İSTANBUL (İHA) - Türk Eğitim-Sen İstanbul Bölge Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan eğitim ve öğretimin başlangıcında eğitim sisteminin kaynak sorunu ile karşı karşıya bulunduğunu bildirdi.
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Hanefi Bostan, kaynak sorununu 3 ana başlık altında sıralarken, "Bunlar kaynak yetersizliği, mevcut kaynakların verimli bir şekilde kullanılamaması ve kanunla eğitim ve öğretime ayrılan bazı kaynakların eğitim ve öğretim dışındaki başka alanlarda, geriye dönüşsüz olarak kullanılmasıdır" dedi. Özellikle "eğitime katkı payı" ile tahsil edilen toplam miktarın 5 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Hanefi Bostan, söz konusu meblağın hükümetler tarafından gaspedildiğini ileri sürdü.
Konuyu hükümete iletmek istediklerini belirten Hanefi Bostan kaynak sorunun üçüncü ayağında özellikle "eğitime katkı payı" kanununu eleştirerek, "Eğitime katkı payı kanunu ile tahsil edilen ve toplam miktarı tahmin3 olarak 5 milyar dolara varan büyük meblağın, en az yedi yıldan beri gelen bütün hükümetler tarafından gasp edilmesidir. Bu konudaki en büyük ayıplardan ve hatta hukuken suç teşkil eden icraatlardan biri de kamuoyouna en küçük bir aydınlatıcı bilgi dahi verilmeye tenezzül edilmemesidir. Fakat ne yazık ki Türk eğitim sisteminin kanayan bir yarasına dönüşmüş bulunan bu soruna Türk Eğitim-Sen dışındaki diğer eğitim sendikalarından da yeterli destek gelmediği gibi, gerek meclisteki ve gerekse de meclis dışındaki muhalefetten de bir destek gelmiş değildir" ifadelerini kullandı.
"OKULLARDA ÇAĞDIŞI EĞİTİM" Eğitim ve öğretimde görülen sorunların kaynak sorununa bağlı olarak sürekli arttığına işaret eden Hanefi Bostan, "Türkiye'de her sene ilköğretim ve lise dahil, ilk 11 yıllık eğitim sürecine katılan genç sayısı sürekli olarak artmakta, ancak, buna karşılık, kaynak yetersizliğinden, dershane en başta olmak üzere, okullarımızın laboratuar, kütüphane, spor tesisleri, bilgisayar sistemleri gibi en temel ve olmazsa olmaz ihtiyaçları da giderilebilmiş ve çağdaş bir seviyeye çıkarılamamış bulunmaktadır. Hala çağdışı bir eğitim olan ikili eğitimden yakamızı kurtaramadığımız gibi üstelik yaygınlaşmaktadır" dedi.
Okulların giderleriyle ilgili sorunların artık çözümsüzlükle karşı karşıya bulunduğunu hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Hanefi Bostan, "Birçok okulumuzun telefon, kırtasiye, temizlik gibi en basit ve en sıradan sorunları da çözümsüzlüklere karşılaşmakta; kış mevsimlerinde ısınma da büyük bir dert halini almaktadır. Bu durum, özellikle kış mevsiminin uzun ve şiddetli geçtiği yörelerimizde hem derslerin yapılmasını etkilemekte ve hem de sağlık bozulmalarına dahi yol açmaktadır" görüşünü dile getirdi. Hanefi Bostan, okulların hemen hemen tamamının kitle iletişim ve bilgi çağında, bilgisayar kullanamadığını, internetle tanışamadığı gibi çağdaş eğitim imkanlarından da mahrum kaldıklarına dikkat çekti.
MESLEKİ SORUNLAR VE ÖĞRETMEN AÇIĞI
Hanefi Bostan, öğretmenlerin mesleki sorunlarında da geçen yıllara göre herhangi bir iyileşme gerçekleştirilmediğini, diğer taraftan öğretmenlerin açlık sınırında bir maaşla istihdam edildiğini kaydetti. Öğretmenlere her yıl eğitim ve öğretim dönemi başlangıcında verilen yardımın geçim sorununu çözdüğünün söylenemeyeceğini, hiç değilse uygulamanın 1 maaş tutarında gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti.
Öğretmen açığının da eğitimin önünde duran diğer önemli bir sorun olduğunu hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Hanefi Bostan, "Bundan önce de Türk Eğitim-Sen tarafından defalarca uyarıldığı üzere, 130 bin kişiye ulaşan öğretmen açığı, eğitimimizin en büyük sorun kaynaklarından biri olmaktadır. Bir yandan fiziksel olarak yetersiz ortamlar, aşırı kalabalık sınıflar ve diğer yandan tahammül edilemez boyutlara ulaşan öğretmen açığı yanında, eğitimimize yönelik bir başka tehdit unsuru da, Eğitim Fakültesi mezunları başta olmak üzere öğretmenlik hakkı elde etmiş olan onbinlerce gencimizin öğretmenlikte istihdam edilmemesi ve her sene Milli Eğitim Bakanlığı tarafından alınan öğretmen sayısının düşük tutulması sonucunda her sene büyüyen öğretmen açığı yanında, bir de her sene büyüyen 'istihdam edilmemiş öğretmen fazlası', ya da başka bir deyişle, 'meslek dışında kalmış öğretmen' miktarı da yine eğitimimizin geleceğini karartan unsurlardan biri olmaya devam etmektedir" ifadelerine yer verdi.
"EĞİTİM SİSTEMİ CİDDİYETİNİ KAYBEDİYOR"
Eğitim sisteminin giderek ciddiyetini kaybettiğini ileri süren Hanefi Bostan, "Eğitim sistemimizde kalite yerine sayısal değer sürekli ön plana çıkarılmakta, sayıyı artırmak için ders müfredatlarının içeriği boşaltılmakta, bilgi değersizleştirilmektedir. Sınıf geçmenin ilköğretimde yasal zorunluluk haline getirilmesi bu eğitim sürecinin içini boşaltmış olduğu gibi, yasal olmasa bile uygulamada hemen hemen sınıf geçmenin bir zorunluluğa dönüşmüş bulunduğu lise eğitimi de bir çöküş süreci yaşamaktadır. Ne yazık ki bugün artık gitgide kelime dağarcığı biraz daha fakirleşen, gitgide bilgi dünyası biraz daha sığlaşan ve dahası bilimi ve bilimsel bilgiyi gitgide daha az ciddiye almaya başlayan bir öğrenci kitlesi yetişmeye başlamış bulunmaktadır" dedi.
Hanefi Bostan açıklamasının sonunda, üniversite sınavlarında meslek lisesi ve İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin haksızlığa uğramasıyla konunun bir sosyal yaraya dönüştüğünü, iktidardaki hükümet döneminde başlatılan köklü değişikliklerin milli eğitimde tehlikeli sonuçlar oluşturabileceğini, okullarda giderek yaygınlaşmaya başlayan sigara ve içki alışkanlığının yanında özellikle uyuşturucu kullanımının artmasının eğitimin en önemli sorunları olarak sıralanmakta olduğunu kaydetti. Türk Eğitim-Sen İstanbul Bölge Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, söz konusu sorunlar karşısında hükümeti duyarlı olmaya çağırdıklarını ifade etti.