Çanakkale (AA)- AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kararlı bir şekilde yola devam ettiklerini belirterek, "Size inanıyorum, size güveniyorum. 22 Temmuz'da cevabını vereceksiniz. Ondan sonra Sayın Baykal Rodos'a kadar yüzecek. Öyle diyor, 'Rodos'a kadar yüzerim' diyor. Hayırlı yüzmeler" diye konuştu.
Erdoğan, Çanakkale Cumhuriyet Meydanı'nda, partisince düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine değinen Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, "Anayasa Mahkemesi itirazımız doğrultusunda karar vermezse Türkiye'de çatışma çıkar" dediğini belirterek, şunları söyledi: "Ondan sonra da bana diyor ki 'bir başbakana bunlar yakışmıyor' Sana ne yakışıyor? Yani sen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına her türlü saygısızlığını, hakareti yapacaksın ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı da 'ben Başbakanım, onun için Sayın Baykal'ın bu dediklerini de yiyeyim' diyecek... Yok böyle bir şey. Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum, kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum. Biz bu anlayışla, terbiyeyle yetiştik. Bizim böyle yumuşak başlı duruşumuza bakma. Yeri geldiği zaman sana da hakaretinin cevabını veririm. Çünkü bu millet oyunu bunun için veriyor."
Başbakan Erdoğan, kendisine yönelik hakaretlere karşı yargının harekete geçmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Düşünebiliyor musunuz, bu bir suç. Ama hani, savcılar nerede? Birisi harekete geçti mi? Yok... Bugün bir gazete başlık atmış, 'Başbakana hakaret serbest, diğerlerine hayır' Böyle şey mi olur? Aynen verilen
kararlar şunlar, 'Siz başbakansınız, siyasetçisiniz bu tür ağır eleştirilere tahammül edeceksiniz'... Yani ağır eleştiri dedikleri ne biliyor musunuz? Sadece bir sille, kafa hariç her türlü hakaret. Neler var, neler... Aldırma, bu dünya böyle gelmiş, böyle gider diyorum."
Kararlı bir şekilde yola devam ettiklerini kaydeden Erdoğan, "Size inanıyorum, size güveniyorum. 22 Temmuz'da cevabını vereceksiniz. Ondan sonra Sayın Baykal Rodos'a kadar yüzecek. Öyle diyor, 'Rodos'a kadar yüzerim' diyor. Hayırlı yüzmeler" diye konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunlar mazotçu. Bir tanesi çıkmış, 'mazotu 1 YTL'ye indireceğim' diyor. Sen mazotu 1 YTL'ye indireceğine, baban, kardeşin dürüst ya, bu ülkeden kaçıp gittiler. İmarzedelere sizin adınıza biz 9 katrilyon ödeme yaptık. Sen önce şu babanın, kardeşinin 9 katrilyon borcunu öde de ondan sonra mazotun 1 YTL'ye inmesini konuş. Kimin cebinden çıkıyor? Kardeşin
bu kadar dürüstse Türkiye'ye gelsin, niye kaçıyor? 4 yıldır kaçıyorlar. Güney Kıbrıs'ta sanal bir şirket kurmuşlar. Güney Kıbrıs bizim nezdimizde devlet mi? Değil, tanımıyoruz. Bu beyefendi orada şirket kuruyor. Hani sen milliyetçiydin? Orada kurulan şirketle Türkiye Cumhuriyeti Devleti hakkında dava açıyor. Çeşitli alavereler,
dalavereler, bazı fırıldaklar. Bunlarla Türkiye Cumhuriyeti'ni mahkum ettirecek. Hesaplar büyük, öyle ufak değil. Düşünebiliyor musunuz, bunlar benim vatandaşımın karşısına çıkıyor, benim vatandaşım bu adamları hala dinliyor. Anlamak mümkün değil. Geçen gün çıkmış diyor ki sen benim kardeşimi çağırdın. Yalan konuşma,
dürüst ol. Ben senin kardeşini niye çağırayım? Senin kardeşin gibi şu anda bu memlekette yüzlerce, binlerce girişimci var. Niye çağıracağım? Kardeşinin sana söylediği ile hareket etme. Senin kardeşin benimle görüşme talep etti. Sen benimle görüşebildin mi onu söyle. Görüşemedin. Sana randevu verdim mi, vermedim. Kardeşine verdim geldi. Neyi konuştuk, ÇEAŞ, Kepez olayı başlayacaktı, bunda kendilerine yardımcı olunmasını istedi. Kusura bakma, 'önce bu millete, devlete ödemelerinizi yapın, ondan sonra konuşalım' dedim. Aksi takdirde konuşamayız, cevabım bu. Diyor ki 'o zaman ÇEAŞ, Kepez yoktu' ÇEAŞ ve Kepez'in hazırlıkları
vardı. Onun haberini aldın, onun için geldin. Yoksa, bitmiş karar için niye gelecek bana. Sen onun için gelmek istedin, kime havale ettim seni, ilgili bakanlarıma. Olay bu, biz kiminle görüşeceğimizi iyi biliriz. Ülkeme kim fayda sağlayacaksa onunla görüşürüm. Sen kalkacaksın Amerikalıları dolandıracaksın, mahkemeler seni mahkum edecek, sen önce bunu konuş. Bunların da hesabını Türkiye ödedi."