Bayar ise partisinin Türkiye'nin meseleleri ve ekonomik konularla ilgili görüşleri hakkında TOBB Başkanı'na bilgi verdiğini söyledi. Bayar, tüm konularda görüşlerinin birbirine yakın olduğunu görmekten mutluluk duyduğunu söyledi. Odalar Birliği'nin, Türkiye toplumsal hayatının ve Türk demokrasisinin bel kemiği olan büyük bir kesimi temsil ettiğini anlatan Bayar, "Odalar Birilği'nin önerilerini dinleyenler, görüşlerini duyanlar Türkiye'nin meselelerine çözüm bulmakta çok daha büyük kolaylık çekerler. DTP olarak daima Odalar Birliği ile işbirliği ve görüş alışverişi içinde olacağımızı belirtmekten de memnuniyet duyuyorum" dedi.
AB hedefi bir ulusal hedeftir
Bayar, basın mensuplarının sorularını da cevapladı. Bayar, Bahçeli'nin AB ile ilgili sert konuşmasının hatırlatılması üzerine konuşmanın içindeki unsurların bir çoğuna katılmasının mümkün olmadığını vurguladı. Bahçeli'nin çizdiği Türkiye vizyonuyla kendi taahhüdündeki Türkiye vizyonunun, AB perspektifinde farklı olduğunu kaydeden Bayar, Bahçeli'nin Türkiye'de bir çok kesimi AB avukatlığı ile suçladığını hatırlatarak, "AB avukatlığından önce Türkiye avukatlığı ve Türkiye'nin Avrupa vizyonu avukatlığı önemlidir. AB bir Türkiye projesidir, Cumhuriyet projesidir. AB hedefi bir ulusal hedeftir. Sayın Bahçeli'nin de, içinde bulunduğu Hükümet'in ulusal programıyla taahhüt altına girdiği bir ulusal hedeftir. Bu bakımdan görüşlerini saygıyla karşılıyorum ama katılmam mümkün değil" şeklinde konuştu. Bahçeli'nin konuşmasında Türk demokrasisi açısından yeni bir unsur olduğunu söyleyen Bayar, bazı gazetecilerin ismen zikredilmesini anlayamadığını kaydetti.
Bayar, bir soru üzerine dün açıklanan Mayıs ayı enflasyon rakamlarını da değerlendirdi. Bayar, "Talebin düşmesinden dolayı mı enflasyon düşmektedir, yanı iç talepte bir daralmaya mı işaret etmektedir, bu çok önemli. Enflyasyonun düşmesi çok önemli bir hedeftir. Türk ekonomisinin enflasyonu mutlaka Maastricht kriterlerinin kabul edeceği seviyeye çekmesi gerekmektedir ama enfyasyon düşürmek uğruna ekonomiyi küçültmek, ekonominin küçülmesini bir kader haline getirmek çok tehlikeli bir yoldur. İç talepteki daralma eğilimlerinin üretimdeki artış rakamlarının doğru okunmasıyla daha da iyi anlaşılacağına inanıyorum. Bu daralma eğiliminin önüne geçmekte fayda var" şeklinde konuştu. Hisarcıklıoğlu ise enflasyon rakamlarını şöyle değerlendirdi: "Şu anda gözüken, uygulanan ekonomik programda hedeflenen enflasyon rakamına ulaşılması, faiz dışı bütçenin fazla vermesi ve borçlanma faiz oranlarının aşağı çekilmesi noktasında bu program başarıyla gitmekte. Burda esas kriter büyümeye geçilememiş olması. Büyümenin olmadığı yerde enflasyonun düşmesi veya faiz dışı bütçenin fazla vermesi çok bir anlam ifade etmez. Türk sanayinin uluslararası arenada rekabet gücüne ulaşması lazım".
İHA