HABER

Diyarbakır'da AKP'nin hedefi kararsızlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 Temmuz darbe girişimi ve OHAL ilanı sonrası ilk kez ziyaret edeceği Diyarbakır'da, kararsız seçmeni ikna için hummalı bir kampanya yürütülüyor. BBC Türkçe'den Hatice Kamer, Erdoğan'ın ziyareti öncesi AKP teşkilatının çalışmalarını takip etti.

Diyarbakır'da AKP'nin hedefi kararsızlar

Hatice Kamer

Diyarbakır

Referanduma sayılı günler kaldı ancak Diyarbakır'da bir seçim atmosferinin yaşandığını söylemek güç. Afiş ve pankartlarda ise AKP, diğer partilere göre açık ara önde.

Şehrin her köşesinde, "Evet" pankartları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cumartesi günü gerçekleştireceği Diyarbakır ziyaretinin duyuruları yer alıyor.

Şanlıurfa, Elazığ yolu üzerinde bulunan tüm aydınlatma direkleri Türk bayrakları ve Erdoğan posterleri ile donatılmış. Şehrin hakim rengi, mavi, beyaz, turuncu ve kırmızı.

Halihazırda AKP'nin "Evet" temalı müziklerinin yükseldiği otobüslerin görünürlüğü de HDP ve CHP'nin "Na/ Hayır" otobüslerinden daha fazla.

Seçim yaklaştıkça, hükümet temsilcilerinin bölge ziyaretleri de arttı. Son iki haftada, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, Eski Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker Diyarbakır'ı ziyaret etti.

Diyarbakır'da hem AKP'nin hem de HDP'nin kemikleşmiş bir tabanı olduğu için bu ziyaretler, merkezde, muhtarlar ve STK temsilcileri ile sınırlı kaldı. Halkla buluşma şölenleri ise daha çok ilçelerde gerçekleşti.

Diyarbakır'da "Evet" kampanyasının sivil ayağı "Anadolu Evet Paltformu" üzerinden gerçekleşiyor. Gazeteci Ahmet Ay'ın öncülüğünde kurulan platform, açtıkları iki seçim bürosuyla halkı "Evet" oyuna ikna etmek için çalışıyorlar.

BBC Türkçe'nin Referandum özel 2017 özel dosyasıAKP ve HDP, Ankara'da seçmene nasıl ulaşıyor?AKP'nin hedefi**, kararsız Diyarbakır seçmeni**

Ahmet Ay ile platformun kuruluşunda görüştüğümüzde, amaçlarının cumhurbaşkanlığı sistemini halka doğru bir şekilde anlatmak, kararsızları "Evet"e yönlendirmek olduğunu söyledi:

"Bu sistemin Trükiye insanın etnik, dini, mezhep, meşrep farklılıklarını kucaklayan bir sistem olması hasebiyle daha aydınlık yarınlara taşıyacağına inanıyoruz. Diğer maddelerin değişmesiyle daha demokratik şeffaf yönetilen bir ülke olmasını sağlayacak. Bu bölgede belli kesimlerin kararı evet ya da hayır; ama kararsızlar var ve onları etkilemenin yolu sivil insanların sistemi doğru bir şekilde doğru argümanlarla anlatıp destekleyebileceği. Bunu da bu plaftorm çatısı altında sürdürebilmek söz konusu. Derdimiz 80 milyon tümünün müreffeh, barış, huzur, güven içinde ekonomik ve sosyal, müreffehini oturtmuşdemokratik kültürünü yeşertmiş, başka ülkelere de örnek olabilecek bir sistem esas olmalı. Dinine, ırkı, mezhebine, siyasi siyasi düşüncesine bakmadan tüm insanların nasıl daha iyi ve beraber yaşayama yolları için bu sistemin önemli olduğuna inandığımız için buradayız."

Dağkapı'daki "Anadolu Evet Paltformu" seçim bürosunu ziyaret ettiğimizde içerde birkaç kişi vardı.

Çoğu AKP seçmeni gençler, Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ziyaretinde alanda görevli olduklarını söylüyorlar.

Hani ilçesinden gelen İbrahim Halil Dalbudak, Zaza olduğunu ve özellikle Zazaca evet anlamındaki "Eya" kelimesi önünde fotoğrafını çekmemi istiyor. Heyecanlı bir Evetçi. "Türkiye'nin eski gücüne kavuşması için, bütün Avrupa ve dünyaya adalet yayılabilmesi için" evet oyunu kullanacağını anlatıyor.

Üniversite öğrencisi arkadaşı Mücahit Yalçın da geçmişte yaşanılanların tekrarlanmaması için evet demeyi uygun gördüğünü anlatıyor. Ecevit'in önüne fırlatılan yazar kasa olayını hatırlatıyor.

15 yıldır AKP'ye oy verdiğini söyleyen 65 yaşındaki işçi emeklisi Hasan Güneş "AKP'den ziyade Erdoğancı" olduğunu ifade ediyor.

"Hep onun için oyumuzu verdik, onu seviyoruz. Hem ben hem de birçok akrabam. Arada ayrık sesler çıkaran yeğenlerim oluyor ama 250'ye yakın akraba oyumuz "Evet" diyoruz." Devamında Diyarbakır'da "Evet" oyunun artması için dua ettiğini söylüyor.

Aleviler anayasa değişikliğine neden 'Hayır' diyor?

Cenap Ekinci, Diyarbakır'da "evet" oylarının yüzde 45'lere varabileceğini savunuyor.

"Memleketin sükûneti, selameti için oy verece**ği**m"

Diyarbakır'da olunca söz dönüp, dolaşıp Kürt meselesine ve Sur olaylarına geliyor.

Hasan Güneş, Sur'da çatışmaların yaşandığı dönemlerde patlama seslerinden sabahlara kadar yatamadığını anlatıyor. Sur'da insanların mağdur olduğunu belirtiyor. Çatışmanın tüm şehre yayılmaması ve daha fazla mağdurun olmaması için devletin ağır silahlarla müdahalesinin doğru olduğunu ekliyor.

"Yoksa olaylar tüm şehre dağılırdı, herkes mağdur olurdu" diyor.

"35 senedir terörle mücadele ediyoruz. Terör de biziz, biz de terörüz. Kürdüz yani. Kürt kelimesi altında biz birbirimizi yiyoruz bu memlekette. Eni sonu cenabı Allah bir hayırlı kapı açar, biz de kurtuluruz inşallah. Kendi şahsım için değil, memleketin sükûneti, selameti için oy vereceğim, evet diyeceğim."

Platformun aktivistlerinden Dicle Üniversitesi Rektör Baş Danışmanı Doç. Dr. Cenap Ekinci de bu büronun yetkili isimlerinden.

Diyarbakır'da Erdoğan ve AKP'ye bağlı yüzde 31'lik sabit bir tabanın olduğunu söylüyor. Seçim çalışmalarında, Erdoğan'ın açıklamalarında bu oranın yüzde 45'lere varabileceğini savunuyor.

Halk ziyaretlerinde daha çok köylere gittiklerini anlatan Ekinci, söylemin dışında, halka temas için büroyu açtıklarını, büronun ziyaretçileri arasında daha çok kadınların ve gençlerin yer aldığını anlatıyor:

"Diyarbakır halkı politik ve tahlil ederek geliyor. Bölgenin geleceği ve Kürt sorununun çözüm yolları konusunda çok soru soruyorlar. Cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulunun meclisin denetiminde olup olmayacağı merak edilen bir başka soru. Yine bütçenin denetimi konusunda çok soru soruluyor. Ama özellikle Kürt sorununun çözümü ile ilgili anlatılanlara ikna olma konusunda dirençliler. Bölgenin ve Kürt sorunun nasıl bir mecraya gireceği endişesi var. Ama ben bu endişelerin yersiz olduğunu düşünüyorum."

Ekinci, CHP'nin Kürt sorununun çözümü konusunda bir projesinin olmadığını, buna karşılık Erdoğan'ın bu konunun çözümünde kafasının net olduğuna inandığını söylüyor.

Halk ziyaretlerinde HDP kesimini nasıl ikna ettiklerini sorusuna şu cevabı veriyor.

" Kürt siyasi hareketinin verdiği şehir savaşları kararı vardı. Devlet müdahale etti, sivil kayıplar ve zararlar da olmuştur. O hendeklerde ölenlerde bu bölgenin çocuklarıydı. Her iki taraftan memleketin evlatları, askeri, polisi öldü. Şehir savaşlarında halk büyük zarar gördü. Ama bu dönemde en büyük kaybeden, savaşı dayatan silahlı gruplar, yani örgütün kendisi oldu."

"Erdoğan'ı iktidara çıkaran asıl kitle Kürtlerdi" Doç. Dr. Cenap Ekinci, Demirtaş ve HDP milletvekilleri, belediye başkanlarının tutuklanmasına halkın tepki göstermemesini de iddiasına kanıt gösteriyor.

"Genel başkanları ve milletvekillerinin gözaltına alınmasında insanlar tepki göstermedi, çünkü eğer insanların habitatına zarar veriyorsanız onlar da size sahip çıkmaz" yorumunu yapıyor.

"Erdoğan'ı iktidara çıkaran asıl kitle Kürtlerdi" diyerek Kürtlerin Erdoğan'ın başkan olmasında endişesi duymadığını savunuyor.

Ekinci, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır'da Kürt sorununun çözümüne dair büyük bir mesaj vermesini beklemediğini, halkın da bu yönlü bir beklentisinin olmadığını dile getiriyor.

İki yıldır bölgede yaşanan çatışmalı sürecin siyasete karşı bir güvensizlik yarattığı, hem AKP tabanında hem de diğer kesimlerce oldukça sık dile getiriliyor.

Görüştüğümüz birçok kişi referanduma olan ilgisizliği de buna yorumluyor. AKP'liler bu ilgisizliğin, darbe teşebbüsünden ve OHAL ilanından sonra ilk kez Diyarbakır'ı ziyaret edecek olan Erdoğan ile değişeceği beklentisinde.

Diyarbakırlı kararsızları ikna konularında, parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a güveniyor.

En Çok Aranan Haberler