ANKARA (A.A) - 16.10.2009 - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın demokratik açılım konusundaki görüşme talebine ilişkin ''O, işini, sisli, dumanlı, kapalı kapılar ardında götürme tercihi içinde. Buna bizim katkı vermemiz mümkün değil. Başbakan düşüncelerini benimle şeffaf bir ortamda müzakere etmeye, halkın öğrenebileceği şekilde bu tartışmayı gerçekleştirmeye razı olduğu an bu görüşmeyi kendisiyle yaparız''dedi.
[**
**](http://haber.mynet.com/detay/politika/mektuplasma-krizi-karikaturlerde/475425 )
Baykal, Edirne'nin Keşan ilçesine hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Başbakan Erdoğan'ın Irak'tan dönerken yaptığı açıklamada, ''kamera ile görüşmeyi kabul etmeyeceğini ve şartlarda anlaşma olursa gelecek hafta görüşebileceklerini'' söylediğinin hatırlatılması üzerine, Baykal Erdoğan'ın kendisinden randevu istediğini hatırlattı.
Kendisinin de konuyu nasıl konuşabileceklerini söyleyerek buluşmaya hazır olduğunu ifade ettiğini anlatan Baykal, ancak Başbakan Erdoğan'ın ''konuyu zamanı geldiğinde halkın, toplumun öğrenebileceği bir görüşme olarak gerçekleştirmekten kaçınma kararı aldığını ve bunun onun takdiri olduğunu'' söyledi.
''Bu görüşmenin kapalı kapılar arkasında, toplumdan, milletten, halktan kaçırılan bir konuşma olarak gerçekleştirilmesi konusundaki Başbakan'ın ısrarını anlamak, kabul etmek benim için mümkün değildir'' diyen Baykal, Erdoğan'a gönderdiği cevabi mektupta, açılım politikasıyla ilgili tespit, eleştiri ve uyarılarını kapsamlı bir şekilde sunduklarına işaret etti. Baykal, şöyle devam etti:
''Bu düşünceleri Başbakan herhangi bir şekilde cevaplamış değildir. Bu konularda her hangi bir değerlendirme yaptığına tanık olmadık. Bizimle yapacağı görüşmeler elbette bu konuları karşılıklı konuşmamız gerekirdi ama bunu kendi aramızda özel bir konuşma olarak tutmaya hakkımız yoktur. Çünkü milletin bu tartışmayı dinleme ve öğrenme hakkı vardır. Bu herkesi çok yakından ilgilendiren büyük bir konudur. Gerçeğin ne olduğunu Sayın Başbakan'ın, benim düşüncelerimi dinleyerek, halk değerlendirebilmelidir. Şimdi Sayın Başbakan'ın böyle bir konuşmadan kaçınma kararını aldığını görüyorum, takdir kendisinindir. Biz düşüncelerimizi ifade ettik, ifade etmeye devam edeceğiz. Başbakan düşüncelerini benimle müzakere etmeye ve şeffaf bir ortamda müzakere etmeye, halkın öğrenebileceği şekilde bu tartışmayı benimle gerçekleştirmeye razı olduğu an bu görüşmeyi kendisiyle yaparız. Ama anlaşılıyor ki henüz Başbakan bu aşamada değildir. Bu işi kapalı kapılar arkasında götürme eğilimdedir. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Şimdi Başbakan bizimle görüşmekten kaçınmıştır ama aslında sormak gerekir, Başbakan bizimle görüşmekten im kaçınmıştır, yoksa düşüncelerini halkın öğrenmesi durumundan mı uzak durmak istemiştir, bizim halk adına yapacağımız sorgulamayı cevaplamaktan mı kaçınmıştır, bu gerçeğin halkın bilgisine yansımasından mı kaçınmıştır? Bunun takdirini milletimize bırakıyorum.''
-''ÇOK YANLIŞ YAPIYOR''-
Baykal, bir gazetecinin ''Sayın Başbakan devlet sırrı niteliği taşıyan bilgileri sizinle paylaşmak istediğini belirtirse tavrınız ne olacak? Çünkü önümüzdeki hafta MGK toplantısı var. MGK sonrasına ilişkin bir randevu talebi gelirse yanıtınız ne olacak?'' sorusu üzerine, Başbakan'ın yazdığı mektupta görüşme amacını, ''Kürt açılımı'' politikasının bugün geldiği aşama hakkında bilgi vermek ve bu konuda kendilerinden düşünce ve önerilerini almak olarak belirttiğini söyledi.
''(Size gizli bilgiler vereceğim, devletin bu konudaki bilgilerini sizinle paylaşacağım) diye randevu istemedi. Randevuyu niye istediği ortada'' diyen Baykal, Başbakan ile açılımı tartışmak istediklerini belirtti. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''O bir açılım politikası götürüyor. Çok yanlış yapıyor. Türkiye'yi etnik ayrışmaya sürüklüyor. Bu konudaki tespitlerimiz, gözlemlerimiz ortada, bunları anlatıyoruz. Bunu bizimle müzakere etmek isterse bu düşündüğümüz çerçeve içinde gerçekleşir. (Ben sizinle açılım politikasını konuşmak istemiyorum. Bazı önemli devlet bilgilerini size iletmek istiyorum) diyorsa, onun şartları ayrıdır. Onu o şekilde düşünürüz ama bu o değildir. Bunu oraya döndürmeye çalışmak kurtarmaya yetmez. Başbakan'ın kapalılık tercihini haklı göstermek için şimdi yolun yarısında görüşmenin içeriğini değişik sunmaya kalkmanın inandırıcı bir tarafı yoktur.''
-ROBOT KAMERALAR-
Baykal, bir gazetecinin ''Yani şu koşullarda görüşme olmayacak'' sözleri üzerine ''Biz görüşmeye hazırız. Biz şeffaf görüşmeye hazırız. Başbakan eğer politikasını bizimle müzakere etmeyi halkın öğrenebileceği, şimdi de demiyorum günü geldiğinde öğrenebileceği şartlar içinde bizimle bu konuyu görüşmeye hazır ise bunu her an gerçekleştirebiliriz'' karşılığını verdi.
Kayıt konusunda robot kameraların kullanılacağı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine de Baykal, bir görüşmenin kayda alınması söz konusu olduğunda teknolojinin imkanlarından faydalanmak açısından bunun gündeme geldiğini söyledi.
Baykal, emniyetteki sorgulamamalarda, TBMM'de kayıt işleminin kameralar aracılığıyla yapıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Günümüzde artık televizyon var. Teyp kaydının öyle söylediydi, söylemediydi, kesildi, montaj yapıldı iddialarına müsait değil. Televizyonda her şeyi görüyorsunuz. Kayda alınmasını istiyorsanız bunun yolu budur. Biz geleceği umudu içinde Başbakanın hazırlığımızı yaptık. 3 tane robot kamera bu görüşmeyi çekecek ve konuşma salonunda Başbakanla ben sadece bulunacağım. Üzerinde mutabık kalacağımız, güvendiğimiz bir yönetmen bunu dışarıdan izleyecek ve ortaya 2 kaset çıkacak. Bunlardan birini Başbakana, birini bize verecek ve bu şekilde bu görüşmeyi gerçekleştireceğiz diye umut etmiştik. Ama Başbakan'ın bu konuşmayı şeffaf şartlarda kamuoyunun öğrenebileceği şekilde zamanı geldiğinde öğrenebileceği şekilde gerçekleştirmeye hazır olmadığı anlaşılıyor. O işini, sisli, dumanlı kapalı kapılar ardında götürme tercihi içinde. Buna bizim katkı vermemiz mümkün değil.''