Rengin Arslan
Ankara, BBC Türkçe
Meclis'in dokunulmazlıkların geçici olarak ve bir seferliğine kaldırılmasını düzenleyecek olan maddenin Anayasaya eklenmesine yarın yapılacak nihai oylama ile karar verilecek.
Fezlekesi bulunan bütün milletvekillerinin dokunulmazlıklarının bir kereliğine kaldırılması Türkiye siyasi tarihinde daha önce benzeri görülmemiş bir adım.
Oylamadan çıkacak sonucun Türkiye'nin önümüzdeki dönemini belirleyen başlıklardan ve siyasete yön veren etkenlerden biri olacağı kesin gibi.
Meclis aritmetiği ne diyor?Dokunulmazlıkların referanduma gitmeden kaldırılması için 367 evet oyu çıkması gerekiyor. Referanduma götürülmesi için ise en az 330. Bunun altında alınan oy, maddenin reddi anlamına geliyor.
Salı günü yapılan ilk oylamanın işaret ettiği sonuç dokunulmazlığın geçici olarak kaldırılmasının referanduma götürüleceği yönünde.
Referanduma gitmeden Meclis'ten bir karar çıkarmak için "evet"çilerin sadece 10 oya ihtiyacı var.
Peki bütün bu Meclis aritmetiği,kulisler ve son dakika görüşmeleri dışında dokunulmazlıkların kaldırılması süreci toplumda, siyasi hayatta nasıl yankılanacak?
Fırat: Referandum ülkeyi bölünmeye götürürAKP'nin kurucularından olan ve 1 Kasım seçimlerinde HDP'den milletvekili olan Mehmet Mir Dengir Fırat, referandumun ülkeyi bölünmeye götüreceğini düşünüyor.
Fırat, "Bir daha dönülmeyecek bir şekilde bir ayrışmayı yaratır. Türk- Kürt ayrışmasını yaratır. Ülkeyi bölünmeye götürür” diyor.
Asıl hedefin ise başkanlık sistemi bile olmadığını, bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi iktidarını güçlendirmesine giden bir yol anlamına geldiğini ifade ediyor.
Fırat, "Türkiye'de Rusya uçağının düşürülmesinden bu yana olan bütün olaylar Türkiye'nin siyasetiyle, huzuruyla ilgili değil. Tek bir şey var: bir kişinin mutlak iktidarını sağlamak. Başkanlık sistemi için diyorlar ama bu başkanlık sistemi için değil. Otoriter, hatta diktatörlük rejimi. Bu fiilen de hayata geçmiş vaziyette. Şu anda artık ne zaman gideceğiz diye bir düşünce yanlış. Şu an tam göbeğindeyiz" diyor.
"Derin devlet referandumu engeller"Yakın zamanda hakkında üç dosyanın Meclis'e geldiğini söyleyen Fırat, bunlardan birinin kendine ait olmayan ancak onun adını kullanan bir Facebook sayfasında yazılmış ifadeler nedeniyle olduğunu söylüyor.
Ayrıca dosyada suç tarihinin önümüzdeki Ağustos olarak yazıldığını söyleyen Fırat, bütün bunlardan yola çıkarak, yargının bağımsız hareket etmediğini, "yargıya talimat verilmiş" olduğunu değerlendirmesini yapıyor.
Fırat'a göre AKP'nin planları arasında erken seçim de var.
Fırat, "Bir erken seçimle Anayasa çoğunluğu sağlayıp, bu diktotaryal rejimin kanuni yapısını hazırlamak istiyor. Yaptıklarının tamamı suç"diyerek Erdoğan'ı eleştiriyor.
Ancak yine de dokunulmazlıkların kaldırılmasının referanduma gitmesi halinde, "derin devletin" referandumun getireceği risklere engel olmak için bu süreci durdurmak isteyeceğini söylüyor.
Derin devletten neyi kast ettiğini ve bu kişilerin süreci nasıl durduracağını sorduğumuz Fırat şöyle diyor:
"Devletin çekirdek kadrosu, yani asker ve sivil bürokrasi. Onlar farkında bunun bir ayrışma getireceğini(...) O yüzden bence asker ve sivil bürokrasi bunu yaptırtmayacaktır. Erdoğan, paralel korkusuyla tamamen askere sığınmış vaziyette. Asker yapmayın derse, yapmayacağı kanısındayım"
"Türkiye 90'lardaki manzaraları yaşamaz"Peki ya bu değişiklik tasarısının sahibi AKP'liler için ne ifade ediyor dokunulmazlıklar?
AKP'nin Şanlıurfa milletvekili Mahmut Kaçar için bu Meclis'te "teröre destek verdiğini” söylediği milletvekillerinin yargılanmasına giden yolu açmak demek.
Kaçar, HDP'li milletvekillerinin bazı açıklama ve eylemlerinden örnekler vererek, bunların toplum vicdanında yara açtığını ve bunun için yargı karşısına çıkmaları gerektiğini söylüyor.
Kaçar, bunun yanı sıra Meclis'te fezlekesi olanların sadece HDP'liler olmadığını da vurguluyor.
Dokunulmazlıklar tartışılmaya başlandığından beri hemen hemen herkesin hatırladığı bir sahneyi soruyorum Kaçar'a da. Dokunulmazlıkları kaldırılan üç DEP'li milletvekilinin bundan 22 yıl önce Meclis'te gözaltına alınmış olması ve getirdiği sonuçlar...
Kaçar,bu tür bir manzaranın yaşanmasına kesinlikle ihtimal vermediğini söylüyor ve şöyle diyor: Türkiye 90'lı yılların Türkiye'si değil. 90'lı yıllarda Türkiye'de yaşanan o manzara hiçbirimizin tasvip ettiği bir manzara değil. Bu 90'lı yılların atmosferi içinde yapılmış bir yanlış. Böyle bir manzaranın artık olmayacağı açık.
"HDP'yi destekleyen Kürtlerde kırılma oldu"Kürt ve Türk ayrışmasına ihtimal veriyor mu?
Kaçar, sık sık seçim bölgesi olan Şanlıurfa'ya ve bölgeye giderek seçmenlerle konuştuğunu ifade ediyor ve ne siyasi ne de etnik açıdan bir ayrışmaya ihtimal verdiğini vurguluyor.
Kaçar PKK'nın izlediği yolun HDP'yi destekleyenlerde kırılma yarattığını gözlemlemiş: Bundan dolayı siyasal ayrışma mümkün değil çünkü Türkiye eski Türkiye değil. Bu son dönemlerde hiçbir vatandaş, bunlara milletvekili de dahil bu manzaraya destek vermesi mümkün değil.
"Bu etnik anlamda değerlendirilecek bir mesele değil. Bu terör örgütünün son dönemlerde şehirleri, yerleşim yerlerini hedef alan, Kürtler için hayatı yaşanmaz hale getiren PKK'nın bu stratejisine karşı koymak yerine hendek stratejisini desteklemesi HDP'yi destekleyen Kürtlerde önemli bir kırılmaya sebebiyet verdi"
Teklifin sahibi AKP ve teklife toplu olarak "hayır" diyen HDP bugün iki ayrı tez ve değerlendirmeden yola çıkarak dokunulmazlıklara ilişkin görüşlerini savunuyor.
Yarın yapılacak oylama ise, önümüzdeki dönem Meclis'in yapısını, Türkiye'nin yakın siyasi kaderini ve elbette çokça tartışılacak bir dönemin kapılarını aralayacak gibi görünüyor.