Dünyadaki su kaynakları da diğer kaynaklarda olduğu gibi adil dağılmıyor. Bazı ülkeler su içinde yüzerken, çoğu Ortadoğu'da yer alan bazı ülkeler ise susuzluktan kırılıyor.
Grönland'da kişi başına düşen yıllık tatlı su miktarı 10 milyon 578 bin 950 metreküpü bulurken, Kuveyt'te sadece 8 metreküpte kalıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) 2005 yılı verilerine göre dünyada en fazla tatlı su kaynağı Brezilya'da. Yağmur ormanlarına ve dünyanın en büyük debisine sahip ırmağı olan Amazon'a sahip olan Brezilya, 8 trilyon 233 milyar metreküp toplam yıllık yenilenebilir su kaynağı ile açık farkla önde. Brezilya'yı 4 trilyon 507 milyar metreküp ile Rusya, 3 trilyon 51 milyar ile ABD, 2 trilyon 902 milyar ile Kanada takip ediyor.
Doğal toplam su kaynağı yanında kişi başına düşen su miktarı daha da önem taşıyor. Çin, her ne kadar su kaynakları açısından zengin bir ülke olarak dünyada 6'ıncı sırada yer alsa da 1,3 milyarı aşan nüfusu nedeniyle kişi başına düşen su miktarı 2 bin 140 metreküpe inmiş durumda.
Dünyanın kişi başına düşen en az tatlı su kaynağına sahip ülkesi ise Kuveyt. Petrolü suyundan fazla olan bu ülkede kişi başına yıllık 8 metreküp (ton) su düşüyor. 2005 yılı verileriyle toplam yıllık 20,8 milyon ton tatlı su kaynağı bulunan Kuveyt'in, yıllık petrol üretimi 130,1 milyon tonu, kişi başına petrol üretimi de 50 tonu aşıyor. Su fakiri diğer ülkeler ise 340 metreküple Umman, 320 metreküple Batı Şeria, 296 metreküple Barbados, 250 metreküple İsrail.
TÜRKİYE AVRUPA'DA DÖRDÜNCÜ
Tatlı su kaynakları açısından çok da kötü durumda olmayan Türkiye, 180 ülke içinde 214 milyar metreküplük toplam yıllık tatlı su kaynağıyla 41'inci, kişi başına düşen 2 bin 950 metreküp tatlı suyla da 106. sırada bulunuyor. Türkiye, toplam tatlı su kaynağı açısından, Avrupa'da Rusya (toprakların dörtte üçü Asya'da), Grönland, Norveç'in ardından dördüncü sırada.
METEOROLOJİ'DEN "KURAKLIK DEĞERLENDİRMESİ"
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, sonbahar yağışlarının iç ve batı kesimlerde yaşanan kuraklığı önümüzdeki 4-5 aylık süreçte ortadan kaldırma olasılığını düşük görüyor. Mevsimsel yağışlar normaller civarında gerçekleşse dahi olumlu etkilerin görülmesi için daha uzun süre gerekiyor. Meteorolojiye göre, Türkiye, deprem riski gibi, kuraklık riskiyle de yaşamasını öğrenmek durumunda.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı "Türkiye Geneli İçin 2007 Kuraklık Değerlendirmesi" raporuna göre, önceki yıllarda da, bu yıl yaşanan kuraklığa benzer kurak dönemler yaşandı, özellikle tarım ürünlerinde ciddi düşüşlere neden oldu.
Tarım yılı (Ekim-Eylül) dikkate alındığında, 2006-07 tarım yılında önümüzdeki 2 ayda (Ağustos-Eylül) ortalamalar civarında yağış alınabilse dahi yıllık yağış ortalamalarının altında kalınacak. Bu durum Türkiye'de ilk defa yaşanan bir durum değil. Özellikle 1973, 1989, 1994 ve 2001 yıllarındaki yağışlar 2007 yılı yağışlarından bile daha düşük olarak gerçekleşti.
ANKARA'DA ŞİDDETLİ KURAKLIK OLDU
Su kesintilerinin başladığı Ankara'da çok şiddetli kuraklığa 9 aylık periyotta rastlandı. 6 aylık periyotta şiddetli, 12 ve 24 aylık periyotlarda ise orta derecede kuraklık görüldü.
Rapora göre, İstanbul'da da durum iyi görünmüyor. 6, 9 ve 12 aylık periyotlarda çok şiddetli kuraklık meydana gelen İstanbul'da 24 aylık periyotta orta derecede kuraklık oluştu.