Toplu konut sitemizde yayınlıyoruz. Tüm ilçelerde nüfusumuza yetecek şekilde sosyal konut uygulaması yapacağız. Başvurular için 25 yaşını doldurmuş olması, ilçede bir yıl oturma şartı var. Bu 2+1 için. Gelirinin 4 bin 500 TL'yi aşmaması gerekiyor."
‘ATIK SU ARITMA TESİSİ ŞART’
Türkiye’de 2023’e geldiğinde yüzde 100 nüfusa hizmet verecek şekilde atık su arıtma hizmeti vermek istediklerini de söyleyen Bakan Kurum, "İzmir Körfezinin kirliliğini giderecek atık su arıtma tesisinin yapılması önem arz ediyor. İnşallah 2023 yılına kadar İzmir Körfezi'nde atık su bırakmayacağız, atık su atılmasına müsaade etmeyeceğiz. Şehrimizde çöplerimiz vahşi depolanıyor. Biz bırakın çöp depolamayı sıfır atık uygulamasına geçtik. Vahşi depolamadan düzenli depolamaya geçmemiz gerekiyor. İzmir’de kişi başı yeşil alan miktarı 1.6 metrekare. Hedefimiz 5 yılda bunu 10 kat artırmak. Millet bahçeleri ile iklim değişikliği ile ilgili mücadelede iklim değişikliği etkilerini en aza indirmek istiyoruz. Bayraklı Çiçek Mahallesi'ndeki kayaların düşmesi nedeniyle vatandaşın can ve mal güvenliği söz konusuydu. Bu binaların boşaltma sürecini başlattık. 23 bin metrekarelik alanda vatandaşın rızası çerçevesinde dönüşümü yapmak istiyoruz. 21. yüzyılda ülkemize yakışmayan bu görüntülere müsaade etmeyeceğiz" dedi.

Görüntü Dökümü
----------
-Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un İzmir Valiliği'ne gelişi
-Murat Kurum'un açıklaması
-Genel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR, (DHA)

===================

Hayvanları korumada emsal karar, ömür boyu hayvan sahiplenemeyecek

Antalya'da, 'hizmet nedeniyle görevini kötü kullanmak suçu'ndan 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edilen Sokak Hayvanlarını Koruma ve Yaşatma Derneği (ASKODER) Başkanı Mehmet Orhan'a, ömür boyu hayvan bulundurmama cezası verildi. Can Dost Sokak Hayvanları'nı Koruma Derneği Başkanı Arife Yanık, kararın emsal niteliğinde olduğunu söyledi.
ASKODER Başkanı Mehmet Orhan hakkında, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, sosyal medya hesaplarından dernek adı altında usulsüz olarak ayni ve nakdi yardım topladığı, kedi köyündeki hayvanlar için toplandığı iddia edilen bu yardım paralarının tamamının nereye sarf edildiğinin belirlenemediği ve toplanan yardımlara ilişkin makbuz verilmediği gerekçesiyle iddianamede hazırlandı. İddianamede bu gerekçelerle Orhan'ın, 'Dernekler Kanunu'na muhalefet' ile 'hayvanlara uygun olmayan şartlarda bakmak ve hayvanlardan maddi çıkar sağlamak' suçlamalarıyla cezalandırılması talep edildi.
5'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dava sonunda Mehmet Orhan, 'hizmet nedeniyle görevini kötü kullanmak' suçundan önce 2 yıl hapis ve 300 gün adli para cezasına mahkum edildi. 'İyi hal' indirimi uygulanan Orhan'ın cezası, 1 yıl 8 ay hapis ile 250 gün adli para cezasına düşürüldü. Adli para cezası da 5 bin TL'ye çevrildi.
ÖMÜR BOYU HAYVAN BULUNDURAMACAK
Mahkeme kararının ardından Konyaaltı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince, ASKODER Başkanı Orhan'ın, Dernekler Kanunu'na muhalefet, hayvanlara uygun olmayan şartlarda bakmak ve hayvanlardan maddi çıkar sağlamak suçlamalarıyla 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun 24. maddesi uyarınca "hayvan bulundurmasının yasaklanmasına" karar verildi.
İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ayrıca Orhan'ı, aynı kanunun 14. Maddesinin 'A' bendine muhalefetten, 28. Maddenin 'K' bendine göre 773 TL idari para cezasıyla cezalandırıldı. Mehmet Orhan'ın hayvanları koruma derneği üyesi olmasından dolayı ise bu ceza iki kat arttırılarak 1546 TL olarak idari para cezası olarak belirlendi.
Konyaaltı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü Mehmet Orhan hakkında aldığı kararı Basın İlan Kurumu (BİK) aracılığıyla bazı gazetelerde yayımladı. Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Söz konusu para cezası ilgilisine tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğ olunur. İlanen tebliğ, ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra yapılmış sayılır. Kararın tebliği itibaren 15 gün içinde yetkili Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edebilir. İdari para cezasının; tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde peşin ödenmesi halinde 4'te 1 oranında peşin ödeme indirimi uygulanır, 30 gün içinde Konyaaltı Mal Müdürlüğüne ödenmesi, taksitle ödenmesi durumunda müdürlüğümüze başvurulması gerekmektedir. Ödeme yapıldıktan sonra ödenti makbuzunun müdürlüğümüze ibraz edilmesi gerekmektedir. İbraz edilmemesi durumunda ödeme yapılmamış sayılacaktır. Belirlenen süreler içerisinde ödenmeyen cezaların kesinleşmesi halinde takip ve tahsil işlemleri 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında yerine getirilecektir."
EMSAL KARAR
Can Dost Sokak Hayvanları'nı Koruma Derneği Başkanı Arife Yanık, adaletin yerini bulduğunu vurgulayarak, "Şahsın hayvanları kullanarak para topladığı adli makamlarca ispatlandı. Paraları kendi şahsi harcamalarında kullandığı 24 sayfalık bilirkişi raporu ile onaylandı. Mahkeme de gereğini yaptı. Türkiye'de hayvan haklarını koruma adına alınmış örnek bir karardır. Ömür boyu artık hayvan bulunduramayacak. Bundan sonra hayvanlara eziyet edenler için bu karar emsal oluşturacak" dedi.
5199 SAYILI HAYVANLARI KORUMA KANUNU'NUN 24. MADDESİ
Hayvanları Koruma Kanunu'nun 24. maddesinde şu ifadelere yer veriliyor:
"Bu Kanunun hayvanları korumaya yönelik hükümlerine aykırı hareket eden ve bu suretle bulundurduğu hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasaklanır ve hayvanlarına el konulur. Söz konusu hayvan yeniden sahiplendirilir ya da koruma altına alınır."

Görüntü Dökümü
--------
-Arife Yanık'ın açıklamaları
-Olaya ilişkin ARŞİV görüntüler

Haber: Yılmaz KILIÇKAYA- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)

=================

Cezaevi şoförü uzman çavuşu bıçaklayarak öldürdü

Ardahan’da sabah saatlerinde T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu şoförü Fatih Dinç (36), tartıştığı cezaevinde görevli Jandarma Uzman Çavuş Hüseyin Çetin Kuşdili’yi (28) bıçaklayarak öldürdü. Fatih Dinç, daha sonra aynı bıçağı kalbine saplayarak intihar girişimin bulundu.
Olay, bugün Haliledendi Mahallesinde bulunan Ardahan T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda meydana geldi. Bağımsız ziyaretçi kabul olarak faaliyet gösteren ön binada cezaevi şoförü olan Fatih Dinç, üst aramalarının yapılmaya başlanmadığı alanda, ziyaretçi kabul bürosunda görevli Uzman Jandarma Çavuş Hüseyin Çetin Kuşdili ile tartışma yaşadı. Çıkan tartışmada, şoför Fatih Dinç, yanında getirdiği bıçakla Hüseyin Çetin Kuşdili'ni ağır yaraladı. Fatih Dinç daha sonra aynı bıçakla intihar girişiminde bulundu. Ardahan Devlet Hastanesi'ne sevk edilen Kuşdili, hayatını kaybetti. Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, şöyle denildi:
"Bağımsız ziyaretçi kabul olarak faaliyet gösteren ön binada cezaevi şoförü olan Fatih Dinç, henüz üst aramalarının yapılmaya başlanmadığı bu ön binaya üzerinde getirdiği tahmin edilen bıçakla ziyaretçi kabul bürosunda görevli Jandarma Uzman Çavuş Hüseyin Çetin Kuşdili'ni henüz tespit edilemeyen ancak tartışmadan kaynaklandığı değerlendirilen bir nedenle vücudunun çeşitli yerlerinden bıçak darbeleri ile yaralamış, daha sonra da kendisini kilitlediği odada aynı bıçakla kendisini kalbinden bıçaklamak sureti ile intihar girişiminde bulunmuştur. Uzman Jandarma Çavuş Hüseyin Çetin Kuşdili kalbi durmuş şekilde kaldırıldığı Ardahan Devlet Hastanesi'nde yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. Fatih Dinç ise Ardahan Devlet Hastanesi'nde hayati tehlike kaydıyla hemen ameliyathaneye alınıp yapılan müdahale sonrası hayati tehlikeyi atlatarak önce yoğun bakıma alınmış, sonrasında Erzurum Eğitim Araştırma Hastanesine sevki yapılmıştır. Şüpheli Fatih Dinç hakkında gerekli gözaltı talimatları verilmiştir. Olayla ilgili gerekli adli soruşturma derhal başlatılmış olup, otopsi işlemleri ve diğer soruşturma işlemleri ile ilgili 2 Cumhuriyet Savcısı görevlendirilmiştir."

Görüntü Dökümü
----------
-Ardahan Devlet Hastanesinden görüntü
-Ardahan T Tipi Kapalı Cezaevinden görüntü

Haber-Kamera

Express


En Çok Aranan Haberler